2.1

1.4K 202 19
                                    

"hey, jimin. biraz kötü davrandığımı biliyorum ama bugün için teşekkür ederim."

iki oğlan da hastaneye doğru yürüyordu.
her şeyden sonra yoongi'nin gidecek başka yeri yoktu.

jimin gülümsedi.

"sorun değil." ve o daha ne olduğunu anlamadan büyük oğlan ona sarılmıştı.

jimin oldukça şaşırmıştı ama ellerini yoongi'nin boynuna sardı.

kısa bir süre için bu şekilde kaldılar.

"sanırım gitme vakti geldi."
jimin onu onayladı.

"tekrardan geleceksin, değil mi?"
genç olan oğlan yoongi'ye şaşkınlıkla baktı.

"şey, eğer sen istiyorsan gelirim."
yoongi gülümsedi.
hoş bir gülümsemesi vardı.

ve jimin daha bir şey söyleyemeden yoongi içeriye girdi.
şimdi başı belada mıydı?
muhtemelen.
ama jimin bu konuda hiçbir şey yapamazdı.

oğlan yavaşça otele geri döndü.
ne yazık ki daegu'da çok kalamayacaktı.

ve kalmak istiyordu, çünkü yoongi'nin yardıma ihtiyacı vardı.
belki jimin onu tamir edebilirdi.
tabii eğer yoongi ona izin verirse.

"hey, jimin."

oğlan namjoon'a doğru döndü.

"yoongi bugün nasıldı?"
"iyi, kabaydı ama böyle olması normal olmalı."

namjoon iç çekti.

"üzgünüm-"
"ortada özür dilenecek bir şey yok, sorun değil."

jimin, namjoon'u arkasında bırakıp otele doğru yürümeye devam etti.

onun neler yapabileceğini merak etti.
jimin, yoongi'den hoşlanıyordu ama buna gerçekten değer miydi?

ertesi gün olduğunda jimin yoongi'yi yeniden ziyarete geldi.
ona biraz yemek ve okuması için bir kitap almıştı.
muhtemelen kitabı okurken sıkılacaktı.

jimin kapıyı çaldı ve birkaç dakika sonra neşe dolu bir yoongi ona kapıyı açtı.

"jimin! geldin! ve yemek getirdin, aman tanrım sonunda, çok teşekkür ederim."

yoongi jimin'e sıkıca sarıldı.
lanet olsun ki bipolar olmak gerçekten garipti.
ama jimin buna alışacaktı.

"bugün ne yapmak istersin, hyung?"
yoongi gülümsedi ve elleriyle onun saçlarını karıştırdı.

"saçlarımı boyamak istiyorum. bu renkten sıkıldım. ayrıca, uzaktan çok soluk duruyor."

"hm, pekala. saçlarını hangi renge boyamak  istiyorsun?" jimin, hastane yatağında, yoongi'nin yanında, otururken sordu.

"şey, nane yeşilini düşünmüştüm. bekle, sana birkaç fotoğraf göstereceğim." büyük olan oğlan telefonunu aldı ve fotoğraf aramak için tumblr'a giriş yaptı.

"woah, bu çok güzel. sana da uyacak."
"gerçekten mi?"

lanet olsun, neden bu  kadar tatlıydı?

"u-uh, e-evet, üzgünüm."

yoongi ona kafası karışmış bir şekilde baktı.
"neden özür diliyorsun?"
jimin kızardı.

"çünkü sana dik dik baktım, neyse-"

"ama bana dik dik bakman hoşuma gidiyor."

pen pals, yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin