Ayh baekyeol reel

2.9K 227 87
                                    

Sehun'un kafası karışıktı. Güzel oğlana şaka yaparken böyle olacağını düşünmemişti. Kapıdan çıkıp giden oğlanı izledi ve gerildi. Buralarda başına neler geleceği belli olmazdı. Dün gece parti boyunca gerçek aşktan söz etmişti Lu Han. Sehun bu saçmalıklara inanmıyordu tabi ki ama sarhoş oğlanı, ona asılan insanlardan korumuştu. Aslında Lu Han hatırlamasa da ikili epey sohbet etmişti, Sehun Lu Han'ın saf bir insan olduğunu düşünüyordu. Lu Han eğlenmek istediğini söylemiş durmuş, Sehun'un burnundan getirmişti. Sonunda parti bittiğindeyse oğlanı orada bırakmaya gönlü elvermemişti. 

Sarhoş Lu Han kesinlikle ayık olandan daha sevimliydi bir kere. Sehun derin bir nefes alıp yataktan kalktı.Kıyafetlerini giyerken Lu Han'ın dün geceki davranışlarını gözlerinin önüne getirdi. Sehun, Lu Han'ı eve getirmiş, ona kanepede yatak açacaktı ama Lu Han hiperaktif bir çocuk gibi evde koşturmuş, yatak odasını bulunca da yatağa çıkmıştı. Odasına girdiğinde yatağın üzerinde zıplayan Lu Han'ı gördüğünde ne kadar şaşırdığını hatırlayıp güldü Sehun. Lu Han, yataktan ayrılmayı reddetmişti ve sonuç olarak beraber uyumuşlardı. Bunları düşünürken hazırlandı, araba anahtarlarını da alıp çıktı evden. 

---------------

Lu Han nerede olduğunu bilmiyordu. İnadına yenik düşüp yaptığı şeyin ne kadar aptalca olduğunu yeni fark etmişti. Derin bir nefes aldı, bütün sokaklar birbirine benzerken nasıl evine dönebilirdi ki? Beklenmedik gök gürültüsüyle yerinde sıçradı. Yağmur yağacak gibiydi. Lu Han, bunları hak edecek ne yaptığını gerçekten bilmiyordu, belki de bu onun geçmesi gereken bir sınav falandı. İlk yağmur damlasının burnuna inmesiyle sınavı geçemeyeceğini anladı.



------------

Baekhyun, sinirle evden çıktı. Jongin onun telefonuna cevap vermeye bile tenezzül etmemişti. Hızla taksiyi aradı, sinirini ancak alışveriş yaparak atabilirdi. Yaklaşık on dakika sonra, düşüncesi bile kalbini yumuşatan taksinin sesi duyuldu. Sarı araba yumuşak hareketlerle Baekhyun'un önünde durdu. Baekhyun tam arka kapıyı açacakken, şoför eğilip ön kapıyı açtı. "Hadi binin efendim."

Baekhyun yutkundu ve başını sallayarak ön koltuğa oturdu. Neler oluyordu? Chanyeol, neden onu ön koltuğa oturtmuştu.

"Başınız ağrıyor mu? Dün çok sarhoştunuz." Chanyeol sırıtarak konuşurken bir anlığına Baekhyun'a çevirdi yüzünü.

Baekhyun'un şaşkınlıktan dili tutulmuştu. "B-ben..."

Sonunda aklını topladı ve Chanyeol'e dikti gözlerini. "Dün sarhoş olduğumu nereden biliyorsun?"

Chanyeol kalın sesiyle kahkaha attı. Baekhyun gözlerinin önündeki mükemmelliğe sahip olma isteğini zor bastırdı ve cevabı bekledi.

"Evinize ben götürdüm sizi, hatırlamıyor musunuz?"

Baekhyun, kanının donduğunu hissetti. "N-nasıl yani?" dedi cevaptan korkarak.

"Koyu tenli arkadaşınız sizi taksiye bindirdi ve gitti."

Baekhyun, Jongin'i öldüreceğine dair içten içe söz verdi. O herifi yaşatmayacaktı.

"Ama çok tatlı bir sarhoştunuz."

Baekhyun kızararak yutkundu. "Gerçekten mi?"

"Evet, sizi soyarken kıpkırmızı oldunuz ama duşa soktuğumda benim de gelmem için ısrar ettiniz. Kesinlikle bir anınız diğerini tutmuyordu."

"Her şeyimi gördüğüne göre bana siz demene gerek yok Chanyeol-shi." Baekhyun gözleri şaşkınlıkla açılıp öylesine bir noktada sabit kaldığında konuştu. Her an kalp krizinden ölebilirdi ve buna kesinlikle memnun olurdu.

Where to?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin