Sabah gözlerimi açtığım Barış'ın çıplak göğsünü gördüm. Başımı hafif yukarı kaldırdığım Barış'ın gözleriyle karşılaştım. Ona gülümsediğimde yaklaşıp öptüğünde dahada gülümsedim.
"Günaydın aşkım"dediğimde o da güldü.
"Günaydım hayatım. Hadi kalkta artık kocanı doyur"dediğinde oturur pozisyona geçtim.
"Hmm acaba benim biricik angutum kahvaltıda ne isterler"diye sevimli sevimli sordum. Bir anda Barış'ın gözlerindeki karartıyı gördüğümde yutkundum. Oysa sadece göğüslerime bakıyordu. Ne var diye merak edip kafamı eğdiğimde çıplak olduğumu farkettim. Hemen çarşafı üzerime çekmeye çalıştım ancak aynı anda Barış üzerime çıkmıştı bile ben ona şaşkın şaşkın bakarken o bana muzip gözler ile bakıyordu.
"Önce seni sonra ..... sonrasını sonra düşünürüz"deyip dudaklarıma kapandı.
....
Öğlen ancak kahvaltı etmiştik. Şu andaysa Barış ile birlikte televizyon karşısında film izliyorduk. Milyonerin ilk aşkı diye bir kore filmiydi. Ben hüngür hüngür ağlarken Barış'ta bana peçete yetiştirmeye çalışıyordu. Bir anda kapı çalınca açmaya gittim. Kapıyı açtığımda hala ağlıyordum. Kapıda bir kadın vardı ve bana alaycı bir ifade ile bakıyordu.
"Buyrun kime bakmıştınız?"diye sordum.
"Ah! Canım Barış yoksa hemen terk mi etti seni ? Yazık sanaaa"dediğinde ne dediğini anlamadım. O sırada Barış yanıma geldi belime kolunu doladı. Ama başını çevirip gelene baktığında vücudu gerildi.
"Senin ne işin var burda?"diye sorduğunda sesindeki tını çok korkunçtu.
"Hadi ama aşkım beni bunun için terk etmiş olamazsın"dediğinde kafama dank eden şeyle gözlerimi kısıp bir kaplan misali kızın üzerine atlayıp saçlarına yapıştım. Kadın altımda acıyla kıvranırken bense onun saçını çekip beni engelemeye çalışan kolunu ısırıyordum. Barış beni onun üzerinden aldığında hala kadına saldırmak için tepiniyordum. Kadın koşarak arabasına giderken bana söylebiyordu.
"Manyak karı deli !!"dediğinde bende Barıştan kurtulmaya çalıştım.
"Bak hala konuşuyo ya! Bırak beni Barış parçalayayım şunu!"dediğimde Barış beni içeri sokup kapıyı kapattıktan sonra beni bıraktı.
"Sakinleş benim vahşi cadım "dediğinde bu sefer bakışlarımı onu öldürmek ister gibi baktım. Barış bir iki adım geriledi. Bir anda onunda üzerine atladım. Beni düşmeden kucağında tuttu ancak bu sefer kel kalma ihtimali ortaya çıktı. Saçlarına öyle bir yapıştımki angut çırpınıp durruyo hemde beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Güzelim bırak lütfen ahhh!"diye bağırdığında yüzüne bakmadan üstünden inip yatak odasına çıktım.
Arkamdan Barış bağırıyordu."Asya,güzelim dinle bir dakika "diye sesleniyordu ama onu dinlemeden odaya girip kapıyı kitledim. Kapıdan sesler geldiğinde Barış kapıyı açmaya çalıyordu ama açamayınca kapıyı tıklatmaya başladı.
"Asya güzelim hadi aç kapıyı konuşalım bak herşeyi yanlış anladın"dediğinde acaba mı dedim. Ama hiç yerimden kıpırdamadım. Barışta kapıdan gitmeyip devamlı aç kapıyı diyip duruyordu. 1 saat sonra dayanamayıp kapıya gittim.
Kapıyı açıp dışarı çıktığım Barış oturduğu yerden doğrulduğunda bana baktı ama hiç tepki vermeden mutfağa gitmeye başladım. O da arkamdan geliyordu. Mutfağa girip kendim için makarna yapmaya başladım. Hala Barış'a bakmamıştım ve ya konuşmamıştım. Tam makarnayı kaynar suya atarken yine kapı çaldı. Barış yerinden kıpırdamayınca kapıya doğru gittim. Tam kapıyı açarken Barış yanıma gelip o açtı kapıyı ama yine o kadını görünce hiç bir şey demeden dönüp mutfağa gittim. Resmen balayımda kocamın eski sevgilisinin saldırısa uğruyorum çıldırmak üzereydim. Barış hala kapıda olunca merakla oraya yöneldim. Kadın beni farkedince sinsice gülümsedi ve kocamı öpmeye çalıştı ama daha sonra elimdeki bıçağı hafif yukarı kaldırıp boynuma tutup onu gösterdim. Bu sıra da Barış'ta dönmüş bana hınzır bir şekilde gülüyordu. Kadının gözleri bir anda büyüdü ve geri geri gitti. Barış kapıyı kadının yüzüne kapadı ve bana doğru gelmeye başladı gözlerinde tarif edilemez bir arzu vardı. Bana gelirken bir anda üstündeki tişörtü çıkardı. Bende geri gittim ve bir anda yemek masasına dayandım. Barış önce gidip ocağı kapadı sonra tekrar bana döndü. Bense ona bakıyordum. Hala elimde bıçak vardı. Barış yanıma geldi önce bıçağı elimden aldı. Hemen sonra dudağıma yapıştı. Otomatikman karşılık vermeye başladım. Beni kaldırıp kucağına aldığında hissettiğim şeyle inledim. Başını boynuma gömüp öpmeye başladığın kendimden geçtim. Başını biraz kaldırdıktan sonra gözlerime baktı."Kocaya küsülmez vahşi cadım"dediği gibi yine dudaklarıma yapıştı ve odaya doğru gitmeye başladı. Odaya girdiğimizde kendimi tamamen Barışa bıraktım ona asla ama asla küs kalamazdım. Biliyordum çünkü bana öyle bir şey yapmayacağını.
