"Hangi yaşta ölürsek ölelim, tamamlanmamış cümlelerimiz olacak."
Karanlık ama sessiz, ya da uğultulu sesler .Ve kafamın zonklaması.. Gözlerimi aralamaya çalıştığımda her yer bulanıktı. Netleşmesi zaman aldı. Ben gözlerimi açmaya çalışırken yine o ses kulaklarıma ilişti;
"Sesindeki huzuru kimse bilmesin kıskanırım" demiş Edip Cansever. Ne de güzel anlatmış seni, bana...
"Ne zaman kendine gelecek ? 3 saattir öylece duruyor. 3 saattir gözümü kırpmadan onu izliyorum ama nefes alıp vermekten başka hiçbir şey yapmıyor. İyi olduğuna emin misiniz siz ? Alçin böyle yapıya sahip değil bir kere. Otururken bile yerinde duramayan neşeli, yanındakini bile kıpır kıpır eden bir insan, neden şimdi ölü gibi yatıyor !? Babamı çağırır mısın lütfen bir de onunla konuşmak istiyorum. Lanet olsun!"
İşte sevdiğim adam. Beni merak edişini seveyim çocuk. Sevgin sevgimle karışsın. Karışsın ki herkese AŞK neymiş öğretelim. Annemden, babamdan, abimden başka hiç kimse benim için endişelenmezdi. Ama şimdi Özgür hepsinin yerine endişeleniyordu. Tarifsiz bir duygu daha...
"Özgür..." Sesimin normal çıkmasını beklerken nerdeyse benim bile duyamayacağım fısıltıda çıkmıştı. Hemen arkasına dönüp yatağımın başına gelip dizlerinin üstüne çekerek gözlerim ile aynı hizaya geldi. Ellerimden tutup avuç içlerimden öptü.
Bir insanı avuç içlerinden öpmek...
"Alçin iyi misin ?" Neden bilmiyorum ağlamaya başladım. Sadece ağlamak ve onun suratını izlemek istiyordum. Ellerimde ellerinin sıcaklığını hissetmek.
"Alçin bir yerin mi acıyor canımın içi niye ağlıyorsun ?" Avuçları yüzüm ile buluştu. Göz yaşlarımı silmeye başladı.
"Ağlamak yok Alçin, ağlamak yok"
"Neden çok mu güçsüz görünüyorum ?"
"Hayır. Canım yanıyor. Canım yanarken sana yardım edemiyorum. Senin canın yanarken benim içim kanıyor ve sana destek olamamaktan korkuyorum."
"Benim canımı acıtabilecek tek şey sensin. Başka hiçbir şey benim canımı kolay kolay acıtamaz"
"Seni seviyorum"
"Seni seviyorum" Dudaklarıma yaklaşıp buse kondurduğu sırada kapı açıldı ama Özgürün utanması olmadığı için o kadar yavaş hareket ediyordu ki kimin geldiğini göremiyordum bile!
Çok kısık bir sesle "Özgür kapı!!"
"Bu kadar masum olma kıvırcık" Bana bu kadar güzel gülme çocuk !
"Güzel uykunu bu oğlan böldü dimi Alçin kızım, kaç kere dedim haylaza rahat bırak kızı diye"
Özgüre baktığımda gülümsüyordu. Doktor olduğunu anladığım adama baktığım da gülüşünün Özgüre ne kadar benzediğini fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENDE Kİ SEN (ASKIDA)
RomansaBende ki sen... Bende ki seni görmen için gözlerime bakman yeterli olmaz.. Ben olman lazım, İçim olman lazım, Çünkü sen benim 'içim'sin, can parçamsın, her hücremin adısın.