Korkuyorum......

12 0 0
                                    

Canım yanmıştı yine ne yapsam dahada batıyordu kalbime ve çok üşüyordum şimdide ,mevsim de kış gibiydi bnin içimde titriyordum çok derinlerde.
Yazarınız

Atlatanamıştım yaşadıklarımı ama itilmiş gibi görünmeye çalışıyordum. Yalancı attığım gülümsemelerimi fark etselerde seslerini çıkarmıyorlardı üzülmeyelim diye.
Kafam çok karışmıştı nefret mi ediyorum yoksa unutamıyormuyum bilemiyordum. Düşündükçede çıldırıyordum. Şimdi eve doğru yürüyordum. Yerdeki büyük taşı sertçe tekmeleyip sinirimi acımı nefretimi çıkarmak istedim aptal bir taştan ama bir boka yaramadığıda bir gerçekti. Başım döndü bir anlık yine doğru düzgün yemek yemeden geçirmiştim günü. Ama yiyeniyırdum işte hep aklıma geliyordu o yemekler boğazıma diziliyordu yutamıyordum. Yorulmuştum ama herşeyde ramarn yanımda Kuzey vardı o olamasa zaten bir hafta önce ölmüştüm.
Insan sarhoş olunca herşeyi unutuyor bir anlık ama sonra herşey aklına doluna saha çok içiyorsun. Sonra saçma sapan bir işe kaptırıyorsun kendini. Aslında arkanda bıraktıklarını unutmuyorsun ama ilk defa sadece kendini düşünüyorsun.

Ben hayatımda herkezi düşünürsün hep kırılır mı? Mutlu olurmu acaba? Diye düşünürdüm. Barkın beni bırakıncada arkadaşlarımı unutmuş arkadaşlığımı unutup onlara bağırmıştım. İlk kez sarhoş oluncada bir kerede düşünmeyeyim onu demiştim. Pişmandım. Kuzey böyle bir şey yapsa ben..... Yapamazdım..ben yapamazdım.....olmazdı..... Dayanamazdım. Ve durum buyken benim yaptığım büyük bir bencillikti.
Evin önüne gelince kapısını açıp girdim.
Odama ilerleyince cam kırıklarının temizlendiğini gördüm. Bir kenarada o dosya... Canımı tekrardan yakacağını bildiğim halde gidip tekrar baktım o dosyaya. Gözümden bir damla yaş aktı ve devamına engel olamadım. Seslide ağlıyordum ama bu bir kriz değildi. Hayatın bana yüklendiği acıların çöküklüğüydü. Ben nasıl dayanacaktım.
Çok zordu bu. Sesini duyan annem odama girince kendimi zorladım ama sadece sesimi kısabildım gözyaşlarımı değil.
Dosyayı zaten bir yenara sıkıştırmıştım anında. En azından annem görmemiştin gelip sarıldı bana. Saçlarımı okşadı. Sırtımı sıvazladı beni sakinleştirdi. "Ağlama güzel kızım.... Ağlama meleğim şhhh tamam"dedi ama annem işte beni sakinleştirmişti yine.
Birşey sormadı beni sıkmamak için. "Kuzeyi çağırayım istersen deniz kenarında biraz dolaşırsınız hem sende biraz hava alırsın" dedi. Kafa salladım ve ananeme daha çok sokuldum. Annem kuzeyi arayıp çağırdı. Kuzey uçarsak gelmiş olmalı ki anında kapıyı açıp "Alev iyimisin?" Diye girdi içeri annem güldü buna. Hemen geldi yanıma annem "biraz gezinde keyfi yerine gelsin kızımın" dedi. Kuzey kafa salladı. Elimden tutuk kaldırdı beni. Yerde olduğumu bile fark etmemiştim açıkçası. Elini tutup kaktım. Evden çıktık deniz kenarına götürdü beni. Sanki çok sinirlide kendini tutmak zorundaymış gibi duruyordu. Koluna dokundum anda"yeter!" Diye bağrınca ürkmüştüm. "Ne oldu?" Dedim ama sesim fısıltıdan az çıkmıştı. "Ben"dedi ama devam etmedi.
Bu aralar sanırım ben onun üstüne gitmiştim ve yorulmuştu.
Bir anda beni kendime çekip sım sıkı sarıldı. Kulağıma fısıldadı"Lütfen söyle bana Barkını hala seviyormusun?" Dedi. Bir anda sorunca şaşırmıştım. Ne diğeceyimi bilmediğim için sustum. Ben onu sevmiyordum ama içimde tarif edemeyeceğim bir duygu vardı. Nefret mi hayal kırıklığı mı bilemiyordum.
Zaten daha kendime gelememişken bu soru beni çelişkide bırkmıştı. "Bana bir cevap ver" dedi ama şimdi sesini yükseltmişti.
Ona böyle açıklayamazdım. Ama-"lüt-lütfen, bana söyle lütfen"derken sesi çatlamıştı ve bu beni üzmüştü. Ona  söyletmeliydim buna hakkı vardı. "Tamam anlatacağım ama bana bir söz ver her zaman ne olursa olsun yanımda olacaksın " dedim. "Söz veriyorum ama neden böyle bir söz verdirdin sen bana." Dedi hiç düşünmeden"ben bir kere kandırıldık güvenim kırıldı kalbim parçalandı birkere daha kaldıramam ve korkuyorum anılıyormusun? Tekrar yanılmaktan tekrar yıkılmaktan ve tekrarlanırsa toparlanamam korkuyorum bazen ya sende gidersen diye düşünüyorum korkuyorum" dedim.
Dürüst olmalıydım ancak o zaman hayatta dürüst oluyordu yanıltmıyordu beni. Ne zaman oturduğumuzu bilmediğim bankta beni kendine çekti ve sarıldı omzuna yaslandım. "Seni asla yanıltmayacağız her zaman yanında olacağım söz veriyorum" dedi. Başımı kaldırdım. "Şimdi anlat " dedi. Tedirginlikle nefes alıp konuşmaya başladım. "Ben onu sevmiyordum.
Buna eminim. Ama içimde tarif edemeyeceğim bir duygu var. Ne hissettiğimi çözmeyeceğim kadar karışık. Nefret mi hayal kırıklığı mı bilemiyorum. Ondan nefret ediyorum diyorum tam sonra birşey farkediyorum. Bana gönderdiği resimlerde biz vardık öptüğü kızlar vardı ama bu benim canımı yaktı. Anlayamıyorum ama kesin olarak tek hissettiğim ona hala sevmediğim. Ve bir daha da sevemeyeceğim.
Zaten daha kafam yerine gelmedi. Herşey daha karışık. Her duyguyu hissediyorum şuan nefret, halkırıklığı, kırılmışlık, bilinmezlik. Ne zaman mutlu olsam hep bir pütür çıkıyor. Hep daha çok üzülüyorum. Daha çok canım yanıyor.
Ve artık ben dayanamıyorum. Paronayak oldum. Mutluluğum bozulmasın diye mutlu bile olamıyorum" dedim ve derin bir nefes aldım. Çok konuşmuştum ama içini döküp rahatlamıştım. "Ben senin üzülmeni istemiyorum ve mutluluğun bozulmasın diye uğraşıyorum.
Ama bazen..." Dedi duraksadı. Umutsuzluğa kapılmış gibiydi. Rahatlamasını sağlamak için elimi yanağına koyup okşadım. Sonra ne yaptığımı ve şu an ki yakınlığımı fark edip elimi çekecekken elimi tutup kendi eliyle birlikte tekrar yanağına koydu. "Ama bazen bende dayanamıyorum. Ve bir tek sana, sana ihtiyacım oluyor. Ve şu an ben pek iyi değilim anlıyormusun?"dedi. Anlamıştım bana ihtiyacı vardı tamda şimdi ve ben aptal bir uzak durma kuralına uyup onu üzemezdim. Ne kadar yapmamam gereksede yanağından öptüm. Ve sarıldım. "Korkuyorum verdiğin her söze ramen korkuyorum" dedim ve kafamı kaldırdım. "Sen gerçekten gitmezsin dimi?" Dedim masumca. Hoş bir gülümseme yayıldı dudaklarına. "Gitmem değil gidemem. İstesem bile gidemem bana sen lazımsın bir tek sen başkası değil" dedi yumuşak sesiyle. "Ve şimdi seni mtlu etme görevimi yerine getireceğim" der demez beni kucağına alıp hızlı hızlı yürümeye başladı. Ben kahkalar atarken oda gülüyordu. "Kuzey tamam bırak beni bak biri görecek şimdi bizi" dedim gülüşlerimiz arasından. "Olmaz olamaaz nayıır ! Seni bırakamam " diye bağrınca ne yapacağımı şaşırmıştım. "Bağırmasana of rezil olduk ya!" Diye sitem ettikçe dahada hızlanıyordu.
En sonunda beni bırakmıştı. Burası çok güzeldi. Yeryer yeşillik , süslü ağaçlar, rengarenk boyanmış duvarlarla doluydu ve çok güzeldi. Kuzey " dans etmeyi sever misin?" Dedi. "Yani bazen" dedim çekinerek. Elimden tutu ve beni çekiştirerek büyük bir odaya götürdü. Kocamandı odanın kenar kısımlarında haporlörler vardı. Birkaç müzik aleti. Kuzey elimi bırakıp ses sistemiyle ingilendiğini dek edince ona döndüm. "Kuzey ne yapıyorsun" dedim. Hoş bir tını yükseldi. Kuzey yanıma gelip elini uzakttı ve "benimle dans eder misiniz güzel bayan?" Dedi nazikçe. İçime nir heycan yanıldı ama belli etmedim. "Tabiki bayım" dedim bende nazikçe. Yine o hoş gülümsemesi vardı dudaklarında. Bir elini tutum diğer elimi ise omzuna koydum. O da elimi tutup diğer elinide hafifçe belime yerleştirdi. Müziğin ritmi yavaştı bizde yavaş haraketlerle dans ediyorduk.
İnanamıyordum şu an herşeyi unutup Kuzeyle dans ediyordum. Ve mutluydum. Beni nasıl mutlu edeceğini biliyordu. Elini belimden çekip beni kendi etrafımda döndürdü be tekrar elini belime koydu. Gülümsemem daha çok yayıldı. Beni iyi hissettiriyordu. Dansın sonuna gelmiştik ve beni dondürdü bir elimi tuttu ben biraz ıazlaştım sonra kendi etrafımda dönerek yerime geri döndüm. Benimle birlikte hafifçe eğildi. Normalde bu bölümde onun beni benimde onu öpmem gerekiyordu. Ama olmazdı bu kadarı fazlaydı. Normal hale gelip elini bıraktım. "Teşekkürler@ dedim. Şarkıyı kapatıp yanıma geldi. Benimle gel daha çok mutlu edeceğim dedi. Elini uzattı. Tuttum. "Koş!" Dedi. Onunla birlikte koştum. "Yavaşla " dedi. Yavaşladık birlikte. "Bak şimdi insanları gıcık edip şaka yapacağız" dedi ve"var mısın?" Dedi. Sanki savaşa çıkıyormuş gibi bağırarak"varım komutanım!" Dedim. "Aferin asker!" Dedi gülüşüp. Yavaşça şaka yapacak imdan aradık. Bahçeyi sulayan bir adam gördük yavaşça musluğa bağlı hortuma doğru yaklaştık. Kuzey yerdeki büyük taşı alıp hortumun üstüne koydu. Bir zaman sonra su kesilmişti adam şaşkınca bakıp uzun hortumun ucunu salladı.
Adam hortumun ucunu yüzüne yaklastırınca zaten taşın kenarında su yüzünden sıkışan hortumun patlamasını önlemek için taşı hortumun üstünden çekirdek ve adama baktık bir anda su çarpımda yüzüne yere yapıştı saf. Üstü sürüş sıklam olmuştu. Koşarak kaçtık. Uzaklaşınca artık kendimi tutamayın kahkayı bastım. Kuzeyde güldü benimle. O anda yeni avımızı bulmuştum kuzeyi kenara çektim ve adamı gösterdim. Kafa salladı. Adam küçük kızının ağlamasına takmayın ona istediği pamuk şekerden almıyordu. Onun yerine aptal bir gazete okuyordu. Aklıma babam gelince hıncımı ondan çıkarmak istedim. Adam su şişesini açtığı andanikimizde uçarcasına yanına gidip şişeyi gazetesine ve kel kafasına dökdük. Hatta ben sırf gıcıklıklık olsun diye şişeyi kafasına biraz bastırmış olabilirim. Yani belki. Adam bizi görünce kedinin fareyi kovalarımı gibi kovaladı ama son anda kurtulduk. Derin bir nefes aldım. Çok koşmuştum. "Hadi eve gidelim. Ben çok yoruldum. "Dedim. Kafa salladı bu sefer yürüdük ama hala gülüyorduk. Çok mutlu etmişti ben böyle şeylere hiç cesaret gösteremezdim eskiden. Yani böyle birşeyi hiç yapamamıştım. Zile bastım. Annem bizimkilerle tüm kadro buradaydı. Bizim halimizi görmüş olacaklardı ki şaşkın şaşkın bakıyorlardı. İçeri girdik. Bir kenaa oturduk. Batu "be oldu size böyle" diyince yine güldük. Ve ne var ne yok anlattık annem bile gülmüştü.
Ama enson yaptığımız şeye biraz kızmış gibiydi. "O da çocuğa öyle yapmasaydı o zaman" dedim. Annem ilk öne anlamadı ama sonra anlattıklarımı hatırlayınca ne düşündüğümü anlamış olacak ki "iyi yapmışsınız o zaman" dedi. Biraz daha gülüştüler. Herkez gidince odama geçtim. Çok kısa bir dul alıp pijamalarımı giydim. Yatağıma yattım. Yanımda ki boş yastığa kaydı gözüm. Dün sarılarak uyumuştukya bir garip gelmişti şimdi. Yalnız garip olan onunla sarılarak uyumam değilde şu an sarılarak uyuyamamdı. Sırıtırım hemen nasılda benimsemiştim hemen hayalini kurduğum şeyi. Çok normal gelmişti. Bir kez daha şaştım sabah ki Halimden eser yoktu. Beni mutlu etmeyi biliyordu. Beni mutlu ediyordu. Yanımda ki yastığı alıp sarıldım. Üstünü iyice örttüm. Rüya&Kâbus alemine giriş yaptım.

Yazım hatalarım varsa kusura bakmayın sınav haftamda çok yazamadım. Ve
VOTELERİ UNUTMAYIN! :)

"Karanlığımın aydınlığı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin