Sonuç

31.9K 1.6K 91
                                    

~2 AY SONRA~

"Kanka hızlı ol hadi!"
Bilgisayarın tuşuna üst üste titreyen parmaklarımla basarken kalbim yerinden fırlayacak gibi atıyordu. Bacaklarım, onlar da titriyordu ve ben ölmek üzereydim.
Sitedeki aşırı yoğunluk yüzünden bir türlü sınav sonucumu öğrenemem ise beni çılgına çeviriyordu. Sonunda YGS kabusunu atlatmış, sonuçlar açıklanmıştı. Şuan ise sonuçlarımızı öğrenmeye çalışıyorduk.
"Allah'ım çıldıracağım! Neden açılmıyor bu site ya!"
"Lan açıldı!"
Amelya'nın bağırmasıyla kafamı adeta bilgisayarın ekranına soktum.
"Oha naptın kanka sen ya!"
"Anneeeğğğ! Ağağağağ!"
Bağırarak yatağın üzerine çıktım ve zıplamaya başladım.
"Ne bağırıyorsun kızım ne oldu?"
Annem telaşla odaya girip yanıma gelince zıplayarak boyuna atladım ve beraber yere düştük.
"Kızın bir dahi aneeeyyy!"
"Arya kızım sen beni öldürmeye mi çalışıyorsun, kalk üzerimden! Ne oldu adam akıllı anlat!"
Üzerinden kalkıp annemi iki yanağından şapur şupur öptüm ve "Sınav sonuçları açıklanmış!" diye çığırdım.
LYS'de de buna benzer bir sonuç çıkarırsam Ankara Hukuk tutuyordu yahu!
Annem tam ağzını açmışken bir şey demesine izin vermeden odadan çıktım ve koşarak merdivenlerden indim. Ayağımdaki ev terlikleriyle dışarı fırladığım gibi Kayalar'ın bahçesine koşmaya başladım. Evin önüne gelince zili taciz etme eylemini başarıyla gerçekleştirdikten sonra Serpil Teyze'nin kapıyı açmasıyla içeri dalıp yukarı depar attım.
Kaya'nın odasına adeta daldığımda kendisi her zamanki pufunda telefonla oynuyordu.
"Arya? Nolu-"
Sözünün yarıda kalmasını sağlayarak boynuna atladım.
Kolları belimde birleşince daha sıkı sarıldım.
"Avukat olacağım ben!"
Ayrıldığımda kapının önünde dikilen Serpil Teyze'yi görünce yüzüm kırmızının en güzel tonunu alırken o içten bir gülümsemeyle odadan çıktı.
"Anlaşılan sınav sonucun iyi geldi."
Kaya'ya puanımı söylediğimde 'oo'ladı ve benim biraz daha götümün kalkmasını sağladı. Tabi ki onun puanını öğrenene kadar.
"Şimdi benim babama haber vermem gerek görüşürüz!"
Bir şey söylemesine izin vermeden odadan hızla çıktım ve merdivenleri yine aynı hızla indim. Dışarı çıkıp bizim eve doğru koşup hala kapısının açık olduğu eve daldım ve vestiyerden montumu aldım. Ayakkabılarımı da ayağıma geçirdikten sonra "Anne ben çıktıığğm! Amelya odamı toplarsan çok makbul geçer!" diye bağırdım.
Tekrar kendimi dışarı atıp durağa doğru koşmaya başladığımda herkes bana deliymişim gibi bakıyordu. Otobüsün gitmek üzere olduğunu görünce hızımı arttırdım ve son anda kendimi otobüse attım. Babamın evinin önüne geldiğimizde yine aynı hızla otobüsten inmiş, evin önüne gelmiş, zile üst üste basıyordum.
"Ay geldim geldim!"
Öznur ablanın sesinin hemen ardından kapı açılınca zile basmayı kesip Öznur ablanın boynuna atladım.
"Arya?"
Ayrıldığımda nefes nefese kalmış bir şekilde "Babam nerede?" diye sordum.
"İş yerinde."
İtiraf ediyorum, oraya gidecek kadar enerjim kalmamıştı. Ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim ve kendimi koltuğa attım. Öznur abla da karşıma oturdu ve "Anlat bakalım, bu mutluluk nereden geliyor?" diye sordu.
Derin bir nefes alıp gülümsedim.
"YGS sonuçları açıklanmış, beklediğimden daha iyi geldi sonucum. En önemlisi de, LYS'de de iyi bir sonuç çıkarırsam Ankara Hukuk oluyor."
Öznur ablanın da yüzünde bir gülümseme oluşurken "Çok sevindim" dedi.
Biraz oturduktan sonra evden çıktım ve geldiğimin aksine yavaş adımlarla otobüs durağına doğru yürümeye başladım.
Otobüse binip eve giderken hala içim kıpır kıpırdı. Hala inanamıyordum sanırım, üniversiteye gideceğime, avukat olacağıma. Evet karar vermiştim. Avukat olacaktım. Bu isteğim sadece Kaya'nın düşüncesi yüzünden değildi, avukatlık benim için en doğru meslek gibi geliyordu bana.
Bizim evin önündeki durağa gelince otobüsten indim ve bahçedeki koltuklarla oturup telefonumu çıkarttım. Haber vermem gereken biri daha vardı.
Rehberi açıp arayacağım kişinin ismini bulduktan sonra yanındaki yeşil telefon simgesine basıp kulağıma götürdüm.
"Oo Bücür sen arar mıydın bizi?"
Sesini özlediğimi fark ederken kıkırdadım.
"Sana söylemem gereken bir şey var"
"Evet"
"YGS sonuçları açıklandı!"
"Ve sen tam yaptın!"
"Hey, dalga geçme!"
"Tamam tamam, sonucun nasıl?"
Puanımı söylediğimde o da 'oo'ladı.
Biraz daha konuştuktan sonra haftaya buraya geleceğini öğrendim.
Telefonu kapatıp eve girdim ve odama çıktım.
Amelya gitmişti sanırım. Odamı da toplamamıştı vicdansız. Aklıma gelen şeyle kafama bir tane geçirdim. Amelya'nın puanından bi haberdim.
Kendi puanımın verdiği sevinçle ortaklıkta deli dana gibi dolaşırken onun puanını sormayı unutmuştum.
Hemen onun numarasını tuşlayıp kulağıma götürdüm. İlk çalışında açınca hemen "Kız yelloz ben senin puanını sormayı unuttum!" diye bağırdım.
"Kanka kulağımı siktin yemin ederim!"
"Düzgün konuş kız annenle, yolarım saçını başını! Neyse söyle bakiyim puanını, benden fazlaysa döverim ama!"
Puanını söyleyince "Salak yine beni geçememiş!" diyip kötü kadın kahkahası attım. O kadar inek gibi çalıştık, havamızı atalım bir zahmet.
"Aman sen geçtin de ne oldu, avukat olucam diye gezinip duruyorsun ortalıkta! Ablan radyo, televizyon ve sinema bölümü okuyup ünlü olacak. Şimdiden söyleyeyim ünlü olunca seni tanımam."
"İnşallah altın kelebek ödülü falan almaya giderken kırmızı halıda düşersin de rezil olursun amiiiğğn!"
"Ayol altın kelebek ödülü kazanacağım da onu mu dert edeceğim! Sürüne sürüne giderim ben o ödülü almaya!"
Kabul ediyorum, iyice mahalle karılarına benzemiştik. Ayol falan, hiç hayra alamet değildi.
"Bence fabrika ayarlarımıza dönelim."
Boğazını temizleyip "Bence de." dedi.
"Amelya sana bir şey diyeceğim."
"Ay şöyle ciddili konuşma ayol, bir şey oldu sanacağım valla!"
Biz normalde de mi böyleydik, kendimden şüphe duymaya başlamıştım ayol.
Ayol?
Kendime tokat attım ve ağzımdan bu kelimenin defolmasını diledim.
"Kanka asıl sen şöyle konuşma ayol, valla falan. Korkmaya başladım."
"Harbiden lan ne diyorum ben, tövbe estağfurullah! Sen bana bir şey diyecektin?"
"Şey, haftaya Aybars gelecek."
Kısa bir sessizliğin ardından "Ee" dediğini işittim.
Gerçi ne demesini bekliyordum ki?
"Bilmek istersin diye düşünmüştüm"
Arkadan annesinin bağırdığını duyunca "Kanka ben kapatıyorum annem bulaşıkları akıt diyor, hadi görüşürüz." dedi.
"Aferin aferin, evde kalmayacaksın sen bu gidişle."
Telefonu kapatıp kitaplıktan okumaktan her seferinde vazgeçtiğim kitabı alıp pencerenin önündeki pufa oturdum.
Perdeyi açıp karşı eve baktığımda Kaya'nın da pufunda oturduğunu ve telefonla uğraştığını gördüm.
Bir süre sonra sanki hissetmiş gibi bana bakınca gözlerimi kaçırmak istesem de bakmaya devam ettim. Telefonum titreştiğinde ondan mesaj geldiğini anlamam uzun sürmemişti.

