Ablamın düzenli olarak alıp verdiği nefesinin çıkarttığı sesi bir süre dinledikten sonra yavaşça yataktan kalktım. Yanına gidip uyuduğuna emin olduktan sonra Yarım kalan işimi bitirmem gerekiyordu. İki gün önce Mickey'e yaptığım testi hala sonuçlandıramamıştım. Bir an önce numuneleri incelemem gerekiyordu. Ve ablam uyanıkken bunu yapamazdım. Bu yüzümü hiç görmemişti ve görmesini de istemiyordum. Çünkü hep onun masum, saf, tembel ve aklı bir karış havada küçük kız kardeşi olarak kalmak istiyordum. Parmak uçlarımda kapıdan çıkarken ses çıkartmamaya dikkat ederek kapıyı kapattım.
Laboratuvara dondurucu almak en akıllıca yaptığımız şeydi. Dondurucudan iki gün önce aldığım numuneleri çıkartıp çözülmesini beklerken Mickey'yi yanıma aldım. Yeni örnek incelemesi de yapacaktım. İki fare üzerinde çalışmıştım. Birincisini ödevleri bahane edip girdiğim ve çıkmadığım okul laboratuvarında inceliyordum, ikincisini ise diğer kalan zamanlarımda Okan'ın laboratuvarında çalıştığım fare üzerinde yani Mickey de inceliyordum. Deneyimin başarılı olduğunu gördükten sonra okuldakini öldürüp çöpe atmıştım. Çünkü birilerinin fareyi bulup üzerinde çalışma yapmasının yada incelemesinin riskini alamazdım. Ama emin olmak için buradakini tekrar incelemem gerekiyordu. İki farede birbirine benzer semptomlar göstermişti. Bu da doğru yolda olduğumu gösterirdi. İşe başlamadan önce burs paramla biriktirip aldığım tabletimi kilitli dolaptan çıkartıp deney raporlarıma göz attım. Oldukça iyi sonuçlar almaya başlamıştım. Bu son örneklerinde olumlu çıkmasıyla deneyi artık bitirecektim.
Okan'la okulun ilk yılı tanışmıştım. Ortak birkaç dersimiz vardı. Ben moleküler biyoloji ve genetik okurken o sadece biyoloji okuyordu. Orta boylu, kumral bir çocuktu. Çok güzel gözleri vardı, masmavi. Taktığı kocaman gözlük onu sevimli yapsa da gözlerinin güzelliğini saklamaya yetmiyordu. Ortak dersimiz olan genel kimya dersinde yanıma oturarak sohbet etmeye başlamıştı. O zaman arkadaş olmuştuk onunla. İlk başlarda çok umursamasam da onu pes etmeyerek kanıma girmişti. Zamanla da en iyi dostum, arkadaşım hatta kardeşim gibi olmuştu. Ama onun da benimle aynı duyguları paylaşmadığını biliyordum. Bana karşı olan aşırı ilgisi ve alakasının bana beslediği aşkından olduğunu biliyordum. Bir gün okul laboratuvarında çalışmaya giderken sınıfların birinden bağırma sesi geliyordu. Sınıfa biraz daha yaklaştığımda bu sesin Okan'a ait olduğunu anladım ve aralık kapıdan dinlemeye başladım. Bir arkadaşına bağırıyordu, ikisinin de sırtı kapıya dönüktü. Beni deliler gibi sevdiğini haykırıyordu arkadaşına, acı çektiğini, her şeyi bir bir anlatırken gözlerim dolmuştu. Ona yaptığım haksızlığı düşündüm, ama onun aşkına karşılık veremezdim zaten kalbim fazlasıyla doluydu. Sessizce yoluma devam ederken bu olayı hiç duymamış gibi davrandım. Her zamanki gibi işi deliliğe vurup bilmemezlikten geldim. O benim tek arkadaşımdı onu kaybedemezdim.
Micky'den aldığım kan örneğini incelemeye devam ederken, aklımda sadece o vardı. Onun için kendimden bile vazgeçmiştim. Formülün denklemini çözmek için günlerce, aylarca uykusuz kalmıştım ve dört tane de alttan ders almam gerekmişti. En zoru da bunu ablama anlatmak olmuştu. Alttan dersim kaldığını öğrendiğinde telefonuma ve animelerime el koymuştu. Açıkçası onlar umrumda bile değildi. Onlar sadece kamuflajdı yaptığım işin ortaya çıkmama için. Animelerimin arasında formüller ve denklemin parçaları vardı, amine okuduğum sanılırken denklemi çözmekle uğraşıyordum aslında yoğunlaştığım tek şey formül denklemini çözmekti. Çözmek iki yıldan fazla zamanımı almıştı. Ama sonuç kesinlikle olumluydu. Görünen o ki Micky oldukça sağlıklı bir fare olmuştu. Sevinçle yerimde zıplarken Micky'nin kafesine bir peynir attım ödül olarak. İşlem tamamdı artık iş sadece bunu ona enjekte etmeye kalmıştı ama onu nasıl bulacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HAYATIMIN DENEYİ
Fiction généraleHer zaman madalyonun bir de ters yüzü vardı. Tıpkı kişiliklerimiz gibi. Önemli olan ise diğer tarafını da görmektir.