MAVİ

661 84 82
                                    

Ben hıçkırıklarımla sarsılırken biri bana sarılıp saçlarımı okşuyor "Geçti bebeğim" diye beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Başımı kaldırıp bana sarılan adama baktım ve suratına bir tokat geçirdim.

"Sen kimsin?!!"diye bağırarak adamın kollarından kurtuldum. Başımın dönmesinin geçmesi için biraz başımı ovup etrafıma baktım. Burası bana yabancıydı. Daha önce gelmediğim bir evde tanımadığım bir adamın yanındaydım ve o adam az önce bana sarılıp saçlarımı okşuyordu. Aklıma gelen çeşit çeşit senaryoyu aklımdan uzaklaştırmaya çalışarak tekrar sordum. "Sen kimsen ve benim burada ne işim var?" 

Attığım tokatın şokuyla şaşkın şaşkın bana bakan adama elime geçen kumandayı , bardağı , yastıkları fırlatmaya başladım. Adam sinir bozucu bir şekilde herşeyi havada yakalıyor ve yanındaki koltuğa bırakıyordu. Kim olduğunu bilmediğim bu adam en fazla yirmi beş yaşındaydı. Benden onbeş santim kadar daha uzundu. Hafif bronz teni, yeşil gözleri,giydiyi bol kıytafetlere rağmen kendini belli eden düzgün bir vucudu ve şekilli kumral saçları vardı.

Artık etrafımda fırlatabileceğim bir yastık bile kalmadığında ellerimi tutup "Mavi artık beni dinleyecek misin?" sorusuyla gözlerime baktı. Mavi??

Israrla devam ettim."Benim burada ne işim var?!" Çırpınmalarıma rağmen ellerinden ellerimi kurtaramamıştım. Hayvan gibi güçlüydü. "Bi dinle be Mavi?"

İnatla gözlerine bakıp meydan okumayı sürdürdüm. "Çabuk anlat,kısa sürsün evime gideceğim."Tesim olur gibi ellerini kaldırdı ve koltuğa oturmamı işaret etti.Tedirgin bir şekilde koltuğun kenarına oturdum. Kaşlarını kaldırıp anlamaz bir şekilde bana baktı ve yorum yapmaktan vazgeçip çaprazımdaki koltuğa oturup konuşmaya başladı.

"Öncelikle Mavi" Mavi demesi sinirimi bozuyordu. Ancak adımı bilmesinden daha iyidir diye düşünüp sesimi çıkarmadan dinlemeye devam ettim."Ben sahilde yürüyüş yapıyordum sen de inanılmaz hızlı bir şekilde koşuyordun.Sonra birden düştün. Yanına geldiğimde baygındın. Seni arabama bindirip buraya getirdim. Yardımcılarım seninle ilgilendi" 

"Hastaneye götürebilirdin" diye çıkıştım. 

"Götürmedim"

"Ne kadar süredir buradayım?" Peki madem öyle neden uyandığımda bana sarılıyordun? Beni kaçırmışta olabilirsin." Bu söylediklerim karşısında gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyordu. En sonunda kendini kasmayı bırakıp tebessüm etti. Ettiği tebessümle yanaklarındaki çizgi gamzeler belli oldu.

Gülmesi beni daha çok korkutuyordu. Az önce aklımdan kovduğum senaryolar tekrar  gün yüzüne çıkmıştı. Onun sesiyle tekrardan düşüncelerimden ayrıldım.

"Dünden beri uyuyorsun. Ateşin vardı. Ve sayıklıyordun. Saçların okşanınca sakinleşiyorsun ve uyumana devam ediyorsun."

Ayağa kalktım ve hayretle bana bakan adama dönüp umarsızca konuştum.

"Anahtarlarımı ve telefonumu verirsen evime gideceğim."

Televizyon ünitesinden aldığı anahtarla telefonu bana uzatırken gülümseyip(hatta sırıtıp) "Birşey değil Mavi" dedi.Asık suratımla karşılık verip şimdiye kadar bu kadar güzel olduğunu farketmediğim resmen saray yavrusu olan evden çıktım. Çıktığım sokağın neresi olduğu hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Tam arkamı döndüğümde yine bana aynı sinir bozucu sırıtmayla bakıp "Bir sorun mu var Mavi?" diyen adamı gördüm. "Problem sensin" deyip bilmediğim yolda koşmaya başladım. Bildiğim biryerlere çıkmam uzun sürmedi.

Biraz kısa ama sonraki bölümde telafi ederim :) Yorum ve eleştirilerinizi bekliyorum :)



HARABEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin