26. Bölüm "Zayn And Me? Ha?"

1.8K 80 12
                                    

Sabah, gözlerimi açtığımda, yatakta yan döndüm ve kısık gözlerimle birlikte, etrafıma bakındım. Ardından, yatakta doğruldum ve uzun bir esneme ve gerinme rutinlerinden sonra, ayağa kalktım. Aynada, dağılmış saçıma, şişen göz altlarıma aldırmadan, odanın kapısını açtım ve dışarı çıktım. Alt tarafı bir evde iki erkekle birlikte kalıyordum ve açıkçası onların da, bu halimi umursayacaklarını pek sanmıyordum.

Merdivenlerden aşağı indiğimde, Scott'ı, mutfakta, tavada bir şeyler yapmaya çalışırken görmüştüm. Yanına ulaştığımda, yapmaya çalıştığı şeyin, aslında bir krep olduğunu anlayabilmiştim. Zor da olsa.

"Günaydın." dedim gülümseyerek. Dünkü konuşmamızın ikimizin 'arkadaşlık' ilişkisi içerisinde bir etki yaratmasını istemiyordum.

Kafasına tavadan çevirip, gülümseyerek bana baktı ve beni boydan boya süzdü. "Sabah, sabah, ne bu tatlılık?"

Anlaşılan o da benim gibi yapmak istiyordu. Güzel.

Dudaklarımı büzüp, gözlerim kıstıktan sonra, tavayı elinden aldım. "Kapa çeneni."

Hafifçe kıkırdadıktan sonra, dirseğini tezgaha koydu. "Zayn'i uyandırsana. Hala uyuyor." dedi ve gözlerini devirerek, güldü. 

Tavayla daha çok ilgilenmeye başlayıp, Scott'a dönmeden, konuştum. "Sen uyandır; ben de krepleri yapayım. Düzgün bir şekilde."

Bana bir şey söylemeden, birkaç saniye hala yerinde durdu ve ardından, merdivenleri çıkma ayak sesini duymuştum.

Zaten az işi kalmış olan krepleri yapmayı bitirip, tabağa yerleştirdiğimde, zevkle gülümseyerek, elimdeki tabağı, masaya koydum. Bu sırada Scott ve arkasından da Zayn, merdivenlerden inmeye başlamışlardı.

Zayn, bu pijamalı, fazlasıyla rahat halime bir göz atıp, çaktırmadan gülümsemişti. Ona aldırmadan, masaya oturdum.

Tabağıma bir tane krep alıp, yemeye başladığımda, Scott dudaklarını aralamıştı. "Ee, bugün ne yapmak istersiniz?"

Ben ağzımdakini yutmak için, beklemeye başladığımda, Zayn tabağından başını kaldırıop, Scott'a dönmüştü. "Aslında, bizim yarın stüdyoda kayıt işlerimiz var. Kahvaltıdan sonra uçağa binip, Londra'ya dönmem gerekiyor." dedi ve gözlerini üzerimde gezdirdi.

Scott, yüzünü buruşturduğunda, Zayn de, dudaklarını büzmüştü. Ardından Scott, bana dönüp, kaşlarını çattı. "Peki, sen?"

Düşünmek için ağzıma bir lokma daha atarak, zaman kazanmaya çalıştım. Zayn ile birlikte gitmeli miydim? Yani, uçağa o olmadan binebilecek miydim? 

Benmi cevap vermeme gerek kalmadan, Zayn dudaklarını aralamıştı. "Joanne de benimle gelmek ister. Malum-"

"Uçak korkusu. Ah, doğru." diye Zayn'in sözünü kesmişti Scott. Sesindeki alayı Zayn'in de farkettiğini anlamıştım, çünkü kaşları yukarı doğru çatılıp, Scott'a öylece bakmaya başlamıştı.

"O zaman, ben hazırlanayım." dedim ve masadan ayağa kalktım.

Scott, başını kaldırıp, gözlerini bana kaydırdı. "Kahvaltını etseydin. Yani, o kadar zamanınız var, değil mi?" diye sorduğunda, gözleri Zayn'e doğru çevrilmişti.

Hemen konuşmaya başlamıştım. "Doydum." demekle yetindim sadece ve hızlı hızlı, merdivenlere yönelip, merdivenleri çıkmaya başladım.

Merdivenleri bitirip, üst kata çıktığımda, hemen kaldığım odaya girdim ve valizime doğru yürüyüp, dizlerimin üzerine çöküp, kıyafet aramaya başladım.

Two People In The WrongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin