Bu da ne...

3.2K 257 65
                                    

"Neden..-hic- meşgul ki huh? -hic- eminim sevgilisi var -hic- belki gay bile değil -hic-..." Baekhyun sarhoş olmuştu ve maalesef çok gürültülü bir sarhoştu.

Luhan iç çekti. Neden ben? Neden hep ben olmak zorundayım? Bunu hak etmek için ne yaptım?

Jongin sessizce oturuyordu ve telefonuyla oynayıp duruyordu. "Sen ne yapıyorsun?"

"Um...googleluyorum, önemli bir şey değil." yüzüne yayılan bir gülümsemeyle başını salladı.

"Ne arıyorsun? Do Kyungsoo?" Luhan derin bir nefes aldı. Eğlenmek istiyorum...

Ardından bir şişe soju aldı ve yarın olmayacakmış gibi içmeye başladı. Tek istediği bu partiden keyif almaktı. Şişeyi bıraktıktan sonra görüşü bulanıklaşmaya başladı.



~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Hadi gidelim Hyunnie..." Jongin, Baekhyun'u partiden sürükleyerek çıkardı. "Nereye?"Baekhyun somurttu.

"Eve!" Jongin neşeyle konuştu. Çok mutluydu, Baekhyun'un telefonunu aldı ve kişiyi aradı. Gelecekteki kocam mı? Nasıl utanç verici olacağını iyi biliyorsun Bacon...

Birkaç dakika sonra bir taksi geldi. Jongin kapıyı açtı ve bunu yapar yapmaz yüzündeki gülümseme silindi. Gözlerini devirdi. "Yanlış taksi, benim baykuşum nerede?"

Sürücü kahkaha attı. "Demek ki bahsettiği sapık sensin..."

"Ben sapık değilim! Bekle, benden mi bahsetti?" Jongin umut dolu gözlerle sordu.

Baekhyun dışarıdan bağırıyordu. "Yah! Jongin, hava soğuk biliyorsun değil mi?"

Jongin mırıldandı. "Her neyse..." Ön kapıyı açtı ve Baekhyun'u içeri itti.

Baekhyun şimdi ön koltukta oturuyordu. Sonra bunun farkına vardı. Yok artık!!

Donakalmıştı, kalbi çılgınca atıyordu. Şoför tekrar kahkaha attı. "Aww bu benim favori yolcum değil mi?"

Baekhyun kekelemeye başladı. "Um...ben....m-merhaba...." Birazcık başı dönüyordu.

Jongin ona iğrenerek baktı. "Eww, ezik. Ne biliyor musun? Ben kendime bir araç bulabilirim, taksilerden nefret ederim." 

Baekhyun arkadaşının gidişini izlerken ona birkaç kötü söz mırıldandı ama şansı eseri sürücü bunu duymamıştı.

Şoför kocaman gülümsedi ve Baekhyun bu ışık saçan yüze bakarken dudağını ısırdı. "Nereye efendim?" Baekhyun bunun gerçeklik olduğundan emin değildi artık. Başını iki yana salladı ve hıçkırdı. "Eve Yeollie..."

Chanyeol gözlerini kırpıştırdı. "Oh, adımı biliyorsunuz efendim!" Tekrar güldü.

Baekhyun sinsice gülümsedi. "Sadece -hic- o değil, Girls Generation şarkılarını sevdiğini ama bunu asla itiraf etmeyeceğini de biliyorum. Sabahları kahvene ihtiyacın olduğunu içmezsen huysuz olduğunu da biliyorum. Biliyorum ki..." Sonra durdu ve Chanyeol'un kulağına fısıldadı.

"..beni istiyorsun."


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"ARGH! KAHRETSİN BAŞIM!" 

"Lütfen sessiz ol."

Luhan aniden doğruldu. Nasıl yani?

"Neredeyim?" Kafası karışmıştı. Olamaz, bir yataktayım ve bana ait bir yatak değil!

"Nerede olduğunu düşünüyorsun?" Oğlan çıkıştı. Uyumaya çalışıyordu.

Luhan sesli bir şekilde nefesini tuttu. Aynı yataktayız!

Oğlanın yüzünü göremiyordu. Yüz üstü yatıyordu çünkü, yalnızca çıplak sırtını görüyordu ve gördüğünü beğenmişti. Sonra yüzü kıpkırmızı oldu. Neler.oldu.burada?

Where to?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin