Multimedia Eren var. İyi okumalar.
Kağıdın başlığında büyük bir şekilde 15.Gün yazıyordu. Sırayla olmasını umursamadan okumaya başladım.
"Nasıl başlayacağım bilemedim . Seni sevmeye nasıl başladım onu da hatırlamıyorum. Bir eylül zamanıydı aklıma düştüğün gün. Birden bağlamıştın beni kendine. Çocuk aklı, aşık olmuştum sana. Yıllar geçti sana olan sevgim her gün büyüdü. Kalbime sığmadığı günler oldu çoğu zaman. Ağladım, Güldüm , Sarhoş oldum, Çocuklaştım ben seninle. Sana açtım kalbimin en derinlerini. Konuşamadığımız her dakika seni kaybetmekten korktum. Yanımda her olmayışında daha da özledim seni. Şimdide yanımda yoksun Burçin. Tam 15 gün oldu. Biz hiç bu kadar ayrı kalmamıştık ki. Ne halde olduğunu, Aç veya tok olduğunu bilmiyorum. Üşürsün ki hemen. Gelemezsin soğuğa hasta olursun. Çok özledim seni sevgilim. Odandaki kokun tükenmeye başladı. Gel artık bitanem, bırakma beni bu dünyada sensiz. Gülüşünü sevdiğim kadın, gel artık.."
Gözyaşlarım bağımsızlığını ilan ederken, ellerim çoktan titremeye başlamıştı. Daha fazla okuyamadan kağıdı bıraktım. O kadar öfkeliydim ki . ona bunu yapanlardan hesabını soracaktım ve sonra Ege'min yanına gidecektim. Masanın üzerinde duran kahvenin sıcaklığını umursamadan duvara fırlattım. Bardak tuzla buz olurken öfkemi kontrol edemiyordum. Odamdaki her şeyi dağıtmaya başladığımda Ozan ve abim kapıdan içeriye girdiler. Diğerleri ise ne olduğunu anlamaya çalışır gibi dışarıdan odama bakıyorlardı. Abim yanıma gelip sıkıca sarıldığında bir azcıkta olsa rahatladığımı hissettim.
"Abi ben dayanamıyorum. İçim acıyor, sökülüyor kalbim. İliklerime kadar hissediyorum abi. Olmuyor yapamıyorum. "
"Sakin ol kardeşim. Sakin ol " dediğinde sessiz hıçkırıklarım devam etti. Ozan sakinleştirici hapımı getirdiğinde ne ara gittiğini düşündüm. Sakinleştirici hapımı içerken ellerim hala titriyordu. Abim kucağına alarak beni yatağıma yatırdı. Hemen ardından oda yanıma uzandı. Herkes tek tek çıkarken en son çıkan ise Ozan'dı. Odamın ışığını kapatarak çıkmıştı o yüzden odama karanlık hakim oldu. Sakinleştirici hapı yuttuktan sonra yavaşça gevşemeye başlamıştım. "Neden abi ? Neden kaybettim onu ben. Çok seviyordum oysaki onu. Her şeyden çok"
"O gitti Burçin. Gittiği yerde huzur dolu . Yukarıdan bir yerden izliyor seni. Bu yüzden mutlu olmasın kardeşim. Üzüldüğünde Ege'nin üzülmesini istemiyorsan mutlu olmasın."
Abimin son cümlesi buydu. Hayla yavaş yavaş damlalar akıyordu gözümden. Hem sakinleştiricinin verdiği gevşemeye , hem de gözlerimin ağlamaktan acımasına dayanamayarak gözlerimi kapattım. Rüyamda Ege'yi görmeyi diledim. Ve abime daha da sıkı sarılarak kendimi uykuya teslim ettim.
***
"Doktor "Ege Candar'ın yakınları ?" dediğinde ayağa kalktık. Doktorun çevresinde toplandığımızda başını öne eğerek "Biz elimizden geleni yaptık. Başınız sağolsun. "
Çevremdeki sesler donmaya, görüntüler silinmeye başladı. Kimseyi umursamadan yoğun bakımdan içeriye girdim ve Ege'nin yattığı yere geldim. Morga götürmek için hazırlıyorlardı. Yanına çöküp " sevgilim, ben geldim. Hadi lütfen kalk evimize gidelim. Bak biliyorum şaka yapıyorsun sen bize. Oyun oynuyorsun ama yeter bu kadar Ege. Hadi kalk sevgilim lütfen bak Canan annemler bekliyor dışarıda. " ses vermedikçe sesimi yükseltmeye başladım. Görevliler müdahalede bulunmuyorlardı fakat gitmiyorlardı da . Onlara dönüp "Çıkın buradan, ölmedi o. Götüremezsiniz onu. Ben biliyorum o şaka yapıyor uyanacak birazdan. " hala durduklarında "çıksanıza " diye bağırdım. Bütün hastane benim sesimle inlemişti. Ege diye bağırarak ağlıyordum "lütfen bırakma beni" diye fısıldadığımda hala ses vermiyordu. Şaka yapıyordu bize uyanacak o şimdi. Görevlilerden birisi çıktığında "sizde çıkın defolun buradan " diyerek onları da kovmaya çalıştım. Çıkan görevli yanında Eren ile birlikte geri dönmüştü. Eren yanıma gelip beni almaya çalıştı. Bütün gücümle ittim onu. Bırakmayacaktım Ege'yi. Korkardı o yalnız başına. Eren tekrar geldiğinde zorla beni kucağına aldı. Görevliler Ege'nin başına geçerek hazırlamaya devam ettiler. Gideceğimizi anladığımda "Abi" dedim. "Lütfen, lütfen son kez öpeyim onu." Abimin gözlerinden yaşlar düşüyordu, fakat güçlü olmaya çalışıyordu. Birkaç saniye sonra indirmişti beni kucağından. Ege'nin yanına gittiğimde görevlilerden izin isteyerek tekrar yaklaştım. Dudakları morarmış, ten rengi solmuştu. Yanına eğildim ve yanağına, alnına, burnuna öpücükler kondurdum. Son olarak da dudağına değdirdim dudaklarımı. Son kezdi bu. Son kez öpüyordum onu. Ondan ayrılarak sarıldım ona. Daha sonra abim yanıma tekrar gelerek zorla da olsa çıkardı beni yoğun bakımdan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Aşkımız Siyah
ChickLitÖlüm. Herkesin sonu olan bir bitiş. Çoğu zaman zorluklar karşısında istediğimiz son olsa da, hiçbirimiz sevdiklerimizin ölmesini istemeyiz. Peki ya çocukluk aşkınız sizi kurtarmak için ölse ne yapardınız ? Burçin, Ege'nin ölümü üstüne aşka küsmüş...