18. Bölüm

109 15 78
                                    

Bu bölümü çok aşırı sevdiğim, hayatım, karım, kuşum, şekerparem, kardeşim sonfecisibel 'e ithafen yazıyorum. İlk zamanlar onada sormuştum elbet ama yeni okuyor bebem işte. Seni çok seviyorum canım karım Sibelim *gözündenkalpçıkaranemoji* .

Sibelime not; Bebeğin ismini düşünelim artık, düğünde kır düğünü olsun. 25 Mayıs mesela, senin doğum günün de.

Bölüm Şarkısı;
Zeynep Sağdaş - Yarım Kalanlara Rağmen

Sancak & Taladro - Bana Kendimi Ver

İyi Okumalar! *-*
*****

İnsanoğlu her zaman tuhaftı, bu değişmeyen bir gerçekti. En sevdiğim kişinin, en nefret ettiği kişiye şuan ihtiyacım vardı. Ve o en nefret ettiği kişi bana göre en iyi kişiydi. En azından kandırmadı. Tabi kaçırma olayını saymazsak.

Gökmen, sakinleşmem için saçlarımı okşuyordu ve bu işe yarıyordu. Öylesine sakinleşmiştim ki ağlamam bile iç çekmelere dönmüştü.

"Anlat neler oluyor?" Dedi Gökmen. Ve ona olanları anlattım. Ceren'in ikinci adının Duru olduğunu bilemezdim ki. Lanet olsun bu saflık.

"Olay bu. Lan ilk defa platonik bir aşk yerine karşılıklı bir aşk olacak diye öyle umudum vardı ki. Umutlar çürütmek için mi var acaba? " dedim. Başım ağrıyordu, kalbim ağlıyordu.

"Öyle deme Melek. Can seni sevi..." sözünü kestim.

"Gökmen baksana da küsmek istemiyorum. O sevemez ki. Tamam sevebiliyor ise al bak şimdi sevdiği yanında. Aranızdaki olayı duydum. Sevdiği kız yanında, ben sadece salak, beyinsiz, saf bir kızım. Ama Cemre niye bana böyle yaptı? Ne suçum var benim sevmek dışında? İşte böyle zamanlar yaşamak haram geliyor, yaşayasım gelmiyor." Dedim. Kafamı kaldırıp ona baktım, gözlerim bulanıklaştığı için yüzünü tam göremiyordum. Ama gördüğüm kadarıyla düşünceli ve üzgün bir tipi vardı.

"Melek, demesene öyle. Cemre benim yüzümden sana böyle bir şey yaptı. Nasıl düşünemedim. " dedi. Elimin tersiyle gözlerimi sildim, sonra tek kaşımı kaldırdım.

"Nasıl yani? Seni mi seviyor yoksa?" Kafasını salladı. "Hah! Tabi ya. Seni soruyordu. Lan bu nasıl bir yavşaklık ya! Seni seviyor ama gidiyor benim adamıma saldırıyor. Benim adam diyorum ama o da izin veriyor. Ölemedim bir ya. O kadar Azrail'i sevmeme rağmen bir beni alamadı." Dedim. Gökmen daha sıkı olacak şekilde sarıldı. Kollarımı ayırınca yüzüne baktım, daha çok gözlerine. Mavi mavi gözleri ile bana bakıyordu. Ellerini yanağıma getirdi. Ben ne yapacak diye ona bakıyordum. Dudaklarıma baktı, ben onun gözlerine bakıyordum hala. Gözlerini, gözlerime çevirdi sonra. Tekrar gözleri dudaklarıma gitti ve yavaş yavaş yaklaşmaya başladı.

"Ondan uzak dur!" Dedi.

"Melek üzgünüm daha fazla tutamadık! " dedi Derin. Hala az da olsa dolu gözlerimle, ufak gülümseyerek 'Tamam'ı işareti verdim.

Can kolumdan tutup çekince kolumu hızla çektim. Bana ela gözleri siyahlaşmış şekilde baktı. Sinir olduğunu görmek içimde karmaşık bir his vermişti.

Kader #Wattys2016 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin