Bölüm 30 - İNGİLİZCE

182 6 1
                                    


Yine bir gün Boran ve ben kavgalı ve küsleri oynuyoruz.Ne kadar tanıdık dimi?Yok canım nerden tanıdık olacak altı üstü 1500. kez küstük yani.OF! Kocaman bir of hem de! Burada yaşamaktan gerçekten nefret ediyorum!Her hareketimin olay olmasından ve artık Kevser hanımın beni "uğursuz gelin" olarak ifade ettiğini duyduktan sonra iyice bıkmaya başladım.Ne yapmıştım ki?Ben sadece abimi bulmak isterken kolumdan tutup beni zorla biricik oğullarıyla evlendiren kendileri değil miydi pardon? Aşından ölüp bitende kendi oğulları ayrıca! Yine kabak benim başıma patladı ya helal yani daha da bir şey demiyorum ben bu kadına!Zaten şu an bir an önce kızımı kucağıma alıp,toparlanıp İstanbul'a gitmek istiyorum yoksa ailecek kafayı sıyırmamıza çok az kaldı.Zaten annem ve babam yavaştan Boran'a duyurmaya başladılar bile.Beyimiz anca öfkeli öfkeli bakmakla yetiniyor.Ben hiiiç karışmıyorum artık konuşmuyorum bile.Gelip benden özür dileyecek ağamız mecburen çünkü ben o davranışları hak etmedim! O yüzden karşılık olarak o da öfkeli bakışlar buluyor.Bugünde ağamız şirketlerine yeni katılan vee "bayan" bir çalışanı ve Abayla yemekte olacakmış! Nasıl aldı o kadını işe gerçekten hayret ediyorum.Sinirle odamdan çıktım ve annemlere gitmeye karar verdim.Tam arabaya binecektim ki Boran gelmesin mi?Hem de yanında galiba o kızla.Aman efendim pek bir şık topuklular falan.Bense bu sıcakta bir kapri ve uzun bir tişörtle saçlar tepede toplu modeldeyim ayakta terlik!Ne hoş demi?

-Nereye gidiyorsun?

-Annemlere.

-Onlar gelmiyor mu bugün?

-Hep onlar geliyor bugünde ben gideyim dedim ne var?

-İşimiz var seninle,sonra gidersin,gir içeri.

-Seninle benle ne işin olabilir ki?

-İçeri girersen anlatırım.

-Kusura bakma ama umurumda değil!

İşi düşmüş galiba beyimiz!Bende bunu senin burnundan getirmez miyim diyip arabaya doğru yönelmiştim ki tabi ki yine her zamanki kibarlığıyla kolumdan tuttu ve beni içeri doğru sürükledi.

Gizem:Boran bey Bahar Hanım'ın işleri var galiba bence biz bir rehber falan bulalım.

Bahar: Size ne benim işimin olup olmamasından?Siz kimsiniz ki?

Boran: Gizem Hanım bizim şirketin genel koordinesini sağlıyor,ayrıca İstanbul'da ki bazı anlaşmaları ve ortaklıkları da beraber yürütüyoruz.

Bahar:Öyle miiii? Aferin size o zaman! Bende komiser Bahar! Keskin nişancıyımdır aynı zamanda. Birde ağamızın karısı oluyorum (Boran'a sinirli bir bakış atarak) maalesef!

Gizem: Memnun oldum Bahar hanım.

Bahar:Ya bende memnuniyetimden öldüm Gizem hanım.

Boran:Kabalık etmeyi çok seviyorsun değil mi?

Bahar:Bayılıyorum!Hele sana karşı büyük bir zevkle hayatım.

Bir süre birbirimize öfkeli öfkeli baktık.Sonra Boran sakinleşmeye çalıştıktan sonra : Bahar,İngiliz ortaklı bir firma ile görüşüyoruz ve maalesef ileri derecede ingilizce kullanıyorlar.Bir süre Gizemle idare ettik ama artık ingilizcemiz yetmiyor.Lütfen yardım eder misin?

-Türk ortakları da mı ingilizce yazıyor?Ne saçma?

-Hayır ama bu projeyi yürütenler yabancılarmış.

-Olmaz ağam benim senin işlerine karışmak hem de şirket anlaşmalarına falan aman amaaan ne haddime!

Sonra Gizem'e 1 dakika dedikten sonra beni evin içine tıktı ve kapıyı kapattı.

BAHARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin