''Hey, kıvırcık!''
Camdan sarkıp Harry'nin beni duyması için uğraşıyordum.
''Kıvırcık diyorum!''
Harry beni duymazdan geliyormuş gibi davranıyordu. Halbuki odasının lanet camının kağıt kadar ince olduğunu biliyordum, eğer gün içinde herhangi bir sağırlık teşhisi yemediyse beni duyuyor olması gerekiyordu.
Onunla konuşacağım derken bu yaşımda camdan düşüp ölecektim.
Gerçi düşsem bile beni çıkmaz sokakta yaşayan kedilerden başkasının bulabileceğini sanmıyordum, ya da belki Harry çok sevdiği kedilerini beslerken ölü bedenime selam verebilirdi, cansız şeylerle konuşmaya bayıldığını biliyordum.
Tam Harry'e bir kere daha seslenmek üzereydim ki, yüzünü cama döndü.
Beni gördüğünde yüz ifadesinin aldığı şok ifadesine bakılırsa gece fark etmeden Scarlett Johansson'a falan dönüşmüştüm.
Harry hızla ellerini kulaklarının olduğunu tahmin ettiğim yerlere götürdü -sahip olduğu kıvırcıklar sayesinde bazen herhangi bir insan gibi kulaklara sahip olduğu belli olmuyor, ne yazık ki- ve iki beyaz kulaklık ucunu çıkartıp tişörtünün üzerinden sallanmasına izin verdi. Hızlı adımlarla pencereye yaklaştı. Pencereyi kaldırırken telaşla söyleniyordu.
"Louis, düşeceksin seni aptal, geri çekil."
Harry'e göz devirerek bedenimin dışarıda olan kısmını içeri çektim.
Derin bir nefes aldığını duydum.
"Ne istiyorsun?"
Harry'e gözlerimi ikinci bir kez daha devirdim.
"Seninle konuşmak için artık bahanelere ihtiyacım olmadığını düşünüyordum ama eğer bir tane istiyorsan bana bir saniye ver, hemen bir şeyler bulabilirim."
Harry güldü, bir anlığına da olsa düşünmeden edemedim.
Seni bir kez daha gülerken görebilmek için her şeyi yapabilirim.
"Hey, Louis?"
Kafamı hızla iki yana salladım.
"Afedersin, ne diyordun?"
"Diyordum ki bazen kulaklarınla beynin arasındaki sinir hücreleri tatile falan mı çıkmaya karar veriyorlar?"
Harry espri konusunda berbat olduğunu bile bile yapmaya ve insanlardan o gülüşü talep etmeye devam ediyordu, ve ben de onu geri çevirmekten nefret ederek göz devirmeye devam ediyordum.Sanırım, asla değişmeyecektik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Windows
FanfictionAşk pencerelerinden bir rüzgar gibi girmiş ve hayatlarını daha iyi bir yere çevirmişti.