Bu bölümde olaylar olaylar. Bora Doruk'un peşini bırakmıyo. Nisa'yı görünce de eline geçen kozu kullanıp Doruk'a zarar verme planları kurucak bu da size bölümün ipuçlarından biri oldu.
Bölüm şarkısı; Buray Alacalı
İyi okumalar :)
***
Doruk'dan;
Sabahın ilk ışıklarıyla uyanıp Nisa'nın yanından ayrılmayı düşünmüştüm. Ama uyandığımda karşımda gördüğüm manzara beni olduğum yere zincirlemişti.
Bir insan uyurken hiç mi kıpırdamaz? Nisa kıpırdamıyo, gece nasıl uyuduysa sabah da aynen o pozisyonda kalıyodu. Hala başı göğsümün üzerinde eli de tam kalbimin üzerindeydi. Yüzünü tam göremiyorum ama dolgun kirpileri burnu ve dudaklarını görebiliyordum. Aldığı nefesler tenime değdikçe vücudum kasılıyodu. Bu zamana kadar bir tek Buse'den etkilenmiştim ama artık ona karşı hissettiğim duyguların ne kadar yalan ve gereksiz olduğunun farkındayım. Nisa, Buse ve diğer kızlarda çok farklı, makyaj yapmayı sevmeyen genellikle etek veya pantolon, tişört giyinen her haliyle doğal bi kızdı.
Eteklerinin boyları beni çileden çıkarıyodu ama bişey diyemiyorum, onu neden kıskandığımı neden sahiplendiğimi içimdeki hisse borçluyum ve o hissin canımı yakması beni korkutuyo. Nisa'nın Buse gibi olup bana acı çektireceğine inanmıyorum ama etrafımdaki pezevenklerin sırf ona yakın olduğum, ona değer verdiğim için ona zarar vermeleri beni hiç olmadığı kadar korkutuyo.
Anasını satiyim yine aklıma geldi orusbu çocuğu. Bora bu yaptığının yanına kalmayacağını adı gibi biliyo ve şu an büyük ihtimalle her zaman yaptığı gibi saklanacak delik arama çalışmalarındadır. Ne kadar saklanırsa saklansın ben de her zaman yaptığım gibi onu bulup ebesini tersten gösterecektim.
Bora yeni oyunlarını oynayacak ve bir de Nisa'yı görür veya öğrenirse işde o zaman Nisa'yı gözümün önünden ayırmaya bile cesaretim olmaz. Benim yanımdayken ona bişey yapamıyacağı için yanımda olmadığı zamanları kullanıp ona zarar verebilir. Lanet olsun ki her dakika Nisa'nın yanında olmam imkansız. Olmassa evinin önüne, peşine adam takarım.
Sol kolumdaki saatime baktım. Tam bir saattir uyanmış Nisa'yı izliyodum. Halimden gayet memnunum ama arızanın babası uyanırsa sorun çıkabilir. Hayır korktuğumdan değil Nisa'yı azarlayıp kızmasına endişeleniyorum.
Saat tam 7;30 du ve biz saat 8 de derse giriyorduk. Dersleri önemsediğim söylenemez ama babamla karşı karşıya kalmak istemiyorum. Eğitimime önem veriyo ve aksatmamı istemiyo. Aman ne iyimser baba(!)
Nisa'nın başının altındaki kolumu yavaşça çekip başını yastığa koydum. Uyuduğunu gösteren sesler mırıldandı. Ellerini yüzünün altında birleştirip bana doğru döndü. Haline gülümsedim. Sağ elimi yastığa dökülen saçlarına koyup ipeksi saçlarıyla oynadım. Bana ne yaptın Nisa? Ne yaptın da ben böyle oldum? Şikayetçi değilim, halimden memnunum ama hiç kimsenin yapamadığını nasıl beceriyorsun hemde o kadar beceriksiz olmana rağmen.
Nisa'dan;
Saçlarımda gezinen eli hissedince homurdanarak gözlerimi araladım. Doruk'un gülümseyen yüzünü görünce ellerimle gözlerimi ovuşturup yattığım yerde sırt üstü döndüm. Bacaklarımı kendime çekip bakışlarımı Doruk'a çevirdim hala beni izliyodu. Heyy! Doruk az önce benim saçlarımla oynuyodu ve beni izliyordu. İki dakka kalp krizi geçirip geliyorum.
"günaydın" diyip gülümsedim. Normalde olsa 'ne işin var hala burda?', 'niye gitmedin', 'babam gelirse mahvolurum' gibi çeyler söylüyo olurdum ama onun yanındayken iyi hissettiğim için, onu sevdiğim için ve yaralı olduğu için sesimi çıkarmıyodum. Ahh işde hatırladım. Anında yüzüm düşerken kaşlarını çattı.