{17}

16 3 0
                                    

Medya, Eva... ( yedi yaşındaki hali)

Eva kucağımdaki bebeğini alıp, beşiğinin içine koydu ve sallamaya başladı.

Gerçekten de çok hızlı büyüyordu. Ve ben bundan nefret ediyordum. 2 hafta önce onu kucağımda sallayıp uyanmaması için büyük bir titizlikle beşiğine yatırırken, o bugün artık sığamadığı beşiğinde bebeklerini uyutuyordu.

Eva 2 hafta gibi bir sürede 7 yaşına girmişti bile.

Açıkça söylemek gerekirse endişeleniyordum. Blue'nun söyledikleri hala aklımdan çıkmamıştı. Marvel'a anlatamadığım gibi kızımı da bundan koruyamayacaktım.

Bu korkunç ölüm hissiyle rahatsız olup yerimden kalktım ve Eva'nın yanına gidip saçlarından öptüm.

"Ben birazdan gelirim."

Usulca başını sallayıp yeniden bebeğiyle ilgilenmeye başladı. Normal çocuklarla arasındaki tek ortak nokta oyuncak bebekleri seviyor olmasıydı. Bunun dışında tamamen bir yetişkin gibi davranıyordu. Bu belki de ruhu 17 yaşında olduğu içindi.

Ve sanırım bir çeşit gücü vardı. Bazen aniden donakalıyor ve sesler duyduğunu söylüyordu. Tabi ki biz bu sesleri duymuyorduk. Bazense sesleri dinlerken dayanılmaz olduğunu söyleyip çığlık atıyordu.

Ama çığlığı hiç normal değildi. Oldukça güçlüydü, odanın camları kırılmıştı o çığlık attığımda. Ne olduğunu hala anlamamışlardı ama ben hissedebiliyordum.

Ben bunları düşünürken devasa Olimpos Saray'ından çıkıp bahçeye gelebilmiştim. Havuza yaklaşıp mermer tarafına oturdum.

Ve doğayı dinlemeye başladım.

Dönüştüğümden beri garip bir şekilde doğaya merak sarmıştım. Dinliyor, ağaçları inceliyor, çiçeklerle ilgileniyordum.

"Hey"

Ben gözlerimi açarken Marvel yanıma oturmuştu bile.

"Dalmışsın."

"Eva'yı düşünüyorum."

Sıkıntılı bir biçimde nefes alıp verdi.

"Çok hızlı büyüyor."

"Ve gücünün ne olduğunu hala anlayamadık." diye ekledim.

Bir şey söylemek için ağzını açtığı sırada resmen lafı ağzına tıkıp atıldım.

"Sana bir şey söylemem lazım."

Durduk yerde ben böyle atılınca kaşlarını çattı.

"Ne oldu? Gücünün ne olduğunu mu öğrendin yoksa?"

"Hayır, hayır. Eva'yla alakalı bir şey değil. Daha doğrusu... Pek sayılmaz."

"Lauren. Ne oldu?" dedi kelimelerin üstüne basa basa.

"Tanrılar. Bize karşı iyi niyetli oldukları söylenemez."

"O da ne demek şimdi?"

"Şu demek... Bizi Yıldırım Orduları'ndan kurtulmak için kullanacaklar. Kehanet buymuş. Bizden önce giden çift başaramamışlar ve ölmüşler. Onlardan bu yüzden haber alamıyorsunuz."

Marvel şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Bunu beklemiyor olduğu kesindi.

"Ölümsüzlüğümüz yok. Onlarında yoktu. Bu yüzden öldüler. Kurtulma şansımızın olması için ölümsüzlüğümüzün olması gerek."

Marvel'ın şaşırmayı bırakıp sinirlendiğini hissediyordum. Onu sakinleştirmek için bir şeyler söyleyeceğim sırada bir çığlık araya girdi.

İkimizde hızla ayağa kalktığımızda ikimiz de aynı şeyi düşünüyorduk.

Eva.

Marvel bizim bulunduğumuz kata uçmak için eğilirken onu durdurdum.

Bana ne oldu der gibi bakıyordu.

Ona bulunduğumuz odanın katını işaret ettim.

Camlar yine patlamıştı.

Ve duvarlar...

O katın duvarlarının tamamı çatlamaya başladı.

YILDIRIM-The Cold WarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin