ÖZÜR DİLERİM

333 51 30
                                    

Yolculukta yb yazma keyfisi. Kardeşimin internetinin şarjını sömürdüm :D :D Kısa oldu biraz ama mobilden yazmak uğraştırıyor bayağı. Bu bölümü burada kestim o yüzden. Sevgiler.
Saatlerdir koşuyordum. Ne sinirim dinmişti ne merakım. Abimmiş. Geçmişi yok sayacakmışız. Ben geçmişimin üzerine çizgi çekmeye çalıştıkça  bir şekilde karşıma çıkmaya devam ediyordu. Evet annem benim yüzümden ölmüştü. Ama o zaman daha altı yasında bir çocuktum. Ben ister miydim annesiz büyümeği, ben ister miydim canımdan bir parça olan kadının bu kadar erken gitmesini. Büyüyüp onun kopyası oluşumu izlemesini nasıl isterdim şimdi.

Ben daha babamın yaptıklarını yedirememişken  benim yaşadığım cehennemi bilmesine rağmen beni o cehenneme terkeden bir abim olduğunu öğreniyordum. Ben her gün bir abim olsaydı diye düşünürken o abim beni umursamadan herşeyi bunutmak için buraları bırakıp gitmiş.

...
Evin kapısından içeri girip kapıyı kikitledim. Ne duş almaya ne de odama gidip üstümü değiştirmeye halim vardı. Hemencecik salonun ortasındaki büyük koltuğa kıvrıldım.
....

Korna sesi o kadar yakından geliyordu ki o bir adımı atacak zamanım yoktu. "Alisaa koşş!"  diyen annenin sesi kulaklarımda yankılanıyordu. O an arkadan iteklenmemle yolun kenarına yuvarlandım. Ben daha ne olduğunu anlamaya çalışırken  arkadan duyduğum çarpma sesi.... kornalar... uğultular ...  çığlıklar...

Dizimde düşmenin etkisiyle oluşan yaradan kaynaklı toparlayarak ayağa kalktım  dizim çok acıyordu gözyaşlarım gözlerimden akarken  "Anne dizim  çok acıyor "  diyerek ayağa kalktığım anda yerde kanlar içinde yatan annemi görmem bir oldu.  Ağlayarak yerde yatan annemin yanına gittim. Karşısına uzanıp yüzünü ellerimle okşamaya başladım. Ağlamalarım hıçkırıklara dönüşürken "Anne ne olur uyan" diyordum. Ben hep sakarve dikkatsiz bir çocuk olmuştum bu durum hep gülünerek geçiştirilmişti. Bu sefer  benim dikkatsizliğim yüzünden bir can gidiyordu. Canım gidiyordu. Altı yasında bir çocuk bunu ne kadar anlarsa o kadar anlıyordum.
....

"Şş Mavi, geçti bak buradayım. Sakin ol bebeğim. " 
Ben bu sesi duyduğumda neden sakinleşiyordum? Bu eller neden her kabustan uyandığımda saçlarımda? Çığlık atıp kaçmalıyım aslında. Bu adamın evimde ne işi vardı? Bunları daha sonra düşüneceğimi kendime hatırlatıp beni sakinleştirmeye çalışan adama sarılıp aylardır akıtmadığım gözyaşlarımı serbest bıraktım.

Kim olduğunu dahi bilmediğim bir adama hemde evime nasıl girdiğini dahi bilmediğim bir adama güvenmem çok saçmaydı. Hırsızda olabilirdi. Organ mafyası da. Seri katil. Örnekleri daha da arttırabilirdim. Babama güvenemezken tanımadığım bir adama güvenmem saçmalığın ta kekendisiydi. Ama şu satten sonra hiçbir şeyde mantık aramamaya karar vermiştim.
Çenemden nazikçe tutup kendisine bakmamı sağlayan adama baktım. Daha sonra gözüm benim gözyaşlarımdan sırılsıklam olan omuzuna takıldı. Gözlerimi silip "Çok özür dilerim gömleğini mahvettim" diye mırıldandığımda kopkoyu bir tona sahip olan yeşilleri kısılmış anlamaya çalışır, şaşırmış bir şekilde gözlerimin içine bakıyordu.

HARABEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin