7# ÜZGÜNÜM BABA! #

166 58 34
                                    

Selam yeni bölüm geldi biraz geç oldu ama özel nedenlerden dolayı çabuk yazamadım eğer bir sorun çıkmazsa diğer bölüm inşallah daha erken gelecek


İyi okumalar...








Karşımda gördüğüm kişi babam olamazdı. Bu adam annemi çok seven annem için ölümü bile göze alan babam olamazdı!!!

Onları gördükten sonra hemen masadan kalkıp çıkışa doğru koşmaya başladım. Karşılarına geçip 'Bu kadın kim?' diye soramazdım. Kendimde o gücü bulamıyordum. Şimdi sadece burdan uzaklaşmak istiyordum.

Arkamdan Buğra'nın sesi geliyordu ama ben arkama dönüp onu dinlemek istemiyordum.

"Ada dursana! Ne oldu da birden kalkıp gittin.?" son söylediği cümleyi kendi kendine sorar gibiydi. Ama sesi yakından geliyordu.

Ama ben şu an kimseyle konuşmak istemiyordum. Koşmaya başladım. Ama hâlâ arkamdan Buğra'nın geldiğini ayak seslerinden anlamıştım. Ne diye peşimden geliyordu ki???

Daha da hızlı koşmaya başladım. Gözlerimdeki yaşlar çoktan açılmış bir musluktan şu akar gibi akıyordu. Koşmaktan çok yorulmuştum. Kısacası hayatta hiç olmadığı kadar çok yorulmuştum.

En sonunda bir taşa takılarak yere yapıştım. Ama bu büyük bir haksızlık!  Bu zamanda yani ben düşecekken arkamda kim varsa ya da yakınımda kim varsa gelip beni tutması lazımdı. Yani okuduğum kitaplarda hep öyle oluyordu. Ama bütün şanssızlıklar benim başıma geliyordu.

Yere düştüğümde bacağımı taşa vurmuştum. Bu nedenle de kanıyordu.

Etrafıma baktığımda kimse yoktu. Oha ya beni nasıl bırakıp gider! İnsan merak eder bu kız neden hemen kalkıp gitti diye. Ama bu öküz hiç düşünmez! Merak da etmez! Vicdansız öküz!
Ben ne diyorum ya dengem bozuldu.

Bacağımın kanamasını umursamadan dizlerimi kendime çekip kollarımı bacağıma doladım. Sonra da başımı dizimin üzerine koyarak daha fazla ağlamaya başladım. Duyduğum sesle kafamı dizimin üzerinden kaldırdım. Karşımda nefes nefese kalmış bir Buğra beklemiyordum.

"Ada ne yapmaya çalışıyorsun? Peşinden koşuyorum ve bağırıyorum. Ama sen beni duymamazlıktan geliyorsun! Neden durup dururken kalkıp çıktın? Hani konuşacaktık?!" diye bağırmaya devam edince
başımı dizime daha çok bastırarak ağlamaya devam ettim.

"Ada?" bu sefer sesi sakindi.

"Sen ağlıyor musun?" dediğinde yine cevap vermedim. Yanıma gelip oturdu. Kolumu tutup bacaklarımı serbest bırakmamı sağladı. Ağladığımı görünce kaşları çatıldı. "Ada özür dilerim. Benim yüzümden ağlama. Ben sana kızmak istememiştim." dedi beni yanlış anlamıştı.

"B-ben o yüz-yüzden ağlamıyorum zaten salak." dediğimde kaşları düzeldi. "Neden ağlıyorsun o zaman?" dediğinde konuşmak istemediğim için "Sanane!" diye bağırdığımda kaşları tekrardan çatıldı. "Anlatmazsan gitmem. Burda otururum." dediğinde gözlerim yerinden çıkacak derecede açıldı.

"Ne demek gitmicem? Ne diye burda oturuyorsun ya?!" diye çemkirmeye başladım. O da yüzündeki aptal gibi bir sırtmayla bana bakıyordu. Gözlerimin içine bakarak tam dibimde oturdu. Gelmiş içime girecek! Tipe bak! Sokakta görsem bir daha sokağa çıkmam!

"Yok be Ada! Güzel burası. Sevdim yani. Ama sen gitmek istersen izin vermem. Çünkü seni üzen ve en önemli olarak ağlatan şeyin ne olduğunu öğrenmeden gidemezsin!" sonlara doğru sesi sinirli çıkmıştı. Neye sinirlendiyse artık!

"Babam!" dedim söylediğim kelimeyle eş zamanlı gözlerimdeki yaşlar ait olduğu yerden çıkıp yanaklarımdaki yerlerini aldılar.

Buğra bana şaşkınca bakıp sadece dudaklarının arasından "Ne?" kelimesi çıktı. Belli ki o da ağlama sebebimin babam olduğunu öğrendiğinde şaşırmıştı. Ben de zaten daha fazla burada duramazdım. Anlatıp eve gidip daha hesap soracaktım!

SEN GELİNCE BEN (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin