Çalıyor balıkçı, deniz altından
Deniz altından diyorum, gök bakırdan!
Balıklar suskun, hırsızı fısıldarken tıkırtılar
Yengeçler, artık soğuk suda bile ağlarlar
Yanmanın derecesi göreceli be kadın
Gözlerini özleyeni sen kanıyla yıkadın
Acıya katlanabilmekti çilenin tecrübesi
Çile ise insan olanın kisvesi
Çatırtılar geliyor, gök yüzünden
Gül yüzünden demiyorum, gök yüzünden!
Yıkılırken sütunları gençliğinin
Ahlar ordusu peşinde serkeşliğinin
Esinti geliyor sırtıma alev alev
Alevden yayılan bu kızıl pertev
Bırakıyor önümsıra ķısacık gölge
Demek yangın ötemde değil tam tepemde
Yay bile yoruldu tutmaktan oku
Nasıl hazmetsin altın, tunç kokunu
Vurur harf harf dalgalar kumsala
Vurur en sert yalanına en keskin pala
Göğün bakır saatinde asılırken boynuna yafta
Şehvet duygun törpülenir dip sokakta
Kalmaz ebedi ihanetin bedeli asla laftaAlt altın, üst bakır, sevişirken ağır ağır
Örtünür karanlığı usulca
Ve
Bulundu sükun, gün ağarıncaYoksun çünkü sen
Ne denizin tavanında
Ne göğün tabanında.
![](https://img.wattpad.com/cover/51625303-288-k69620.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AcıŞaibeKahır
PoetrySevap zanneder kendini, en ağır günahlar. Yaprak gibi, toprak seni tavlayana kadar!