Deniz Toprak & Resul Dindar - Sebebi Sensin
*****
İnsanlar bu hayatta oyuncu gibidir. Kaderin nasıl isterse öyle hareket ettirir. Ve insanoğluda zorunlu uyar o hareketlere. Oyunumuzun bazı hareketlerinde canımız yansa bile sonunda hep güzel oluyor ya. Yavaş yavaş mutlu zamanlara geliyor kaderimde galiba.
Ankara'ya girdiğim de içime dolan huzur, anlatamayacak kadar tarifsizdi. Çok özlemiştim. Benim diğer yarım burda kalmıştı. Yarım kalan hayatımı devam etmeye geldim. Sana sözüm vardı Ankara, bak tuttum geldim. En iyi sen bana bakansın, beni ağlatmayan şehrim. Çok özlemişim be.
"Başladı bizim Ankara delisi, yine Ankara'yı izlemeye." Dedi annem gülerek.
"Çok güzel değil mi? E güzele bakmak sevaptır. ".
"O 'Güzel bakmak sevaptır.'imiş. Haberin olsun ikiz. " Melih'e baktım, tek kaşımı kaldırdım.
"Really nigga? " dedim ve gözümü devirerek tekrar yola bakmaya devam ettim.
Mahalleye girince içimde bir kıpırtı oldu. Heyecanlandım. Sabah kesin Gülce, Hazal ve Neslihan bizde olurlardı. Çünkü çok özlemiştik birbirimizi. En son 3 gün uyuduğum zaman gelmişlerdi ve o gün görmüştüm. Oğuz da gelmişti. Ve Can...
Ah! Onu da çok özlemiştim. Burnum sızlıyordu kokusundan. Hele gülüşü, gözlerim acıyordu onu göremiyorum diye. Kulaklarım çınlıyordu, onun sesini duymadım diye. Tüm ruhum ile özlemiştim onu. Zaten kalp bi zaman sonra duruyordu, o yüzden vücudum onu ruhumla sevdiriyordu.
Aşık olmak güzel işte. Beni sevdigini söylemişti. Platonik de değildim değil mi yine yeniden? Başkasıyla da çıkmazdı. Bana aitti. Kalbimde tapusu vardı.
Eve girince duşa girip üstüme rahat birşeyler giydim. İzmir de olsak kesin cama çıkmıştı benim Sıpaydim Can. Ay ona öyle diyecem. Hıyarlı baba da dersem bi de... Şimdi düşündüm de. Yok yok o kadın fantazi de fantazi. Azgın teke mübarek. La az dur yaş baş kaç? Can sonra diyecek sen neler istiyon benden diyecek ilk uçak ile Ankara'da, beni becermeye. Oman tanram!
Bizim kızlara Ankara'da olduğumu söyledim. Tabi hemen yarın Villa dediler. Melih'i de istediler. Melih demişken yataktan kalktım ve onun odasının kapısını tıklattım. 'Gir' dediğinde içeri girdim ve ona gülümsedim.
"Küçük kanatlım, bir şey mi oldu?"dedi.
"Yo. Seni merak ettim." Yatağının üzerinde oturuyordu ve yanını işaret etti. Hemen kuruldum yanına.
"Ankara güzel bir yermiş. Aşık olacağın kadar." Dedi.
"Öyledir. Ben mesela Oğuz'u severken beni üzerdi, bende odamdaki balkona çıkardım. Ve sandalyeme oturur bir şarkı açar Ankara'yı izlerdim. Ağlamam geçerdi. Hatta gülümserdim. Ben o yüzden buraya aşığım. Üzmedi hiç beni. Canım Ankaram ya." Dedim derin nefes alarak. Kafasını sallamak ile yetindi.
Biraz sessiz durduk. Ben yeri izliyordum, o da. Sonra fazla durduğumuzu düşündüm. Ve bozdum sessizliği.
"Melih. Yarın biz kızlarla Villa'ya gideceğiz. Yani kafeye. Gelmek ister misin?".
"Ya beni istemezlerse?" Dedi düşünceli.
"Zaten gelmeni isteyen onlar." Dedim ve ekledim. " Bana habire Melih'i de getirsene' 'Melih de gelsin' ' Melih'te gelsin ya gezmiş olur işte' dediler. Gelmezsen, dönüşüm olamayabilir. Beni öldürme ihtimalleri var. Ya konuşarak ya da çıkmaz sokağa götürüp, 12 defa tecavüz edip, 31 yerimden bıçaklayıp, gelinlik giydirip Atakule'den sallandırırlar. " dedim. Küçük bir kahkaha attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kader #Wattys2016 (TAMAMLANDI)
Ngẫu nhiên*Acemi bir yazarın en başta kötü yazıp, sonradan iyileşen hikayesidir. Okumadan geçmeyin ve votelemeden, lütfen* ------------------------------------------------------------------------------ Hayatta sadece tek bir kişiyi severim sanıyordum. Yanılmı...