{11}

7 3 0
                                    

Mutlu yıllar...

Yvons yanıma otururken ona bakmadım bile. Gözlerim karşımda dalga dalga olan denizi inceliyordu.

"Ye bunları."

Yanıma bıraktığı şeylere de bakmayınca iç çekip ayağa kalktı ve mağaraya girdi. Pam de oradaydı. Büyük ihtimalle benimle ilgili konuşacaklardı.

Ben de ayağa kalktım ve Merkez'e doğru yürümeye başladım.

Ne düşünüyordum? Bilmiyordum. Ne hissediyordum? Hissizleşmiştim. Algılarım dış dünyayla bağlantısını tamamen kesmişti ve iç sesim susmuştu.

Sessizliğimi dinliyordum.

Air'in mağarası Merkez'e yakındı. Kısa sürede gelince başlığı takmayı unuttuğumu fark edip alelacele başlığı taktım.

"Hey!"

Arkamdan gelen sesi beynim taradı ve tanıdık bir ses olduğuna karar verdi. Kim olduğunu anlamak için arkamı döndüğümde siyahlar içerisinde parlayan buz mavisi gözleri gördüm.

Air'di.

Ben başlığımı takmadan önce beni görmüş olmalıydı. Kaşlarım çatıldı. O gördüyse diğerleri de görmüş müydü?

Etrafımı kaçamak bir bakışla taradım. Herkes kendi işindeydi. Beni tek görenin Air olmasıyla az da olsa rahatladım.

Hızlı adımlarla yanıma geldi.

"Nasılsın kaçak?"

O gülümserken ben gözlerimi kaçırdım.

"Özür dilerim."

"Neden özür diliyorsun?"

"Böyle olmana ben sebep oldum. Gizlenmek zorunda kaldın. Kendi sınırına da dönemiyorsun. Ben... Böyle olsun istemezdim."

Omuz silkti. "Yaramazlık yapmayalı uzun zaman oluyordu. Sen sadece bir bahaneydin takma kafana."

Zoraki gülümsedim.

"Iıı... Lauren... Duyduğum şey doğru mu?"

Kaşlarım çatıldı. "Ne duydun?"

"Ruhun... Hamileymiş..."

Dişlerimi sıkarken arkamı dönüp hızlı adımlarla yürümeye başladım. Air koşarak bana yetişmeye çalışıyordu. Bana sesleniyordu ama umrumda değildi.

"Değil tamam mı?!" dedim birden arkamı dönerken. Ani duruşum yüzünden bana çarpmamak için kendini zor tuttu.

"Değil! Yok öyle bir şey! Anlıyor musun? Bunun imkanı bile yok! Ruh yeni bir ruha hamileymişmişmiş! Sizin dünyanızda da espriler böyle mi yapılıyor? Bak ne kadar güldüm! Çok komik!"

Bağırmayı bıraktığımda herkes bize garip garip bakmaya başlayınca sakinleşmek için kendime biraz zaman verdim. Air resmen gözleriyle buradan gitmemiz gerektiğini söylüyordu.

Başımı yavaşça salladım. Dikkat çekmemeliydik.

"Hey! Tutun onları! Arananlar onlar!"

Kalabalığın arasından bir kadın fırlayıp bize doğru koşmaya başlayınca kalbim ağzımda atıyor sandım. Air'e bile bakmama gerek kalmadan koşmaya başladık.

Şaşırtmalı yollara girip çıksak da peşimizde resmen bir ordu koşuyordu. Kadına katılanlar gittikçe artarken umutsuzca Air'e baktım.

"Yakalanacağız."

"Yakalandınız zaten."

Karşımızda birden Ëlvä Birlikleri belirince aniden durmak zorunda kaldık. Arkamız ise o kadın ve diğerleriyle kapatılmıştı.

YILDIRIM-The Cold WarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin