Dünya tarihinde yaşanmış gizemli olayların bir araya geldiği yegane kitap.. Keyifli okumalar..
Tarihimiz de ve dünya tarihinde yaşanmış en gizemli olaylar tüm heyecanıyla devam edecek..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Geminin adı Nusrat'tır. Nusret değil. Araştırmamı yaparken bir çok yerde karşılaştım. Tarih anlatıyorlar sözde ama daha geminin adını bilmiyorlar. İstanbul'un kaderini belirleyen bir olayı üstlendi aslında Nusrat. Tarihte acaba olmaz. Acabalara girmek istemiyorum. Neyse o dönemi biraz tahlil etmemiz lazım. Sonrasın da konuya gireceğim zaten.
Osmanlı jeopolitik olarak çok fazla önem arz etmekteydi. Bakın bizler geleceği düşünerek yaşamayan bir milletiz kim ne derse desin. Bizler hep anı düşünürüz. Fakat karşımızda ki düşmanlar hep bir kaç adım ötesini düşünerek hareket etmişler. Churchill ve İsmet Paşa'nın Adana görüşmesi yazımı okuyun orada bile anlayacaksınız. Daha DSİ yokken İngiliz herif çıkıyor Bırak bu işleri Devlet Su İşleri diyor. Adamlar daha o yıllarda kurak olan Türkiye topraklarına barajlar kurdurtuyor Türkiye ekonomisini ciddi bir darboğaza sokuyor ve kendilerine muhtaç hale getiriyordu. GAP projesini duymuşsunuzdur. Onun kadar saçma bir proje görmedi bu millet.. Neyse konudan sapmayalım. Buradan çıkaracağınız sonuç şu olmalı Osmanlı üzerinde hep planları vardı yabancıların. Hala da var.. Gelelim Nusrat'a..
1. Dünya Savaşı'nın belki de en zor yıllarıydı.. Dört bir koldan abluka altında olan Osmanlı maalesef en çok kayıpları Çanakkale'de verdi. Resmi rakamlara göre 250 bin deniyor ama bu sadece bilinen ve açıklanan.. Benim şahsi düşüncem milyonları geçmiştir. Karşı tarafı da hesaba katarsak rakam daha çoktur..
Aslında o gece denize tek mayın koyan gemi Nusrat değildi.. Alman mayın gemisi ilk mayınları döşemiş ardından Nusrat son mayınlarını döşemişti. Alman gemisi boğaza enlemesine yani bir yakadan diğer yakaya uzanacak şekilde yan yana atıldı. Fakat Nusrat mayınları kıyıya paralel şekilde kıyının Anadolu yakasına sıraladı. Müttefik donanmasında ki gemilerden bir kaçı önce Alman gemisinin mayınlarına denk geldi ve adeta diğerlerine öncü niteliği taşıdı. Bunun ardından anadolu yakasında ki kıyıdan ilerlemek isteyen müttefik donanması asıl şoku burada yaşadı ve o meşhur gemilerin batması burada gerçekleşti. Ardından da zaten o şanlı zafer haberi geldi..
Ama biz her şeye hak ettiği saygıyı gösteremediğimiz gibi ona da gösteremedik. Bizim tarih şuursuzluğumuz yüzünden 1962 yılında dönemin Maliye Bakanlığı tarafından bir armatöre satılıyor ve 1990 yılına kadar kuru yük gemisi olarak kullanılıyor ve alabora oluyor.
1999 yılında bir hayırsever Nusrat'ı çıkardı denizden ama Nusrat'ın alakası kalmamıştı. Daha sonra 2002 yılında dönemin Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz tarafından geminin iskeleti üzerine yaptırılan Nusrat sergilenmek üzere Tarsus'un girişine kondu. Bugün yolunuz düşerse buralara mutlaka gelin gezin derim. Gerçekten o anı adeta yaşıyorsunuz. Buralara diyorum çünkü ne mutlu bana ki Tarsus'ta yaşıyorum. Nusrat ile aramızda ki mesafe 500 mt. Yani 500 mt ötemde bundan 101 sene önce tarih yazmış savaşın kaderini değişmiş bir efsane yatıyor.. Yine 100 mt ötemde binlerce yıllık tarihi Kleopatra Köprüsü var. Bu vesile ile herkesi Tarsus'a bekliyorum.
