reeller by

2.2K 179 39
                                    


Lu Han dudağını dişledi. Ne dese bilemiyordu. Sonunda derin bir nefes aldı (kim şaşırdı buna >.>) ve konuşmaya başladı.

"Ne randevusu?"

"Yemeğe çıkabiliriz?"

Sehun'un gözlerinde umut dolu bir ışık vardı ve Lu Han bunu söndüremeyeceğini anladı. Bunun sönmesini istemiyordu, Sehun'un mutsuz olmasını da istemiyordu. DJ odun olabilirdi, ona sabah kötü davranmış da olabilirdi ama her geçen dakika Lu Han'a daha da tutuluyor gibiydi ve Lu Han bu oğlanın aşka olan inancını sarsmak istemiyordu.

"Pekala, bu akşam bir işim yok sanırım."  

Ve Sehun'un gözündeki mutluluk pırıltıları doğru cevap verdiğini gösteriyordu. 

-

-

-

"Bu filmi çok seviyorum."

"Yah! Mısırımı çalamazsın!" Baekhyun, Chanyeol'un eline hafifçe vurunca Chanyeol elindeki mısırı Baekhyun'un ağzına koydu. "Cimri..." diye mırıldandı dudaklarındaki hafif tebessümle. 

Baekhyun gözlerini ekrandan ayırmamıştı. "Bunu duydum!" diye somurttu. Dudaklarının kenarı aşağı doğru inmiş, somurtmaya başlamıştı.

Chanyeol kıkırdadı. "İyi, duy diye söyledim-"

"Ama hala mısırımdan alamazsın." Baekhyun daha da somurtmuştu. Chanyeol onun bu sevimli ifadesini izlerken filmi unutmuştu, kolunu Baekhyun'un omzundan attı ve onu kendisine yaslayarak burnunu saçlarına daldırdı.

"Mısır kadar beni de sahiplensen biraz..." dedi alaycı bir şekilde. Oda ne kadar karanlık da olsa -sadece televizyondan gelen ışıkla aydınlanıyordu- Chanyeol Baekhyun'un kızaran yüzünü görmekte hiç sıkıntı çekmedi.

"Hani diyorum, sana ait sayılırım artık, sen de benimsin falan, böyle artık Baekhyun denilince akla ben gelmeliyim Chanyeol denilince sen, Google'da kendimi arasam bunu mu demek istediniz diye sen çıkmalısın-"

Chanyeol ağzına tıkılan mısırla susturulmuştu. 

"Pekala, benim olduğun için mısırlarımdan alabilirsin ama sadece benim olduğun için!" Baekhyun alçak bir sesle konuştuğunda Chanyeol kahkaha atmamak için kendini zor tuttu.

"Tabi ki de, eğer aç kalırsam insanlar bana iyi bakmadığını düşünür Baekkie." 

Baekhyun üfleyerek alnına düşen saçları gözlerinin önünden itti, bu konuyu düşündüğü belliydi. Sonunda mısır kasesini kenara koydu ve ayağa kalktı. "Haklısın, olamaz, sana iyi bakmalıyım! Aç mısın Yeollie? Olamaz çok kötü bi-"

Chanyeol, Baekhyun'un konuşmasını kesmişti ama mısırla değil kendi dudaklarıyla.

"Tamam sakin ol." dedi ayrıldığında nefes nefese. Baekhyun'un yakınında bulunmak bile uzun olanı heyecanlandırıyordu. "Sadece takılıyordum Baek, bu kadar panik olmana hiç gerek yok."

Baekhyun yutkundu ve başını salladı. "Yani ben kötü bir s-sevgili değil miyim?"

"Biz sevgili miyiz?"

Chanyeol'un sesinde hala alay vardı ama Baekhyun'un yüzündeki ani değişimi görünce yanlış bir şey söylediğini anladı. 

"Baekhyun, biz sevgiliyiz!" dedi sertçe. Kısa olan bunu nasıl sorgulayabilirdi. Baekhyun gözle görülür biçimde gerilmişti ama Chanyeol'un son cümlesini duyunca rahatladı.

"Eminsin değil mi?"

"Tabi ki de! Her önüme geleni öpmüyorum ben."

Kıkırdamıştı. Baekhyun kıkırdıyordu ve Chanyeol her ne kadar bunu beklemese ve sebebini anlamasa da bu sahneyi sonsuza kadar izleyebileceğini düşündü. Bırakın Oscar'ı Nobel'i bile hak ederdi bu görüntü.

Where to?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin