Yıllardır alışkın olduğum gece bu akşam bir başka görünüyor bana. Sanki yıldızları daha parlak ve ipek atlaslara bürünmüş gibi... Karadağ konağına geldiğim andan beri her şey bir başkaydı zaten bana. Şu bir kaç saat içinde uyuduğum uyku bile ayrı bir tat vermişti sanki bana. Güvende hissederek kendimi uyumak bile paha biçilemez kadar güzeldi. Kolaylıkla uyandığım uykumdan kalkıp camdan dışarıya baktım. Avluda bir hareketlilik vardı. Ne olduğunu merak edip banyoya yöneldim. Hazırlanıp aşağı inmeliydim. Elimi yüzümü yıkayıp kuruladım. Daha sonra odaya geçip üzerimi değiştirdim. Hızlı adımlarla odadan çıkıp avluya indim. Anlaşılan misafirler vardı. Herkes kamelya da oturuyordu. Yanlarına gittiğimde Hasan baba gülümseyerek elini uzattı.
" işte yeni gelinim Buğlem. "
Gelen misafirlere baktım. Hepsinin siması bana tanıdık geliyordu. Kim olduklarını düşünecek halim yoktu.
" Hoşgeldiniz"
diyerek Yüsra nın yanına oturdum. Tuğra yoktu ortalıkta. Sanki onu aradığımı fark etmiş gibi konağın arkadasından yanında bir adamla göründü. Adama dönük yüzünü bize doğru çevirince göz göze geldik. Dudakları hafif yukarı kıvrıldı. Hemen başımı eğdim. Bir kaç dakika sonra yanımıza geldiler. Eğdiğim başımı kaldırıp yüzlerine baktım. Onu görmeyi beklemiyordum açıkcası. Kalbim acı ile tekrar yanmaya başladı. Bunca yıl sonra hiç bir şey olmamış gibi yüzüme bakması nefes almamı engelliyordu sanki. Hiç şüphesiz bu acının sebebi onun ihanetiydi. Zira ona karşı nefretten başka bir şey hissetmiyordum.
Bakışlarımız kesiştiğinde onun hissiz bakışları yoktu. Ne hissettiğini çözemiyordum. Hoş çözmekte istemiyordum. Tuğra'ya baktım. Yüzünde ki gülümseme acımı söndürmüştü. Sadece bir kaç saniye bende ona gülümsedim. Sanki gülümsememden cesaret almış gibi yanıma oturdu. O ise tam karşıma. Herkes kendi arasında konuşmaya dalmıştı. Başımı çevirip Tuğra'ya baktım.
" seninle biraz konuşabilir miyiz? Yanlız konuşabileceğimiz bir yerde ama... "
Tuğra anlayışla başını sallayıp ayağa kalktı.
" baba iznin olursa Buğlem ile bir yere kadar gidebilir miyiz? "
Hasan baba gülümseyerek
" gidin oğlum ama kızımı yorma"
diyerek izin verince bende ayağa kalktım. Birlikte yanlarından ayrıldık. Merdivenlere doğru ilerleyince Tuğra elimden tutup engelledi.
" dışarı çıkıcaz. "
Dediğini ikiletmeden onunla birlikte yürümeye başladım. Konaktan ayrılıp kapının önünde ki araca bindik. Arabayı Tuğra kullanıyordu. Birlikte kısa bir yolculuktan sonra başka bir eve gelmiştik. Bağ evi gibi bir yerdi. Tuğra arabadan inip kapımı açtı. Gülümseyerek uzattığı elini tutup araçtan indim. Elimi öyle sıkı tutuyordu ki sanki ellerinden kayıp gidecektim. Diğer elimle elini tuttum.
" Neden korkuyorsun? "
Acı bir gülümseme yerleştirdi yüzüne.
" Bunu da nerden çıkardın? "
Soruma soru ile karşılık vermesi üzerine gülümsedim.
" Elimi öyle sıkı tutuyorsun ki sanki ellerinden kayıp gidecekmişim de engel olmaya çalışır gibisin"
Hiç bir şey demeden evin kapısını açtı. Birlikte içeri girip salona oturduk. Ona her şeyi anlatmalıydım.
" Tuğra.... Sana bir şey anlatmalıyım. Ama lütfen sözümü kesmeden sadece dinle. Olur mu? "

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKMAMAYI ÖĞRET (BUĞLEM)
ChickLitSırlarla dolu acı bir hayat... Tüm gerçeklerin kendinden saklandığı hâlâ bir yanı büyüyememiş bir kız... Her gün daha çok büyüyen intikam hırsı.. Bir tarihte takılı kalmış bir kız çocuğunun hikayesi... Var ile yok arasında, geçmiş ile geleceğin en b...