-ESILAEve gidene kadar tek kelime edememiştim, edememiştik..
Arada bir dönüp benim olduğum tarafa bakıyordu, bense baktığını fark etsem de kendimi dışarı bakmaktan geri ceviremiyordum, çevirmiyordum.
Söyleyecek hiç bir şey bulamıyordum, anlamda veremiyordum. Kafamdaki sorunlar yetmezmiş gibi şimdi birde bununla mücadele edecektim.
Alabora derken bunu kastediyordum. Bugranin tek kelime etmeden gidişine mi yoksa can'ın şok etkisindeki aşk itirafina mı kafayı takacaktim.
Aslında canımı sıkan acı bir gerçek te beraberinde geliyordu. Istemsizce can'dan etkilenmeye başlamıştım.
Belkide yaşadığım duygusal çöküntüler yüzünden böyle hissediyorumdur diyerek kendimi avutuyorum.
İç sesim yine rahat vermiyordu, derin düşüncelere dalmıştım ki, birden ' - bir şey söylemeyecek misin?
Diyen yakışıklı yeniden heyecanlanmama sebep olmuştu.Yüzüne baktığımda ne kadar da masum göründüğünü fark etmiştim. Bir anda nasıl bu kadar değişebiliyor du ki..
Daha demin bütün çapkınligini sergileyerek öpmüştü beni hala aklıma geldikçe içime giren titremeye engel olamıyordum, şimdide birden şirin şirin, masum masum bakan köpek yavrularına benziyordu.Hala bir cevap bekliyordu fakat ağzımdan tek bir kelime çıkmıyordu, kafasında neler kuruyordu belkide ama cevap vermek istemediğimden değil veremedigimden bişey diyemiyordum. Adeta kitlenmişim, ilk defa aşk itirafı almış masum köylüye dönmüştüm.
Normal bir Esila suanda itiraz etmesi gerekirdi ama itirazda edemiyordum.
Kafam gereğinden fazla karışmıştı bugraya aşıksam neden can dan etkileniyorum, peki can dan etkileniyorsam bugraya nasıl aşıktım.Evin önüne gelmiş olduğumuzu fark edince, başımı ona çevirmeden görüşürüz diyebilmistim sadece ve hic bir sey söylemesine firsat vermeden firlamistim dışarı.
Binaya girmeden önce, arkama döndüğümde can hala pür dikkat binaya girmemi bekliyordu. Gelde etkilenme hem sahiplenme duygusu hem olabildiğince nazik hemde oldukça sexi ve bir bayana nasıl davranicani bilecek kadar otoriter.Eve girip hemen odama kapandim. arkamı dönüp kendimi geriye doğru savurup yumuşacık yatağımla bütünleştim, saat henüz çok erkendi fakat tüm gün boyunca beynim yanmıştı, daha fazla düşünmemeliydim. Yatağın içine girip yorganı kafama kadar çektim ve kendimi uykuya bıraktım..
Uyandığım da gözlerimden ince ince yaşlar süzülüyordu,rüyamda buğrayı görmüştüm. Kap karanlık bir yerde bembeyaz bir ışığın içindeydi, sadece bekle beni sevgilim diyordu..
Tam kafam dağıldı biraz olsun unuttum derken, bu rüyada neyin nesiydi?
Toparlanmaya çalışıp güçlü bir şekilde silkindim.
Daha sonra bornozumu alıp banyoya girdim. Ne yaptıysam göz yaşlarıma hakim olamıyordum.
Bu rüya oldukça etkilemişti, buğrayı çok özlemiştim ve her nerde olduğunu bilmesem bile can'la olan diyologum aklıma geldikce istemsizce bugraya ihanet ediyormus duygusu yayiliyordu bütün bedenime..Bugün okula gitmeme kararı aldım. Ne cana verecek bir cevabım vardı, nede kendime..
Depresyonel ruh hali bu olsa gerek. Tüm gün ağlayabilecek psikolojideydim.
kendimi ne kadar da güçlü ve dayanıklı zannederdim.
Fakat şimdi çöküşlerde, depar atmıştım.Bugün herşeyi düşünmeli ve bir karar vermeliydim.
Evde benden başka kimse yoktu.
Annem ve babam beraber seyahate çıktılar, ablamsa sabah erkenden arkadaşlariyla bulusmak icin evden çıkmıştı.Sahi abim neredeydi hemen hemen Buğra ortadan kayboldu kaybolali abimde ortalıklarda gözükmüyordu.
Pembe panterli pijamalarımı giyip, ayaklarımada tüylü panduflarimi gecirdim. Saclarimada depresyon topuzu atıp pozisyona hazır hale geldim.
Ablamın gizli sandığı, abur-cubur dolabını açıp aldığı bütün çikolataları yürütüp odama gittim.
Laptobumdan duygusal bir aşk filmi açtım.Zaman bir türlü geçmiyordu. Aynaya baktığımda gözlerimin ağlamaktan cirkin bir hal aldığını fark ettim. Torba torba olmuştu ve bütün suratımda cikolataya bulanmış gözüküyordu.
Filmde duygusal sahneleri gördükçe yaşadıklarım yeniden canlanıyordu gözümde ve acım ikiye katlanıyordu.
Psikolojisi bozuk insanlara dönmüştüm, aynada bir kendime bakıyordum bir feryat ediyordum.
Daha sonra elimi kafamın arkasında birleştirip öylece düşünürken birden kapı zili çaldı, kapıyı açtığım da gözlerime inanamamıştım.
Bu 'Çağlaydı, çocukluk arkadaşım hic bir vaktimin ayrı gitmediği beni anlayan insanların en başında gelirdi.
Hem yakin arkadaşımdı hemde hemde zor zamanlarımda anne şefkati gibi ilgilenir öğütler verirdi, ben buna arkadaştan fazlası tabirini veriyordum kısacası.İlk okulda aynı sınıftaydik, babası ise okuduğumuz okulda saygı değer bir öğretmendi, tayini çıkması çağlayı da beni de derinden etkilemişti.
Ama suan tam karşımda duruyordu, 365 gün sonra ilk defa görüyordum. Durduğum yerde donup kalmıştım ki bir anda ikimizinde gözleri doldu, canımız çıkacakmış gibi sarıldık birbirimize.
Beraber olduğumuz dönemde her açılan yaramda kapatmak icin elinden geleni yapardı. Şimdi bugunlerdeysem bütün sebebi Çağlaydı. Ne zaman tukensem kanadım kırılsa, sihir gibi sözleriyle yüreğime derinden dokunuyordu.
Günlerdir bilinmezligin icindeydim, Çağla yine tamda en zor anıma yetişmişti bilmeden, onu görmek bile ruhuma fazlasıyla iyi geliyordu.
Onu içeri aldığım da odamdaki selpak mendillerin buruştulup buruştulup yere atilmasindan anlamış olacak ki,
Çağla" - heyy ne oldu burada, gel buraya, diyip yeniden kollarının arasına almıştı beni.
Sonunda dayanamayıp içime akıttığım bütün göz yaşlarımı dışarı çıkarmıştım, anlatamiyordum kelimeler boğazımı acitiyordu, yutkunamiyordum.
Kimseye derdimi anlatamiyordum, içimde yasadikca da büyük bir dağ olmustu.
Çağla ellerimden tutup, yatağın üzerine otutturdu ve "anlat kuzum ne olduysa birer birer anlat, seni bu hale getirecek ne yaşadıysan bilmek istiyorum..
Dedi. Ve zorla kelimeleri toparlayıp ne oldu ne bittiyse herşeyi anlattım.Bütün bunlardan sonra çağla elini çenesine koymuş öylece düşünüyordu, oda bir şey diyemiyorsa gerçekten acınacak haldeydim, bunun kanaatine kesin bir şekilde varmıştım.
Çağla"- bak artık hic bir şeyi düşünme, hep yanındayım ve elimden gelen, gelmeyen herşeyi yapıcam senin için, tıpkı eski günlerdeki gibi sende güçlü olacaksın seni nasıl bıraktıysam öyle.babamin tayinini buraya aldırdık artık hiç ayrılmayacağız.
Ve ben inanıyorum ki biz yine herşeyin ustesinden gelicez.- çağlanın bu sözleri yeniden güneşimi ufka değdirmişti.
Hiç olmadığım kadar huzurlu hissetmiştim. Belkide sadece böyle dostlara sahip olduğum icin şansliyimdir diye düşündüm.Cagla "
- tamam hadi bu kadar depresyon yeter hazırlan seni bir yere götürücem, söz veriyorum ikimizide iyi gelicek.Hiç tereddüt etmemistim, dört duvar arasında durdukça istemesemde depresyonun içinde buluyordum kendimi, gerçekten hava almak biraz olsun iyi gelebilirdi..
--
Çağlanın gözüme bağladığı bandanayı açınca bir şok daha geçirmiştim, gözlerime inanamiyorum vurgusunun cuk oturduğu yerdeydim...Arkadaşlar kısa olduğu için üzgünüm ve soylemem gerekir ki yakinda Buğra dönecek ve bakalım esila o zaman ne yapacak.. Bir dahaki bölümlerde görüşmek uzere, hoşçakalınn, ponciklerimmm :*:*