{3}

12 3 0
                                    

Medya, Emma...

"Bu da neydi şimdi?" Emma kendi kendine söylenirken ben delikten bakmaya devam ediyordum. Yüzüne bakmamıştım ama, yüzünü buruşturduğunu tahmin edebiliyordum.

"Lauren neler olduğunu söyleyecek misin? Kim sordu hazır mısınız diye?"

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Geri çekildim. Gördüğüm şey beni korkutmuştu ve açıkçası o şeyi görünce ölme isteğim artmaya başlamıştı.

Emma neden böyle yaptığımı anlamamakla beraber susup deliğe yaklaştı. Zaten görür görmez kenara çekildi ve derin nefesler almaya başladı.

"O-o da neydi şimdi?"

Bahsettiği o mavi şey gökyüzünde sabit bir şekilde duruyordu. İnsan gibiydi ama kanatları vardı ve kanatları o kadar büyüktü ki bütün gökyüzünü kaplıyordu. Ölüm meleği falan mıydı acaba?

Emma heyecanla gözlerini kırpıştırırken Pam de deliğe yaklaştı ve o şeyi gördü. Sanırım o da korkmaya başlamıştı.

Tekrar deliğe yaklaştım.

O mavi kanatlı ama insana benzeyen şey hala havada duruyordu. İşin garip kısmı kanatlarını çırpmadığı halde havadaydı. Ve öylece duruyordu. Tek hareketliliği birkaç dakika önce 'hazır mısınız' diyerek yapmıştı.

Sanki beni duyuyor gibi bir hisse kapılınca istemsiz bir şekilde nefesimi tuttum ve kaskatı kesildim. Bütün dünya susmuş olacakları bekliyordu.

O sırada kanatlarını yavaşça kendine çekti.

Kanatlarını kendine çekmesiyle kapanan gökyüzünün bir kısmı görünmeye başladı. Dolayısıyla yeryüzüne inen o gölgeleri de görmeye başladım.

Süzülür gibi yere iniyorlar ve hiçbir şey olmamış gibi yürümeye başlıyorlardı. Onlar da insana çok benziyorlardı hatta bizimle aynı boydalardı. Tek farkları yine kanatlarının olmasıydı.

Ve hepsi erkekti.

Kendilerine belirlenen görünmez yerler varmış gibi yürüyüp bir noktada duruyorlardı.

Gittikçe çoğaldılar.

Geri çekildim.

"Dışarıya bakın!"

Emma sanki bunu bekliyormuş gibi hemen deliğe yaklaştı. Hala deliğe bakarken deli gibi gülümsedi.

"Beklediğimden daha heyecanlı! Ayrıca şu şeyle-"

"Saçmalama Emma!" diye atıldım. "Daha ne olduklarını bile bilmiyoruz!"

"Olsun." Hala salak salak gülümsüyordu. Omuzlarından tutup sarstım.

"Kendine gel!" sonra göz ucuyla Pam'e baktım. Garip bakışlarla ikimizi süzüyordu. Sessizdi.

Bütün vücudumla Pam'e döndüm.

"Kendinize gelin!"

Pam'in kaşları çatıldı.

"B-ben..." Boğazını temizledi. "İyiyim."

"İyi. Şimdi şu lanet yerden çıkalım. Burada kalamayız." dedim ve ayağa kalktım.

Pam iyi olduğunu kanıtlar biçimde benimle ayağa kalktı. Emma da geç de olsa ayağa kalkmayı akıl ettiğinde yavaşça deponun çıkışına doğru yürümeye başladık.

"Oradan çıkmayalım." dedi Pam kapıya yaklaştığımız sırada. "Arkada bir yer var."

Nereden bildiğini merak etsem de sormadım, başımı sallamakla yetindim. Emma'yla onu takip etmeye başladık.

YILDIRIM-The Cold WarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin