Barış'ın Ağzından;
Ölüyordu kardeşim ölüyordu. Hemde benim yüzümden. Ölürse ben Selen'in yüzüne nasıl bakardım.Doktorlar kafasını olumsuz anlamda sallayarak geri çekildiklerinde ne yaptığımı bilmeden içeri daldım. Ümit'in yanına gidip kalbine yumruk atmaya başladım aynı zamanda bağırıyordum.
"UYAN LAN İT HERİF! BENDEN BU KADAR KOLAY KURTULAMAZSIN!"diye bağırıp yumruk atmaya devam ettim. Bir kaç vuruştan sonra makineden ses geldi. Baktığımda düz çizgiler hareket ediyorlardı. Olduğum yere çöktüğümde ağzımdan sadece "Aferin koçum"diye söylendim.
Beni dışarı çıkarıp Ümit'i kontrol etmeye başladılar. Dışarı çıktığım gibi iki meleğimde etrafıma kollarını sardılar. Bende onlara sıkıca sarılıp başlarına öpücük kondurdum.
"Abi sen gerçekten kahramansın"dedi Selen. Asya'da onu onaylarcasına kafasını salladı. Şimdi sıra Burak iti halletmekti.
"Kızlar siz burda kalıp hiç bir yere ayrılmıyorsunuz anlaşıldı mı?"diye sordum. İkiside kafasını salladı Asya neden gittiğimi çok iyi biliyordu. O yüzden sesini çıkarmamıştı. Hemen hastaneden çıkıp depoya gittim. Murat orada beni bekliyordu. Eğlence başlasın bakalım.
Selen'in Ağzından;
Abim gittikten sonra bizde doktorları bekledik. Doktor çıkınca hemen yanına gittik.
"Durumu nasıl?"dedim.
"Merak etmeyin hastamız gayet iyi bugün büyük ihtimal uyanır ve uyanır uyanmaz odaya alabiliriz geçmiş olsun."dedi ve gitti.
Hemen Asya'ya sarıldım. O da bana sarıldı. Yaklaşık 6 saat sonra o güzel gözlerini açmıştı. Doktorlar kontrollerini yaptıktan sonra normal odaya aldılar. Abim daha gelmemişti ve Asya'da ilk benim girmemi istemişti. Odaya girdiğimde Ümit etrafına bakarak yatıyordu. Beni farkedince bir süre yüzüme baktı sonra kafasını çevirip yine etrafı incelemeye başladı. Yanına gidip elini tuttum.
"Ü..Ümit"dedim ağlamaklı bir sesle hıçkırarak alamamak için zor tutuyordum. Şaşkın bir şekilde bana döndü.
"Burda ne işin var hemen git abin seni burda görürse senin için iyi olmaz hadi güzelim git"dedi. Bu haliyle bile beni düşünmesi artık hıçkırıklarımı tutamamı sağladı ve ona yarasına dikkat ederek sımsıkı sarıldım. O da bir süre hareketsiz kalıp kollarını sardı. Bir süre öyle kaldık o süre içinde devamlı saçlarımı okşayıp öpüyordu. Ayrıldığımızda ellerini yanaklarıma koyup okşayarak göz yaşlarımı sildi.
"Ağlama benim tatlı huysuzum ağlama dayanamıyorum"dedi.
"Ç.çok korktum sana bir şey olacak diye hele kalbin durduğun bende öldüm. Ama abim seni kurtardı"dedim.
"Abin mi kurtardı?"diye şaşkınca sorunca kıkırdadım.
"Evet abim senin kalbinin üzerine yumruk atınca kalbinde atmaya başladı"dedim. Ümit yüzünü buruşturdu.
"Ulan herifin hayatını kurtarıyoruz yine dayak atmış ya"dedi. Ben bu dediğine gülmeye başlayınca oda bana bakıp gülümsedi.
"Seni seviyorum tatlı huysuzum"dedi. Ben gözlerimi sonuna kadar açıp ona baktım sonra kendime gelince
"Bende seni seviyorum gıcık öküzüm"dedim bu söylediğime gülmeye başlayıp beni kendine çekip öpmeye başladı bende ona karşılık vermeye başladım.
Asya'nın Ağzından;
Ümit'i odaya aldıktan sonra yanına Selen'i yolladım bu yolla konuşabilirlerdi. Bende Barış'ı aradım ama ilk arayışımda açmamıştı. Gitmesinin üzerinde 6 saat geçtiği için endişelenmeye başlıyordum. Tekrar tekrar aramama rağmen hala açmamıştı. Bende ağlamaya başlamıştım.
"Asya!"diye Barış'ın sesini duyunca yerimden fırlayıp boynuna atladım. Sıkıca sarıldım. O da bana kollarını doladı.
"Ç.çok korktum sen uzun zaman telefona cevap vermeyince bide gelmedin ben birşey oldu sandım"dedim. Kafamı boynuna gömüp ağlamaya devam ettim. O da saçımı okşayıp beni sakinleştirmeye çalıştı. Artık çok ağır geliyordu bu olaylar dayanamıyodum.
"Şşt! Tamam güzelim geçti burdayım. Şarjı bitmiştir duymadım bile özür dilerim."dedi .
"Bi daha bitmeyecek o telefonun şarjzı!"dedim sinirle uzaklaştım. Ellerini yanaklarıma koyup okşadı. O da farkındaydı artık bu olayların ağır geldiğinin ama hiç bir şey yapamıyordu.
"Tamam benim güzel cadım. Bak ne diycem sana şu sınavların bittikten sonra seninle ufak bir tatile gidelim kafa dinleriz ha"dedi. Aslında harika olurdu babamlarda yoktu ve mezuniyete kadar gelmeyeceklerdi.
"Tamam ama şu senin benim hastaneden çıktığım zaman kaldığın dağ evine gidelim olmaz mı?"diye sordum. Bana hain bir sırıtışla bakıyordu.
"Hmm. Demek beni dağa kaldıracan öylemi cadım"dedi.
"Evet. Sonrada sana orada bir sürü büyü yapacam beni hiç bırakma diye"dedim.
"Bunun için büyü yapmana gerek yok zaten hiç bırakmam."dedi. Uzanıp dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım.
"Hadi güzelim içeri geçip bakalım şu ite"dedi. Hala Ümit'e karşı içinde bir öfke vardı. Bir dakika içeride Selen vardı ve ne durumda olduklarını bilmiyordum.
"Canım. İçeride Selen var! Biraz sakin olamaz mısın?"diye sordum bir anda çocuğun içine şeytan kaçtı.
"Ne demek lan Selen içeride!"dedi ve kapıya doğru gitti ve ben yetişene kadar kapıyı açıp girdi. İçeri girdiğimde sadece ağlayan ve onu sakinleştirmeye çalışan bir adet Ümit bir adet Selen ve onlara kırmızı görmüş boğa gibi bakan bir adet Barış var. Yanına gidip koluna dokundum bana döndü.
"Hadi bitanem bugün olmaz"dedim ve kolundan tutup çıkardım.
"Gerçekten büyüdü."dedi. Sadece bunu söyledi ve sarıldı. Bu haline gülmeye başladım.
"Neye gülüyorsun acaba"dedi.
"Cafede söylemiştim ya şu an gerçekten öyle hissediyorum"dedim ve gülmeye devam ettim.
"Selen ve Savaş benim canım onların bir tek göz yaşına canımı veririm. Biliyor musun? Babamı hiç görmediler onlar doğduktan sadece 1 yıl sonra öldü. Selen beş yaşındayken bir kabus görmüş ve yatağında oturup ağlıyordu. Onun sesini duyunca yanına gidip sarıldım o da bana sonra bana söylediği sözlerden sonra bir daha bir baba gibi korudum. Bana "bizim babamız sen olsana"demişti. Hala aklımda o sözleri korkuyorum o küçük kalbi kırılırsa diye"dedi. Benim gözlerim dolmuştu o konuşurken hemen kendimi toparladım.
"Merak etme kırılmıyacak eminim Ümit bu konularda çok hassastır onu küçüklüğümden beri tanıyorum. Kardeşini asla üzmez aslında ben daha çok Ümit için üzülüyorum."dedim.
"O niyeymiş bakayım"dedi.
"Sonuçta bahsettiğimiz senin lafını esirgemeyen ve deli biri yani bu durumda en çok Ümit'e acıyorum"dedim. Bu söylediğime kahkaha attı ve bir anda durup etrafına baktı sonra beni kolumdan tuttuğu gibi bir odaya soktu. Ben daha ne olduğunu anlamadan beni duvara yaslayıp çenemi tutup kaldırdı ve öpmeye başladı.
Bir süre öpüştükten sonra ikimizde nefes nefese geri çekildik ve Barış beni kendine çekip sarıldı. Güldüğünü hissediyordum.
"Dayanamadım be güzelim öyle güzel bakınca seni öpmemek için zor tuttum kendimi"dedi ve bende gülmeye başladım. Bu adamı çok seviyordum.
"Hadi çıkalım yoksa daha kötü şeyler olacak"dedi ve beni kıpkırmızı etti pislik herif.
"Angut ne olucak"dedim. Bu dediğime bir kahkaha attı ve yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüf,Aşk ve Huzur#Wattys2017
RandomBelkide hayatım da yaptığım en güzel şeydi onunla karşılaşmak... "Öküz önüne baksana" tabi bunu söylerken baya herifi süzmüştüm. Yaklaşık 1.85 boyların kumral kahverengi gözlü kaslı biriydi şimdi Allah'ı var yakışıklıydı hatta baya bildi...