Final

2.6K 181 104
                                    

-------canımın istediği kadar bir zaman geçişi-------

Chanyeol kepini başına takmış, ışıltılı gülümsemesiyle arkadaşlarına bir şeyler anlatan insana baktı. Dünya'nın merkeziydi o ve bu şaka değildi. Baekhyun, Chanyeol'un dünyasının merkeziydi. Gözünü yumarken aklına gelen son isimken uyandığında içinden geçirdiği ilk isimdi. Baekhyun, Chanyeol için her şeydi. Baekhyun, Chanyeol'un mutluluğuydu, hüznüydü, öfkesiydi, hayalleriydi.

Cübbeli kısa oğlan üstündeki yoğun bakışları hissetmiş olacak ki rahatsızca kıpırdandı ve gözleriyle etrafı taradı. Sonunda sarı arabaya yaslanıp kollarını göğsünde kavuşturmuş sevgilisini gördü. Chanyeol, gözlerini bile kırpmadan Baekhyun'u izliyordu. Baekhyun kızardığını hissetti. Chanyeol çok güzel seviyordu. Çok güzel bakıyordu. Chanyeol ne yaparsa yapsın güzeldi. Baekhyun başını öne eğdi ve yanakları iyice kızardı. Arkadaşları sessizleşen ve utanan Baekhyun'u görünce kafaları karıştı. Etrafa bakındılar ve uzun zamandır duydukları taksiciyi gördüler. Biri kahkaha atmaya başladı.

"Baekkie, sevgilin mezuniyetine gelmiş, bence git ve onunla konuş."

Baekhyun dudağını ısırdı ve başını salladı. Bakışları hala yerdeyken Chanyeol'e yaklaşmaya başladı. Arkasından hala alay etmekte olan arkadaşlarını umursamamaya çalışıyordu. Aslında karşısında bbu mükemmel insan varken hangi arkadaşı niye ve nasıl umursayabilirdi ki zaten?

"Gelmişsin..." dedi alçak bir sesle taksiye ulaşınca.

Chanyeol kollarını iki yanına indirdi ve başını salladı. "Tabii ki de geldim. Bugün çok önemli bir gün."

Baekhyun başını kaldırdı ve kendi gözleriyle Chanyeol'un gözlerini buluşturdu. "Gerçekten mi?"

Hevesle başını sallayan bir Chanyeol kadar sevimli bir şey daha olamazdı, imkansızdı bu. En azından Baekhyun için öyleydi çünkü Chanyeol, Baekhyun'un herhangi bir hareketinin çok daha sevimli olduğunu savunurdu.

"Niçin?"

Chanyeol soru karşısında yapabildiği kadar büyük bir gülümseme sundu Baekhyun'a. Ardından etrafı umursamadan kollarını sardı ufak oğlana. Ardından başını boyun girintisine yasladı ve kulağına fısıldadı. "Çünkü artık mezun oldun. Artık evlenebiliriz, çocuk yapma çalışmalarına başlayabiliriz."

Baekhyun kıpkırmızı kesilmişti ama yine de güldü. "Chanyeol, erkeklerin çocukları olmaz."

Chanyeol bir çocuk gibi dudak bükmüştü. "Yine de denesek olmaz mı?"

"Yani... bir şansımızı denemeliyiz tabii ki..."

"Elbette, olduğu kadar olmadığı kader." Chanyeol'daki ciddiyet Baekhyun'u daha da neşelendirmişti.

"O kadar aptalsın ki seni çok seviyorum."

"Ne alaka bilmiyorum ama ben seni daha çok seviyorum."

Baekhyun kepini çıkardı ve Chanyeol'un kafasına taktı. "Bugün hayatımın en güzel ikinci günü."

Chanyeol'un kaşları merakla kalkmıştı havaya. "En güzeli hangi gün? İçinde ben var mıyım? Ben yokken nasıl en güzel olabilir? Bensiz de mutlu ol tabii ki ama bensiz kalma çünkü bu benim de sensiz olduğum anlamına geliyor." Anlamsız cümlelerin sıralanışı dinleyen Baekhyun sırıttı ve Chanyeol'un dudaklarını öpmek için parmak uçlarında yükseldi. Amacına ulaştığında Chanyeol'un havayı dolduran kalın sesi de kesilmişti.

"En güzeli evlendiğim gün."

"Baek sen ne zaman evlendin?!"

"Daha evlenmedim."

Where to?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin