NE İŞİN VAR BURADA?

238 36 77
                                    

Konserden sonra yediğimiz yemekle birlikte keyfime diyecek yoktu.. Ulaş bir gözü yolda bir gözü bende araba kullanırken bende dans ederek bağıra bağıra eşlik ediyordum çalan her şarkıya.

Pencereden esen serin rüzgar hoş bir etki yaratıyordu üstümde. Oldum olası soğuğun ürpertici etkisini severdim.

Her zaman yolculuklarda camı sona kadar açıp serin rüzgarın arabanın hızıyla tenimi yalamasına izin verirdim.

Sanki annem dönüp yine "kızım kapat o camı, çok zararlı!" diye uyarıda bulunacakmış gibi hissederdim. Sırf o uyarıyı duymak için yaz kış açardım camı. Bi daha o sesi duymayacağımı biliyordum. Ama duyacakmışım gibi umut etmeyi seviyorum..

"Aşkım? Duymuyor musun? Alis iyi misin?"
Bana seslenen Ulaş'ın sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım. Ne ara şarkı söylemeyi bırakıp düşünce girdabına kapılmıştım ben?
Peki ne ara yetişmiştik evimin önüne?

"Efendim?"

"İki saattir sesleniyorum duymuyor musun? Yok eğer benimle kalmak istiyorsan eve geçmeyebilirsin."

Ulaş'ın sahildeki kulübe tarzı minik huzur dolu evini çok seviyordum aslında. Ama sabah okulum vardı ve onun evine gidersek en azından iki film izlemeden uyumayacağımızı biliyordum.

"Aşkım sabah okul olmasa seve seve gelirdim ama üzgünüm." deyip dudağının kenarından öptüm. Elini belime koyup beni kendine çekerken kulağıma doğru üfleyerek konuştu.

"Sevgiline bir kahve yaparsın değil mi sevgilim?"
Onun elinden kurtulup arabanın diğer tarafına döndüm. Kapısını açıp kulağına doğru eğildim. "Sevgilime kahve yapacağım.." diyip tebessüm ettiğimde arabadan inip dudağımı hafifçe öptükten sonra elini beline yerleştirerek apartmanın giriş kapısına doğru yürümeye başladı.

Açık açık duygu düşüncelerini belli eden biri değildi Ulaş. Hiç bir zaman öyle olmamıştı..
Küçükken de öyleydi.. Ne düşündüğünü ne hissettiğini asla tahmin edemezdiniz..

Ama onun yanında özel biri olduğumu hissettiriyordu ya gerisi çok da önemli değildi.

...

Sabah uyandığımda saatin erken olduğunu görüp tebessüm ettim. Az uyuyarak yorgunluğundan kurtulan bir insan olduğum için çok şanslıydım. Banyomu spor sonrasına bırakıp eşofmanlarımı giydim. Dışatısı soğuktu ama eşofman üstüm sporla birlikte üşümeme fırsat vermezdi.

Spor ayakkabılarımı ayağıma geçirip kulaklığımı kulağıma taktım. Ne zaman açtığımı hatırlamadığım salon penceresinin ve kapıyı kilitleyip koşarak merdivenleri inmeye başladım. Basamaklar kaygan olmadığı için çok şanslıydım. Yoksa şimdiye kadar defalarca ayağımı kolumu kırmış olurdum.

Geri dönüş yolundaydım. Yorgunluktan hızım bayğı düşmüştü. Çok uzatmıştım bugün yolumu. Apartmandan çıkarken nadiren kullandığım asansörün çağırma düğmesine bastım.

Asansör kapısı açıldığında içindeki adam bana çarpıp hızla dışarı çıktığında bir an arkasından bakıp kabalığına başımı salladım. Yaptığımın saçmalığını farkettiğimde aman banane  diye mırıldanıp kabine geçtim. Yavaş yavaş çıkan asansör evinin bulunduğu kata yetiştiğinde kapının aralık olduğunu görünce kapıdan seslendim.
"Esra? Yağmur?" aralık olan kapı ardına kadar açılıp karşımda Ulaş'ı görünce şaşırmıştım. Bugün öğleden sonra gidecekti işe geç saate kadar uyur genelde.
"Aşkım ne işin var burada?" diye sorup kapıdan geçtim kapıyı kapatan Ulaş 'ı arkamda bırakıp mutfağa su içmeye gittiğim de gördüğüm kahvaltı sofrasına hayranlıkla bakakaldım.

"Ya da karar değiştiriyorum. Aşkım her sabah ben koşudayken eve gel." Arkadan bana sarılan sevgilim enseme öpücük kondurup beni cevaplarken ellerinden sıyrılıp kaşlarımı çattım!
"Şimdi ne oldu aşkım ya?"

"Mal mısın sen daha koşudan yeni geldim ter içindeyim ve beni öpüyorsun! Iyy. Ben duşa girip geliyorum." Şaşkınlıkla bana bakan Ulaş'ı arkamda bırakıp odama yöneldiğimde kapının çarpma sesini duymuştum. Bunda sinirlenip gidecek ne vardı?

Onu boşverip kıyafetlerimi elime alıp banyoya gitmek için odadan çıkarken ahşap masanın üzerindeki sarı kağıt dikkatimi çekti. Üzerinde gayet özenli bir el yazısı ile yazan kelimeler şaşkınlıktan gözlerimin büyümesine sebep olmuştu.




HARABEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin