Zayn beni evime bıraktığında, hemen arabadan indim ve sendeleyerek eve doğru yürümeye başladım. Tanrım, bacağım gerçekten acıyordu.
"Tekrardan yardım etmemi ister misin?" diyen Zayn'in sesini duydum.
Ona dönüp, bakmaya tenezzül bile etmeden cevap verdim. "Canın cehenneme." dedim bozuk aksanımla beraber.
Evden içeri girip, kendimi koltuğa attım ve bacağımı öne doğru uzattım. Acıyla birlikte yüzümü buruşturdum. Pansuman yapmam gerektiğini farkedip, ilk yardım malzemelerinin bulunduğu kutuyu elime aldım ve yavaş yavaş pansuman yapmaya başladım.
İşim bittiğinde, ilaçları kutusuyla birlikte toplayıp, yerine kaldırdım. Uyumayı düşünüp, odama çıktım ve yatağa uzanıp, örtüyü üzerime çektim.
***
Sabah, telefonumun çalan melodisi yüzünden uyandığımda, hemen yataktan fırlayıp telefonumu elime aldım. Güneş daha yeni doğuyordu. Kim bu saatte beni arardı ki?
"Efendim?" diye açtım tanımadığım numarayı.
"Joanne, ben Liam." dedi. Sesinden sıkıntılı olduğu belliydi.
"Liam, bir şey mi oldu?" diye sordum kaşlarımı çatarak.
Derin bir nefes aldı. "Şu fotoğraf olayını halletmemiz gerekiyor. Bunun için buraya gelir misin? Zayn'in evindeyiz."
Görebilecekmiş gibi, başımı salladım. "Tamam, hemen geliyorum."
Yataktan fırlayıp, hemen üstümü değiştirdim. Bacağımdaki yara belli olmasın diye, uzun giyinmeyi tercih etmiştim. Beyaz pantolon giyip, üstüme su yeşili bir bluz geçirdim. Ayağıma da beyaz açık ayakkabılarımı giydim ve saçlarıma kendimce şekil verdim.
Hemen evden çıkıp, taksiye atladım ve doğruca Zayn'in evine gittim.
Taksiden inip, evin önüne geldiğimde beklemeden, zili çaldım. Kapıyı açan Niall olmuştu.
"Hoşgeldin, geçsene." dedi gülümseyerek.
Ona gülümseyip, başımla onayladıktan sonra içer geçtim ve salona doğru ilerledim. Hepsi buradaydı. Beni gördüklerinde, hepsi selam verdi.
Liam direkt söze başladı. "Aslında geceden beri bununla uğraşıyoruz. Yönetimden birkaç kişiyle de görüştük ve fikirlerini aldık. Onlar da en doğru kararın bu olduğuna inanıyorlar."
Liam'ı ilk defa bu kadar ciddi konuşurken görüyordum. Ama bu işi halledeceklerini bilmem, iyi hissettirmişti. En azından bu yükten kurtulacaktım.
"Pekala, neymiş o karar?" diye sordum kaşlarımı çatarak.
Liam, derin bir nefes aldı. Diğerleri de onu dinliyordu. "Bir günlüğüne sana sahte sevgili bulacağız. Beraber takıldığınız zaman yanınıza magazinciler göndereceğiz ve fotoğraflarınızı çekecekler-"
"Bu sefer de Zayn'i aldattığımı düşünürler." diyerek sözünü kestim. Zayn başını kaldırıp gözlerini kısarak, bana dikti.
Liam başını salladı. "Onlara açıklama yapacaksın. Asıl sevgilinin yanındaki olduğunu, Zayn ile sadece düğünde dans ettiğinizi, bunun çok normal olduğunu ve aranızda hiçbir şey olmadığını söyleyeceksin." Bir süre duraksadı. "Bunu yapabilirsin değil mi?"
Derin bir nefes aldım. "Çocukla ne kadar yakın durmam gerekecek?" diyerek soruya soruyla karşılık verdim.
Harry dudaklarını büzdü. "Öpsen, bizim için yeterli."
Bakışlarımı ona çevirdim. "Öpmek mi? Bunu gerçekten yapacağımı falan mı zannediyorsunuz?" Zayn alayla güldüğünde onu umursamamıştım bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Two People In The Wrong
FanficÜç yıldan beri intikamını almaya yemin etmiş bir kız, Zayn'in sürekli değişen davranışları karşısında nasıl bir tepki gösterecek? Kaç yıldır aralarında sürüp giden bu nefret yerini aşka bıraktığında acaba hangisi güçlü kalabilecek? Bu nefret süreci...