4 Ay sonra;
Hala Nihal hanımla çalışıyordum. Daha ondan öğreneceğim çok şey vardı. Bu yüzden yanından ayrılmamıştım. Barış'ta bu aralar yoğundu akşam geç geliyo ama yine çalışıp çok geç yatıyordu. Barış'ın evinde yaşıyorduk. Oranın şeklini beğenmediğim için yenilemiştik. Balayındaki o tatsız gün hariç herşey harika geçmişti. Herşeyi bana anlatmıştı. Bende affetmiştim. Şu anda ise hala bana zimmetli olan mutfakta bütün çalışanlar için yemek yapıyordum. Bir anda gelen bulantıyla tuvalete koştum. Rahatladıktan sonra tuvaletten çıktım ama hala bulanıyordu. Yine soğuk havada dondurma yediğim için hastalanmıştım. Bir kaç gündür ateşim vardı ama hafifti. Yanımdan geçen Sibele yemeği yapıp yapamayacağını sordum. Sibel benim yüzümün halini görünce hemen beni bir yere oturtup mutfağa gitti. O arada kızlar bana yardım etmek için uğraşıyordu. Ama artık dayanamıyordum gözlerim kararmaya başladı.
Gözlerimi yavaşça araladığımda Barış başımda elimi tutmuş bekliyordu. Uyandığımı görünce anlıma bir öpücük kondurdu.
"İyi misin güzelim çok korktum kızlar arayınca"dediğinde hala dükkandaydık. Nihal teyzenin odasındaydım.
"İyiyim merak etme hala iyileşemedim biliyorsun"dediğimde Barış kaşlarını çatarak bana bakıyordu. Evet bir haftadır gitme dinlen iyileş öyle git diyordu ve ben dinlemiyordum.
"Ben sana dedim ama demi"dediğinde gözlerimi devirdim.
"Tamam özür dilerim. Ama hadi eve gidelim"dedim. Gözlerim halsizlikten kapanmak üzereydi. Barış bunu görünce beni kucakladı ve odadan dışarı çıktı bende gözlerimi kapatıp başımı boynuna gömdüm ve anında uykuya daldım.
Gözlerimi açtığımda yatak odamızdaydım. Saate baktığımda öğlen olmuştu. Barış işe gitmiş olmalıydı. Ama odaya Barış geldiğinde gülümsedim. O da beni görünce gülümseyip elindeki tepsiyle odaya girdi.
"Günaydın güzelim"dedi. Benim yüzüm buruşmuştu. Tepsiden koku geldikçe midem ağzıma geliyordu. Hemen kalkıp banyoya koştum ve klozetin dibine çöküp içimde zaten az olan şeyide çıkarmaya başladım. Barışta başımda sırtımı sıvazlıyordu. Artık boş boş öğürünce kendimi toplayıp kalmaya çalıştım. Barış hemen belimden tutup lavaboya yaklaştırdı. O yüzümü yıkarken aklıma gelen şeyle gözlerim irileşti. Hemen doğrulup Barışa döndüm.
"Sevgilim beni dışarıda bekler misin?"diye sordum. Önce kaşları çatılsada sonra vazgeçip çıktı. Kapıyı kapatıp hemen dolaptaki adet takvimime baktım ve gördüğüm şeyle gözlerim yuvalarından çıktı. Tam 3 hafta gecikmiştim. Ama emin olmak için dolaptaki testlerden birini almıştım. 2 ay önce şüphelenip almıştım. Ama aynı gün regl olmuştum. Hemen testi yapıp beklemeye başladım. 5 dakika sonra çekinerek elime alıp baktığımda gözümden bir damla yaş düştü. Hemen kapıyı açıp çıktığımda yatağa yöneldim ve elimdeki testle Barışa gülümsedim. O bana anlamaz bakışlar atıyordu. Ona gülümseyip elimdeki gösterip.
"Hamileyim"dediğimde Barışın önce kaşı çatıldı. Sonra düzeldi ve kahkaha atmaya başladı bir anda beni kucaklayıp döndürdü hemen yere indirip anlımı öpüp anlını benim anlıma dayadı.
"Teşekkür ederim cadım teşekkür ederim bana böyle bir hediye verdiğin için"deyip dudaklarıma kapandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tesadüf,Aşk ve Huzur#Wattys2017
RandomBelkide hayatım da yaptığım en güzel şeydi onunla karşılaşmak... "Öküz önüne baksana" tabi bunu söylerken baya herifi süzmüştüm. Yaklaşık 1.85 boyların kumral kahverengi gözlü kaslı biriydi şimdi Allah'ı var yakışıklıydı hatta baya bildi...