Kimden; Yakışıklı Öküz
Basketbol maçı? ;)

Başımı telefondan kaldırıp karşı cama doğru baş parmağımla işaret verdim.
Uzun süredir basketbol oynamadığımı göz önünde bulundurursak çok akıllıca bir cevap olmamıştı açıkçası ama zaten oynasam da kazanamazdım. Sonucu ne olursa olsun işin ucunda onunla vakit geçirmek vardı.
Ayağa kalkıp perdeyi kapattım ve eşofman takımımı üzerime geçirip rasgele bağlanmış saçımı çözüp tepeden sıkıca bağladım.
Telefonu cebime attıktan sonra balkondan topumu aldım.
Evet, artık annem odasında saklamıyordu topu.
Sitenin basketbol sahasına gittiğimde onun çoktan gelmiş olduğunu gördüm. Rasgele atışlar yapıyordu ve attıklarının çoğu basket oluyordu.
Benim geldiğimi görünce topu koltuğunun altına aldı.
Gözlerini kısıp "Hazır mısın?" diye sordu meydan okurcasına.
Maçtan sonra açık ara farkla yenilip havamın söneceğini bildiğim halde havalı bir şekilde "Her zaman." diye cevap verdim.

Rezil olmaya bir türlü doyamamış bir Arya ve onun iç sesi olmaktan utanan bir adet ben.

YAKIŞIKLI ÖKÜZ (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin