" Ve bir kadın sevilmeyi bekler gecenin en ince yerinde. "
Bir kez daha geçtim 2 saattir amaçsızca dolandığım sokaktan. Ayakta kalmaktan yorulduğumu anladığımda kaldırıma çömeldim ve sokağı izlemeye başladım. Daha önce bu sokaktan kaç kere geçtiğimin cevabını bulamıyorum açıkcası. Ege ile küçüklüğümüzün geçtiği bu sokakta şuan tek başıma oturuyor olmam hayatımdaki en büyük şansızlık olsa gerek. Küçüklüğüm canlanıyor aklımda. Karşımda 2 tane küçücük çocuk birbirlerini yakalamaya çalışıyor. Kız yere düştüğünde erkek çocuk telaşlanıp hemen yanına gidiyor, bir kahraman edası ile küçük kızı yerden kaldırıyor. Kaldırımdan kalkıp ilerliyorum sokakta. Sokağın ortasında 2 tane genç el ele yürüyorlar. Bir zamanlar Ege ile geçtiğim bu yoldan, şuan gözlerim yaşlı geçmem hayatın bana küfür etmesi oluyor sanırım. Sokağın sonundaki arabamı görünce duraksadım. Son bir kez arkamı dönüp sokağa baktım. Sanki anılarımın canlanmasını bekliyormuşum gibi. Gözyaşlarım benden bağımsız haraket ederken önüme dönüp arabamın kilidini açıp içine geçtim. Arabayı çalıştırdığımda telefonun bilindik melodisinin çaldığını duydum. Çantamdan telefonu aldığımda ekrandaki " Anneciğim " yazısını görüp telefonu açtım. " neredesin yavrum" dedi büyük merakla.
" arabadayım anne, geliyorum 10 dakikaya eve"
" tamam canım, dikkat et" dediğinde ise cevap verme gereği duymadan kapattım telefonu ve çantama attım.
*****
Kapının zilini çaldığımda yardımcılardan herhangi biri açtı kapıyı. Salona doğru yürüdüğümde annem ve babamı otururken gördüm. Babam hemen söze girip " neredeydin kızım ?" diye sordu . Herkes son zamanda fazlasıyla beni düşünür oldu sanırım.
" Dolandım, abim nerede?"
"Şirkette, gelir birazdan. Geldiğin dede hep birlikte yemek yeriz." Karnımın aç olduğunu yeni fark ettim.
" tamam ben odamdayım çağırırsınız. " diyerek ayakalandığımda annem
" tamam yavrum " diyerek cevapladı. Odama doğru yürüdüğümde babamın bu sürede beni ne kadar önemsediği geldi aklıma. İçten içe hala ona kızıyordum. Eğer o bu işi yapmasaydı ben kaçırılmayacaktım ve Ege öldürülmeyecekti. Yada sadece bir suçlu bulmak için uğraşıyordum. Son zamanlarda gerçekten kafam çok karışıktı.
Gardırobuma gidip siyah taytımı ve bordo t-şortumu buldum.yatağın üstüne bırakıp banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra odama geri dönüp üstümü değiştirdim. Ayağıma giydiğim ev botlarıda ne kadar rahat olduğumu kanıtlıyordu açıkçası.
Saçımı topuz yaptığım sırada kapım çaldı. " gel " dediğimde evimizde çalışan bir hizmetli girip " Abiniz geldi Burçin hanım, Aşağıda yemek için sizi bekliyorlar." Dediğinde teşekkür edip onu odadan yolladım. Telefonumu alıp bende odamdan çıktım. Merdivenlerden inerken telefonumdaki bildirimlere bakıyordum. İnstagramdan gelen bildirimler dışında önemli bir şey yoktu. Telefonu cebime sokmadan önce saate baktım, 20,30'a geliyordu.Telefonumu cebime soktuğumda kafamı kaldırıp önümdeki aile tablosuna göz gezdirdim. Daha geleli 1 hafta olsada oldukça alışmıştım bu tabloya.
Abime hoş geldin deyip masaya oturdum. Abim telefonu ile ilgilenmeyi kesip bana döndü "Hoş buldum prenses, ne yaptın bugün ? " dediğinde duraksadım. Gerçeği söylememden ne kadar memnun olacaktı bilmiyordum ama yalan söyleyemeyecektim. " Eski evimizin sokağına gittim. Ege ile orada çok vakit geçirmiştik. Anılarımı canlandırmak istedim " diyence abimin yüzü düştü. Babam sadece bakmakla yetindi. Annemin ise gözleri çoktan dolmuştu.
Abim biraz düşündükten sonra " Şirkette seni bir arkadaşımla tanıştırmıştım. Hatırlıyor musun?" diye sordu. " Ozan'mıydı ? " diye yanıtladım. "Evet Ozan, Annesi psikolog. Senin için konuşmuştum zaten. Yarın bekliyor haberin olsun." Aniden gelen bu teklif hiç hoşuma gitmemişti. Teklif bile diyemezdim buna. Ama ailemi bir kez daha kırmamak adına " tamam adresi mesaj at, yarın giderim." dedim. Aile mimi düşünüyordum ,böyle bir şeyin bana iyi gelebileceği nemi inanıyordum bilmiyorum. Sanırım ikisi de.
Yemeğin ardından ailecek film izledik, daha sonra herkes odasına çekildi. Odama girdiğimde saat 23.40'ı gösteriyordu. Bugün oldukça yorulmuş olduğumu yatağa oturunca ağrıyan ayaklarımdan anladım.Telefonumu alıp Duman-Bekle dedi gitti şarkısını açtım. Bu şarkı tam olarak ruh halimi yansıtıyordu. Şarkı sözlerini fısıldarken göz kapaklarımı daha fazla tutamayarak kapattım.
********
Gözlerimi açıp karanlık olan boşluğa baktım.yatağımdan doğrulduğumda yanımda birisinin varlığını hissettim. Önce hırsız olabilme ihtimali geldi aklıma. Kim olduğunu daha net görebilmek için gece lambasını yaktığımda bu kişinin Ege olduğunu görmemle şoka girmem bir oldu. Kendime çekerek sarıldım hemen. Kafamdaki bütün soru işaretlerini bir kenara bırakıp sarıldım. Gözlerimi kapattım ve kokusunu doya doya içime çektim. Kaç dakika o şekilde durduğum hakkında bir fikrim yoktu fakat ömür boyu böyle durabileceğimi biliyordum. Gözlerimi açtığımda kimse yoktu. Boş bir şekilde ellerimi havada tutuyordum.Kesinlikle kafayı yiyordum, başka açıklaması olamazdı. Yatağımdan kalkıp camın kenarına doğru gittim. Dışarıyı izlemeye başladım.Güneş daha yeni doğmaya başlamıştı , buna rağmen hala birkaç insan ve araba geçiyordu sokaktan. dakikalar önce yaşadığım olayın şoku vardı hala üstümde.Kesinlikle hayal görmüş olamazdım. Egeyi hissettiğime eminim. Sabah olunca abimin dediği psikologa gitmem gerçekten iyi olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Aşkımız Siyah
ChickLitÖlüm. Herkesin sonu olan bir bitiş. Çoğu zaman zorluklar karşısında istediğimiz son olsa da, hiçbirimiz sevdiklerimizin ölmesini istemeyiz. Peki ya çocukluk aşkınız sizi kurtarmak için ölse ne yapardınız ? Burçin, Ege'nin ölümü üstüne aşka küsmüş...