7.BÖLÜM

179 37 10
                                    

Yastık altı hayallerimizin çıkmasından korktuk en çok günyüzüne.
Onlar bizim yalnızca hayalimiz değil sığındığımız limanlar, yaslandığımız omuzlar, karanlığımızı aydınlatan ışıklardı...
Tek ümidimizdi belki de.
Geçmişin üstünü örtmemizi sağlayan geleceğimiz için çaba sarfetmemize yardımcı olan bizi biz yapan tek şeydi hayallerimiz.
Ve bizim yapamadığımız tek şey onları sakladığımız küçük dünyamızdan çıkaramamaktı.
Şimdi tam zamanı işte bir umutla sarılmak için hayata, gözlerimizden akan her damlanın sebebinin mutluluk olması için yalnızca , bize sunulan bu hayatı her zerresine kadar yaşayabilmek amacıyla çıkarabilmeliyiz hayallerimizi sakladığımız dünyalarımızdan.
Ve yine açıp gözlerimizi kapadığımız o sonsuz karanlığa merhaba diyebilmeliyiz bizi bekleyen, hayallerimizle süslediğimiz hayatımıza...

Gözlerimi açtığımda yüzüme yayılan tebessüme engel olamammıştım.
Ayaklarımla üzerimdeki yorganı ittirip kollarımı açarak esnemiştim.
Hızlıca banyoya gidip rutin işlerimi hallettikten sonra
dolabımdan yırtık kot pantolonumu üzerine de kısa bordo renklerinde balıkçı kazağımı giymiştim uzun kahverengi saçlarımı tarayıp dalgalı halinde bırakarak kirpiklerimi kıvırmıştım hızlıca sonrasında beyaz tenimde oldukça güzel duran bordo rujumu sürmüştüm .
Ardından elime telefonu alıp Asi'den mesaj gelmiş mi diye bakmıştım ne yazik ki yoktu.
Odanın içerisinde dolanırken korna sesiyle irkilmiştim.
Perdeyi çekip boydan pencereden aşağı baktığımda Asi'nin arabasına yaslanmış bana baktığını görmüştüm onun yüzündeki tebbesüme karşılık ben de tebessüm edince Asi'nin kahvenin en sıcağındaki tonlarında olan gözlerinin kısılmış elini kaldırarak gel işareti yapıyor olduğunu görmüştüm.
Hızlıca yatağın üzerinde duran dizlerime kadar gelen, salaş montumu alıp aşağı inmiştim.

Asi beni görünce bir adım atıp sarılmıştı bana.
Bu hareketi her ne kadar utandırmış olsa da beni belli ettirmemeye özen gösterip açmış olduğu arabasına binmiştim.
Asi 'ye çaktırmadan bakmaya çalıltığımda göz göze gelmiştik.
Ve ben gülümseyip hiçbir şey olmamış gibi kafamı arabının penceresine yaslamış dışarı bakıyordum.

"Meyra ev için eşya almadan önce seni arkadaşlarımla tanıştırmak istiyorum.
Senden biraz bahsetmiştim. onlar da tanışmak istediler tabi sen de istersen."

Asi'nin bu söylediği beynimde bir şok etkisi oluşturuken kuruyan boğazımı farkedip zorlukla gülümseyebilmiştim.

"Şey Asi nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama benim daha önce bir kişi haricinde hiç arkadaşım olmadı.
O da sınıftan sıra arkadaşımdı mecbur olmadıkça konuşmuyorduk bile yani ne diyeceğimi bilemiyorum."

"Meyra onlar çok iyi insanlar emin ol pişman olmayacaksın.
Sence de artık birileriyle tanışman gerekmiyor mu? "

Asi'ye her ne kadar hak versem de korkuyordum hayatıma birilerini almaktan.Ama Asi'yi kıramazdım da en fazla yanlarında oturup susardım.

Asi sanırım sessizliğimden ne düşündüğümü anlamak istercesine
Meyra?
diye sormuştu. Yüzüme en tatlı olduğunu düşündüğüm gülümsememi yerleştirip

"Peki Asi arkadaşlarının yanına gidelim."
Asi yüzüne yerleştirdiği gülümseme ile
"Beni kırmadığın için teşekkür ederim ama pişman olmayacaksın. "

Asi'nin bu söylediği ile umarım diye fısıldayıp tekrar cama yaslamıştım başımı nereye gideceğimizi çok merak ediyordum doğrusu.

******

Arabadan indiğimizde yola dikkat etmediğimi farketmiştim.
Çünkü burası benim için tuttuğumuz evin yan tarafıdıydı hemen.
Asi ye soran gözlerle baktığımda bana gülümseyip
"Selin "demişti.
Ben anlamadığımı belirtircesine baktığımda ise,
"Arkadaşlarımdan birinin ismi Selin evi burada eminim iyi anlaşırsınız. "
Asi nin bu söylediğiyle nedensizce mutlu olmuştum .
Biriyle anlaşmak ne bileyim tuhaf ama hoş geliyordu kulağıma.
İkimizde karşımızda duran eve doğru ilerlerken kapının daha biz çalmadan açılmış olduğunu farkettiğimde biraz şaşırmıştım.
İçeriye biz girerken karşımızda duran 5 kişi bizi selamlamaya başlamışlardı bile.

Merhaba ben Asi'nin çocukluk arkadaşı Ömer.

Merhaba ben de Selin.

Merhaba ben Ayça.

Merhaba ben de Su.

Merhaba ben Ali.

Karşımda gördüğüm beş kişi de birbirinden sıcakkanlıydı.
İsmini ilk öğrendiğim Ömer uzun boylu esmer yakışıklı bir çocuktu.
Selin ise benim aksime sarışın ve yeşil gözlüydü boyumuz aynı gibiydi.
Ayça ise esmer güzel bir kızdı.
Su mavi gözleri ve kahve tonlarındaki saçlarıyla oldukça güzel ve alımlı duruyordu.
Ali ise Asi gibi uzun boyluydu. Saçları kahve tonlarında buğday tenli yakışıklı bir çocuktu.

Adının Selin olduğunu öğrediğim kız bana gülümseyerek içeriye geçmemiz için eliyle işaret etmişti.
Bakalım anlaşabilecek miydim bu sıcakkanlı insanlarla.

Umarım beğenirsiniz :)
Sınır 20 oy

KASIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin