Ben ve emily daha on sekizimizdeydik
Siyah beyaz fotoğrafların ardında rengârenk gülümserdik
Rollerimiz farkliydi belki
Ama hep aynı sahnede denk gelirdik
Ben bir dağbaşı olurdum
Emily yalnızlığım...
Ben bir toprak olurdum
Emily kuraklığım...
Özlemlerimiz bulusurdu,
Tek bir ortak payda da
Mürekkep kokan parmaklarımızla bir birimizi özlerdik
Sırt sırta verirdik emily ile biz
Ve huzurun sesini üflerdik
Hiç bıkmayacakmışçasına
Ben ve emily daha on sekizimizdeydikOn sekizinden yirmisine iki ömür geçmişti
Ben Emily'den Emily benden habersiz
Bir sokağın iki ucunda iki ayrı kaldırımda
Emily uzaklara bakarken
Ben Emily'yi düşlerken
Büyüyorduk bir birimizden habersiz
Ben ve Emily daha on sekizimizdeydikUzaklarda bir yerlerde sesini duyardım Emily'nin
Aşiran perdesini kapatır özlemlerini üflerdi sımsıkı
Emily çok değişmiş olmalıydı
Uzun uza artan yıllarda
Bakışları hala uzaklara mıydı?
Güldüğünde yanakları kızarır
Gözleri ufka bakar mıydı?
Emily hala saçların siyah mıydı?
Binlerce ömür geçti
Emily geçmedi bendenBen ve Emily daha on sekizimizdeydik
Dim dik ve başımızı eğmeden hayata
Bir birimizin yanından geçtik
Tekrardan tanıştık ilk defa görmüş gibi
Ben Emily'ye şiirler yazdım
Emily ufka baktı gülerken
Ben Emily'ye yangınlar yaktım
Emily ufka baktı ısınırken
Emily aşk dedi ufka bakarken
Ben meşk oldum Emily'yi dinlerken
Ben ve Emily daha on sekizimizdeydik
