Multi Medya; Nisa
"Baba.."
"Efendim canım?"
Babamın huzur veren sesiyle gözlerimi araladım. Yıllardır uyuyormuş gibi hissediyorum. Galiba bir haftadır şu yatağın içindeyim. Evet en nefret ettiğim durumdayım, kışın fazla hasta olmam ama hasta olduğum zaman atlatmam ve toparlamam çok uzun zaman alıyo. Bi hafta boyunca Ece okul çıkışları annesiyle beraber bize geliyo, Sibel Teyze sağolsun çok ilgilenmişti, üstelik hastaneye kontrole giderken de yanımda oluyolar. Annemin ölümünde beni toparlayan da Sibel Teyze'ydi şimdi de.
"Üşüyorum" babamın duyup duymadığı hakkında tereddütlüydüm. Sesim kısık çıkmıştı, ne kadar zorlasam sesim yüksek çıkacak gibi değil.
"Ateşlendin bi tanem"
Ateşlenmemin etkisiyle vücudum titremeye başlamıştı. Çırılçıplak karın altındaymışım gibi hissediyorum. Yatakta bacaklarımı kendime daha çok çekerek pikeyi üzerime çekmek için kollarımı uzattırken babam beni durdurdu.
"Üstünün açık kalması daha iyi ateşinin düşmesi lazım Nisa, Ece'yi seni duşa sokması için çağırdım. Birazdan gelir sabret" çok az araladığım gözlerimle babama baktım. Elindeki bezi çalışma masamın üzerindeki kaseye batırıp sıktıktan sonra bezi alnıma yerleştirince soğuk su vücudumu daha çok titrettiği için tiksindim.
"Ç-çok soğuk"
"Ateşini düşürmek için dayanmalısın lütfen " babamın sesi endişeli ve bir o kadar da yalvarırmış gibiydi. Beni kaybetmekten çok korktuğunu biliyorum, ben onu kaybetmekten ne kadar korkuyosam o da beni kaybetmekten korkuyo. Annemi kaybettikten sonra birbirimizden başka tutunacak dalımız, sığınacak limanımız yoktu.
Babam annemi çok severdi. Annem babama olan sevgisini fazla belli etmezdi ama birbirlerine çok bağlı ve sevgi doluydular. Bazen babamın başka kadınla evlenme ihtimali aklıma geliyo. Olabilecek bir şey ama böyle bir şeyi kabullenebilir miyim orası ayrı. Ama babam o şekilde mutlu olabilecekse bir şey diyemem onun mutluluğu benim mutluluğum.
***
"Tamam Sedat amcacım o iş bende. 10 dakika da ateşini düşürücem ben bunun"
"Tamam canım ben salondayım bişey olursa seslen "
Yatakta uzanırken Ece'yle babamın konuşmasını dinliyordum. Babam Ece'ye bana duş aldırırken dikkat etmesini suyu ne çok sıcak ne de çok az ayarlamamasını söylüyordu. Gözlerimi açmadan gözlerimi devirdim.
Kapının kapanma sesi geldikten sonra yatağımın sol tarafı çukurlaştı. Homurdanıp gözlerimi açmadan sağ tarafıma döndüm.
"Nisa uyuzluk etme duş alman lazım"
"Ece üşüyorum zaten bir de kalkıp soğuk suyla duş almamı düşünmüyorsun demi?" Dedim uykulu ve kısık çıkan sesimle.
"Soğuk değil ılık bir. Sedat Amcama söz verdim, o duş alınacak iki. " diyince gözlerimi devirip "hı hı " diye cevap verdim.
Bu konuşmadan yaklaşık 15 dakika sonra tenime değen soğuk suyla çığlık atmış, babamında banyoya fırlamasına sebep olmuştum. Allahtan üzerimde iç çamaşırlarım vardı. Babam beni görür görmez banyodan çıkıp kapının ardından 'iyi misin?' Diye seslenmişti. İyi olduğuma inandıktan sonra tekrar salona inmişti.
"Aptal ne cırlıyosun ya"
"E-ece sus y-ya donuyorum b-burda"
Su tenime temas ettikçe daha çok titriyordum. Dişlerim bile titremeye başlamıştı o derece. Ama insaf yani bi ateş düşürmek için insana bu işkence yapılmazki.