24. Bölüm

39 7 0
                                    

Murat Boz - Adını Bilen Yazsın

Toprak Kardeşler - Sırılsıklam

Tanıtım videosu tamamen bitti, 25. bölümde atmayı planlıyorum.

*****

Her bir başlangıçta yaşanan, korku vardır insanın içini kemirip duran. Karnında aşık olmuşcasına uçuşan kelebekler olur ya da bir endişe kaplar tüm vücudunu. Benimde vardı şimdi işte o kelebekler, karnım dört köşeydi ağrıdan. Hazır değildim İzmir'e gitmeye.

"Ya bu balo bizsiz olmuyor mu? Ha? Onur konuğu muyuz biz?" Dedim mırıltıyla. Ama çok geçti, uçaktaydık bile.

"Senin bu ani, dengesiz kararların var ya sinirime dokunuyor resmen. Resmen ikizliğimi sorgulamıyor değilim!" Dedi fısıltıdaki isyanıyla. Yüzüme baktı ve tek kaşını kaldırdı.

"Ne var?" Dedim dayamayarak.

"Yoksa hala O'nu mu seviyorsun?" Dedi, kalbimin hızındaki artış korkutmuştu beni. Otobandaki bir araba gibi ani bir hızlanma  yapmıştı fakat beynimde şu soru vardı. O kim?

"O kim?", yüzünün rahatlama ifadesi merakımı arttırmıştı.

"Boşver küçük kanatlım." Dedi ve omzuna yatırıp, saçımdan öptü. "Derin'i göreceğim ya ondan heyecan bastı." ekledi.

"Merve nasılmış? Yine kanka diyordun." Dedim.

"İyi ya, zaten dost kalarak daha iyiyiz dedik zaten. Derin de bana açılınca." Dedi, gülme sesi geliyordu.

"Doğa da Coşkun ile. Ben saplar kraliçesiyim, mis gibi valla! Beni kısıtlayan yok." Melih öksürerek dikkatimi çektirdi. "Pardon, ikizim dışında beni pek kısıtlayan yok. Benim olmayan sevgilicik tanem." Dedim ve hala omzunda yatarken çenesinden tutup sevdim, veya sevmeye çalıştım.

"Sen sevme, Allah'ını seversen. Ağzımı çıkarma çabalarındaysan becerdiğini itiraf ediyorum." Elimdeki tükürüğüne iğrenerek baktım ve o bakarken 32 dişli gülerek üstüne sildim. Minik bir kahkaha attı.

"Eğer bu kadar şeker olmasan çekilmez birisi olurdun ve sana şuan kızardım. Kıyamıyorum lan sana şebek. " dedi ve tekrar 32 diş gülümsedim.

Pilot ineceğini anons edince son defa bulutlara doğru baktım. Rahatlatan bir manzaraydı. Yağmur yağsa bir de, misler gibi rahatlık.

Uçaktan indiğimiz gibi valizleri kendimizi dışarı attık. Dışarı çıkınca bizi sürpriz bekliyordu. Bizimkiler hep buradaydı. Derin, Doğa, Coşkun ve diğer herkes.

"Angelım! Onu ilk ben gördüm ben sarılacam!" Diye bana doğru koşmaya başladı. Kahkaha atmadan edemedim.

"Lan sen görmüş olabilirsin ama o benim görümcem artı kardeşim." Diye o da koştu. İkisi önümde durup birbirlerine baktılar. Doğa kenara itti hızlı bir hareket ile.

"Çık kız biçoz!" Deyip bana sarıldı. Derin tam düşecek iken Melih onu tuttu. Birbirlerine bakışmaya başladılar bende Doğu'ya sarıldım.  Sonra onu dürtüp bizim aşk kuşlarını gösterdim. Melih gerçekten özlemişti, Derin'in de kalır yanı yoktu.

Melih, Derin'in yüzünü avcuna aldı ve yanaklarını okşadı. Sonra anlından öptü. Derin gözleri dolu gülümsedi.

"Hoşgeldin hem İzmir'e, hem kalbime." Melih gamzesi belli olacak şekilde gülümsedi.

"Hoşbuldum İzmir'e ama en çok kalbine." Sanırım hayatımda gördüğüm en romantik andı.

"Sevgiliyiz diye ne hava atıyonuz." Doğa elimi sıktı ve gösterdi. "Al benim hatun bu da.". Coşkun öksürünce mavi gözleri pörtledi Doğa'nın. "Senden ayrılıyorum, arkadaş kalalım. " Elimi bıraktı ve Coşkun'un elini tuttu. "Al benim herif." Dedi bu sefer.

Kader #Wattys2016 (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin