Sen Ne Kadar Da Guzel Yurekli Bir Adamsın

120 2 0
                                    

Esila-

Açtığım rehberi anlamsız bir şekilde geri kapattım. Farkında olmadan elim,Can'a gitmişti.
Kendime bile söyleyemediğim  bir şey olmuştu aslında bugün,günlerdir kalın kafalı için harap etmiştim kendimi ama bugün oldukça iyi hissediyordum.
Sebebini Can'a bağlamak istemesemde gerçek oydu, onu tanımak fazla iyi hissettirmisti. Oldukça sıcak kanlı ve cana yakın biriydi hatta onu daha çok tanımak istiyordum bu sayede Buğra vakasından biraz daha uzaklaşmış olurdum.

Bir an önce yarın olması dileğimle, hemen yatağa attım kendimi. Bugünü biraz da iç sesimle analiz ettikten sonra uykunun narin kollarına bıraktım kendimi.

Oraya dönsem olmuyor buraya dönsem olmuyor, bir türlü uyuyamıyordum. Gece olunca yalnızlık iç güdüsüyle düşünmek istemedikleriniz gelir ya aklınıza, benimde kafamdakiler bir türlü uyumama izin vermiyordu. Düşünmek istemiyordum ama aklım hep Buğra ya gidiyordu sevdiğim beye. Şimdi nerdedir, ne yapıyordur? Aceba benden gitmek onuda üzmüş müdür derken, kendime sert bir çimdik atıp saçmalama ve at şu düşüncesiz bencili kafandan eğer seni düşünseydi sevseydi her ne pasına olursa olsun seni bir başına bırakıp gitmezdi dedim. Öyle ya ben onun için abimi karşıma almaya hazırdım. Gece gece iç sesimle kavga ederken bir anda uykuya dalmışım.

Sabah uyandığımda güneş tam yüzüme vuruyordu. Annemin sesini duyunca perdenin kimin açmış olduğunu fark etmek geç olmadı. - Esila okula gitmeye niyetin yok galiba, saat kaç oldu hala yatıyorsun.
Ee tabi annem nerden bilsin gece gece deli gibi iç sesimle boğuşup uyumadığımı.

İstemeye istemeye kalktım ve düşündüm ki uykusuzluğumla ancak güzel bir duş başa çıkar.  Bornozumu kaptığım gibi banyoya gittim, aldığım duş'un ardından en az 5 dk dişlerimi fırçaladım.
Çıktığımda çoktan hazırlanmış olan kahvaltı sonrasına hiç oturmadan, aceleleyle ne bulduysam tepistirdim ağzıma. Yine okula gec kalacak gibi gözüküyordum.
Dolabımın kapağını açtığımda baya baya çığlık atacaktım sevinçten. Bütün kıyafetlerim yıkanmış, ütülenmiş, giyilmeye hazır haldeydiler. İçlerinden en sevdiğim yarım siyah deri bustiyerim,altınada asker yeşili yırtık pantolonumu aldım. Üzerime de bir ceket almalıydım hava sıcak gibi gözükse de biraz esiyor gibiydi. Bu yuzden üzerine de baskılı trenckotumu aldım ve giyinmeye basladim.

Yine harika gözüküyordum, belime kadar inen saçlarımı su dalgası yapıp salık bıraktım. Son bir eksik vardı hafif bir makyajın ardından o eksikte tamamlanmış bulundu.

Saate baktığımda epey geciktigimi fark ettim hatta ilk derse yetişemeyeceğim gibi gözüküyordu.
Durağa gittiğim de hiç beklemediğim biri duruyordu karşımda .
Buğra nın annesi Hikmet teyze..

--Esila okula mı gidiyorsun yavrum?

-e evet hikmet teyze.

-- Esila seni görmem iyi oldu kızım, geçen gün için üzgünüm. Buğranin gitmesi beni kötü etkiledi, sende bir an gelip onu sorunca ne diyeceğimi şaşırdım o an kendimi kötü hissettim. Bu zamana kadar hic ayrılmadım ondan ilk defa bu kadar uzak kaldık haliyle insan afalliyor ne yapacağını bilemiyor.

-Hikmet teyze o, o nerde?

-- geçen gün eve geldiğinde her tarafı yara bere içindeydi ne olduğunu sorduğumda tek söylediği ben artık gidiyorum oldu. Inan nerde olduğunu bilmiyorum yavrum ama dün arayıp iyi olduğunu bir süre gelmeyeceğini söyledi.
 
Tam cevap verecekken belediye otobüsü geldi, sormak istediğim daha tonlarca soru varken hoscakalin diyebilmistim sadece.

Okulun önüne geldiğimde herkes dersteydi tahmin ettiğim gibi ilk derse geç kalmıştım. Kantine gidip tost sipariş verdim,evde hic bir sey yiyememistim, karnım fena halde gurulduyordu.

Sevdiğim BeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin