Diğer yarım

126 7 2
                                    

Sesizliğimi bozan insandı o kalbimi açığa çıkaran,yaklaştığında elektirik akımımı arttıran,gözlerimi açıp etrafı görmemi sağlayan diğer yarını bulmak demek bir elmayı iki eşit parçaya bölmek gibi birşey senin eksik tarafını tamamlayan kişi galiba bende bulmuştum diğer yarımı eksikliğimi tamamlayan insanı ama emin değildim sevmemişti kalbim şuana kadar hiçkimseyi ama bunun yanında kimseye karşı böle hissetmemişti de yüreğim, kafamı karıştıran sorularla yatakta vokta atıyordum sağa dönsem Oğuz sola dönsem yine Oğuz heryerde o vardı sarıldığımız an yanı sarıldığım anı tekrar tekrar kafamda canlandırıyordum ve birdahaki sarılmanın hayalini 10 hikayeyle kurmuştum beynimde düsünmekten beynim kulaklarımdan akıp gidicek die korkuyordum olmazdı dimi canım beynim. Hızla yataktan fırladım çalışma masamın üstünde duran telefonuma baktığımda saatin 2;30 olduğunu gördüm neyseki yarın tatildi cumartesiler ah en sevdiğim
Hala uyuyamadığım için kulaklıklarımı taktım rastgele bir müzik açtım ve komidinin üstünde duran kitabımı alıp okumaya başladım güzep bir kitaptı aşk ve bilim hakkında birbirini seven iki insanın arasındaki bağın tıbbı olarak etkilerini analtıyordu mesela aşık olan insanla aşık olmayan bir insana acı deneyi yapılıyor aşık olan acıyı az hissederken aşık olmayan insan acıdan kıvranıyor ilginç bir kitap kitaptan birkaç sayfa daha okuduktan sonra kendini uykunun kollarına bıraktım

Karanlığın içindeyim heryer simsiyah kimsecikler yok yanlızca ben heryer kapkaranlık sanki bir anda bütün şehirin ışıkları sönmüşcesine zifiri yürümeye başlıyorum birşeyler bulmak maksadıyla bayabi yürüdükten sonra hiçbirşey bulamıyorum gözlerimi kapatıyorum açtıktan sonra kendimi bir buz pateni pistinde buluyorum yine tek başımayım biranda buz pistinin tam ortasında devasa bir buzdan heykel beliriyor kayarak heykelin arkasına gidiyorum arkası dönük biri duruyor orda biranda önüne dönüveriyor gördüğüm kişiyle dizlerim titremeye başlıyor kumral dalgalı saçları ve okyonusu andıran gözleriyle Oğuz duruyor karşımda gülümsüyor bana ölmem gerektiğini söylermiş gibi sonra birden elimden tutuveriyor irkiliyorum ilk başta tabi içim falan titriyor buz pisti dahada soğuyor sanki sonra elinin ordaki varlıgına alışıyor vücüdüm ve ısınamya başlıyor bedenim kaymaya devam ediyoruz türlü türlü haraketler görseni bi havalar ego tavan yaptı bizdi sonra bi an bir kız beliriyor yanımızda yemyeşil gözleri upuzun sarıya kaçam saçlarıyla güzel ve saf bir kız sonra elimi bırakıp kızın elinintutuyor Oğuz bağırıyorum arkasından duymuyor heykelin az ilerisine oturuveriyorlar arkalarından izliyorum onaları sonra yanımda bir buz kütlesi oluşuveriyor onun arkasına saklanıyorum görülmemek için Oğuz kızla gülüşüyor ,içim ganıyor . kız dokunuyor,içim yanıyor kıza sarılıyor ,içim yanıyor biranda yer sarsılıyor deprem gibi bişey devasa heykel bir o yana bir bu hana sallanıyor en sonunda heykelin yarısı Oğuzla kızın olduğu yere doğru düşmeye başlıyor bagırıyorum Oğuza ama duymuyor bağırmaktan boğazım yanıyor yanına koşup onu ordna almak istiyorum ayağımdaki lanet patenler engel oluyor ona gitmek istedikce düşüyorhm tekrar kalkıyorum tekrar düşüyorum en son düşüşümde heykel Oğuzun üstüne denk geliyor heryer kan içinde Oğuz gözlerimin içinde parçalara ayrılıyor bağırıyorum duymuyorlar sonra bir an duruyorum hizmetliler geliyor buz pistindeki lekeleri çıkarmak için elime bez alıyorum Oğuzun kanını temizliyorum elime bulaşıyor icim eriyor ,ruhum ölüyor. Yanaklarımda sıcaklık hissediyorum elimdeki bezi bırakıp bir cama yaklaşıyorum gözlerim kan çanağına dönmüş ağlamakfan aynı sahne gözümün önüne geldikce gözlerim buğulanıyor camdaki yansımda Oğuzu görüyorum daha çok ağlıyorum sonra tekrar bir deprem ama bu seferki Hâyâl yani ablam sesleniyor bana "Gece güzelim kalk kâbus görüyorsun uyan " gözlerimi açmaya çalışıyorum ama canım yanıyor suratımda hissetmeye devam ettiğım sıcaklık ve ıslaklıkla gözlerimi zorluyorum ve en sonunda açıyorum bana bakan korkulu bir çift gözle karşılaşmak rüyamı hatırlamama sebep oluyor ve bu dahada canımın yanmasına"Gece iyimisin" ah evet sorular "evet abla iyiyim sadece kabus kötü çok kötü bir kabus" anladığını belli eder gibi kafasınını sallıyor kapıya doğru yönelirken sanki ince bir ayrıntı yakalamış gibi bakıyor bana tam çıkacakken tekrar dikiliyor önüme "Gece Oğuz kim?" hadi be sendemi bürütüs

Oğuzdan ;
Gecenenin bana sarılmasının şokunu hala üstümden atamamıştım düşünüp duruyorum hala aynı sahneyi canlandırıp duruyorum gözümde her seferinde kalbim titriyor seviyorum yavaş yavaş kalbimin orta yerinde cumhuriyet kuruyor kalbi aklıma yuva yapıyor gülüşleri ruhumu gençleştiriyor güzellikleri bu kadarı fazla kalbime diyorum taşıyamaz ama laf anlamıyor ki gönül boyundan büyük işlere kalkışıyor hala düşünüyorum bedenimi sarmaya çalışan minicik ellerini kafasına yasladığı göğsümü ve onun içinde deli gibi atan hatta onun atış sesinden düşüncelerimi duyamadığım halimi çok güzel geliyor bu tablo gözüme bunları hayal ederken uyuya kalıyorum tabikide

Sabah kalktığımda hafta sonu olmasına dua ediyorum bu kafayla ders çekemeyeceğimi anladıktan sonra kahvaltı bile etmeden çıkıyorum evden dağ evine geldiğimde kapıları açıp mobilyaların üstündeki beyaz çarşafları kaldırıyorum bütün bunları hallettikten sonra buzdolabının kapağındaki bira şişelerinden ve bir kaçtane viskiti alıp içerdeki masaya koyuyorum mutfağa geri dönüp kapının yanında duran masanın gizli bölmesindeki atıştırmalık çerezleride alıp içeri koyuyorum içeri giderken çerez tabağından iki üçtane fındığı ağzıma atmayı ihmal etmiyorum tamamen yerleştikten sonra Gece yolcuları - meyhaneler sen şarkışınıda açıp bir bardağa viskimi dokdurup yudumluyorum ve kafamda Geceyi kuruyorum yaşantımızı evlendiğimizi düğünümüzü onu öptüğümü çocuklarımızı kafamında güzelliğiyle hayallerim rüya gibi gözümde beliriyor
dağ evindeyiz yine Gece yanımda oturmuş bütün doğallığıyla sevdiğim uzun saçlarını topuz yapmış yanımda oturuyor böle dokunmaya bile kıyamıcak kadar masum bakıyor beraber korku filmi izliyoruz daha doğrusu o izliyor bense cenneti izliyorum korku filmi umrumda değil sadece Gecenin cennet güzelliğine doyurmaya çalışıyorum ruhumu ihtiyacım var çünkü bir yerde adam aniden erkanda beliriyor Gece gözlerni açabildiği kadar açmış bana doğrü dönüyor ama nasıl tatlı çekip alnına bir öpücük konduruyorum gülümsüyor gamzeleri beliriyor gülerken tekrar öpüyorum o güzel gamzelerinden tekrar gülümsüyor sonrası karanlık

Gece'den;
Ah abla ah bunu sormayaydın iyiydi ablama açıklama yapmam kereken yerde ağlamaya başladım ablam hala kâbusun şokunda olduğumu analdıgı için daha fazla sorgulamadan odamdan çıktı ablam gittikten sonra sesimi kesip yatağıma yattım tekrar uyumak dileğiyle kafamda kâbusu düşünürken uyuya kaldım

Sabah uyandığımda pazarın keyfini çıkarmak için kahvaltımı yapıp altıma siyah yüksekbel darpaça kotumu üstümede siyah kazağımla siyah deri ceketimi giyip siyah şapkamı taktım siyah botlarımıda giydikten sonra dışarı çıktım buğün biraz yanlız kalma vaktiydi yeni ögrendiğim gizli bankların bulunduğu parka doğru gittim birtane gizli bank bulup oturdum kimse yok gibi görünüyordu ve burası full deniz manzaralı ve yeşilim her tonunu barındıran bir yerdi yani nefes almak ve yaşamak ideal bi bank birazdaha manzarayı izledikten sonra yanıma bitinin oturduğunu hissettim bu o çocuktu Oğuzun beni önemsemediğini söyleyip kavga ettiği çocuk söyledikleri tekrar geldi aklıma çocuk sağ eliyle yüzümün önümdeki saçları heriye attırmak için davrandığında elini iyekleyip kafamı çevirdim gülmeye başladığında ise kalkmak için yeltendim fakat bileğimden tutup beni kendine çeken eli buna müsade etmedi elimi kaldırıp yüzüne birtane sağlam osmanlı cinsinden tokat patlattığımda üstünden kalktım ve yürümeye başladım belimden tutulup ağzıma kapatılan bir bez parçasıyla nefes almamaya çalıştım bir süre dayandıktan sonra oksijen yetmezliğinden dolayıp nesef aldım ve ağır çekimde gözlerimi kapatıp bilincimi kaybettim

Gizemli AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin