ending;

1.5K 216 183
                                    

jimin baş ağrısıyla birlikte uyandı.

"hyung, iyi misin?"

"e-evet, sanırım. ne oldu?"

jungkook gülümsedi.

"dün gece oldukça sarhoştun."

jimin ona şaşkınlıkla baktı.

"bekle-ne? dün geceyi hatırlıyorum, babam bana vuruyordu ve yoongi ölüyordu..."

jungkook kaşlarını çattı.

"uhm, hyung, üniversitedeyiz. ailen burada değil. ayrıca yoongi de kimin nesi?"

jimin etrafa bakındı, gerçeklik onda tokat etkisi yaratmıştı.

"aman tanrım. sadece bir rüya mıydı? ama çok gerçekçiydi."

jungkook kahkaha attı.

"bana sonra anlatırsın, minnie. şimdi kalk, otuz dakika içinde sınıfta olmalıyız."

jimin dişlerini fırçaladı ve bol bir t-shirt ile dar bir kot giydi.

diğer dersin başlamasına sadece on dakika kalmıştı ve üniversite ile apartman hiç de yakın değildi.

"sanırım yine geç kalacağım." oğlan iç çekti ve oradan ayrıldı.

jimin üniversiteye varabilmek için koşuyordu ve rüyasını düşünüyordu.

şu rüyasındaki sarışın oğlanın ani ölümü ve tüm o mektuplar...

deliriyor olmalıydı.

belki de bunların hepsi alkol yüzünden oluyordu.

neden jungkook onu partiye götürmüştü ve içmesine izin vermişti ki?

aniden, jimin'in telefonu çaldı.

bir yeni mesajınız var: hoseok ❤️

"nasılsın, bebeğim? dün gece oldukça fazla içmiştin... eve güvenle geri döndün mü? bana sonra yaz!! bugünkü dersinden sonra dışarıya çıkabiliriz. seni seviyorum."

jimin, hoseok'u unutmuştu.

erkek arkadaşı da mı dün gece oradaydı? hatırlamıyordu.

aslında onu şu an o kadar da umursamıyordu, telefonunu cebine geri koydu.

jungkook ona sürekli hoseok'un buna değmeyeceğini ve onu sevmediğini söyleyip duruyordu.

buna rağmen jungkook ona karışmamıştı, çünkü jimin de artık aynı şekilde düşünmeye başlamıştı.

"siktir, sadece beş dakikam kaldı." dinlenmek için bir banka otururken kendi kendine mırıldandı.

ayağa kalktığında ve tekrardan koşmak için hazırlandığında biri ona çarpmıştı ve kendisini yerde bulmuştu.

kağıtlar her tarafa dağılmıştı. muhtemelen okul projesi veya herhangi bir şeydi.

"ugh." jimin yerden kalkmaya çalışırken acıyla inledi, gözleri kapalıydı.

"hadi, kalk ayağa sevimli şey." jimin kızardı ve gözlerini açtı.

karşısında tanıdık nane rengi saçları olan bir oğlan duruyordu.

"yardıma ihtiyacın var mı?" yabancı sordu.

jimin başını hayır anlamında salladı ve hızla ayağa kalktı.

"üzgünüm, biraz sakarım da." diğer oğlan onun eşyalarını toplarken söyledi.

"u-um, sorun değil. bu arada ben jimin."

nane rengi saçları olan oğlan jimin'e gülümsedi.

"ben de yoongi. tanıştığımıza memnun oldum, jimin."

pen pals, yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin