3. Bölüm - Hayalimi Çalmayın

1.3K 135 23
                                    

♡❤ Bu bölümü bitaneciğim @-Black_Queen- e ithaf ediyorum. ❤♡

***

"Biriyle savaşın bittiğinde, ona karşı umudun da biter."

***

[Multimedia: Furkan Andıç - Egemen Varlı]

***

"Sana herşey için bir teşekkür borçluyum Egemen." dedi Efsun mahçup bir tavır takınarak. "Sen... Benim hayalimi gerçekleştirdin, yani bir bakıma."

"Hayalin?"

"Evet, hayalim."

"Ben hayallerini gerçekleştirdiğimi sanıyordum."

Efsun Egemen'e döndü. Yüzünde anlamamış bu ifade vardı.

"Hayallerinin ilk maddesinden bahsediyorum." Öpücükten bahsettiğini son anda anladı. Yanaklarının Ülker Çikolatalı Gofret'in paketi gibi kıpkırmızı olduğuna emindi.

"Bana hayallerin ilk maddesinden bahsedecek son kişisin."

"O ne demek?"

"Ben hayalimin ilk maddesine uyarak seni yanağından öptüm. Sen ise beni dudağımdan öptün. Konuşturtma beni."

Efsun bir çocuk edasıyla arkasını hışımla döndü ve 'hıh' diye bir ses çıkararak kollarını göğsünde kavuşturdu. Egemen ise kıkırdayarak kollarını Efsun'un bedenine doladı.

"Atar da yaparmış."

"Karşımdaki sen isen füze bile fırlatabilirim."

"Bence ilk baştaki teşekkürüne dönmeliyiz. Hiç problem değil. Rüyada olsa bile seninle yağmurda ıslanmak güzeldi. İtiraf etmem gerekirse bunu gerçek hayatta yapamazdım. Hasta olup sümüklü mendillerle uğraşamam. O yüzden rüyada bunu yapmış olmamız büyük bir eksikliği tamamlıyor."

Efsun Egemen'in yüzüne sinirle baktı. Bu romantik anı bozmak zorunda mıydı?

"Kaba olmak istemem ama odunluk sertifikası alman beni hiç şaşırtmayacaktır."

"Hey, bu ağır geldi." diyerek elini kalbine götürdü sanki kalbi acımış gibi. Yüzündeki ifade girdiği role uyum sağlıyordu. Efsun'un da kendini tutamadığı gülüşüne karşılık olarak gülümseme gösterdiğinde işi tatlıya bağladılar.

Egemen aklına sonradan gelmiş gibi etrafına bakındı. Sonra kot pantolonunun arka cebinden bir fotoğraf çıkardı.

"Al," dedi. "Bu benden sana hatıra kalsın."

Efsun fotoğrafı eline aldı. Fotoğrafa baktığında İkisinin de en içten gülümsedikleri sahilde çekilen fotoğraflardan biri olduğunu gördü.

"Ama biz bu fotoğrafı rüyamda çekmiştik. Bu fotoğrafı nasıl bana verebiliyorsun?"

"Orasını boşver." diye konuyu kapattı Egemen.

Efsun gülerek fotoğrafı yastığının altına koydu. Tam o sırada içeri hemşire girdi ve Egemen ortalıktan kayboldu. Daha önce yemeğini yiyen Efsun'a içmesi için ilaçlarını getirmişti.

"Daha önce ilacını getirmiştim ama uyuyordun. Uyandırmak istemedim."

"Öyle mi? İçim geçmiş her halde." derken içten içe kıkırdıyordu. "Sana bir şey sorabilir miyim?"

"Sor bakalım."

"Ben bu ilaçları neden içmek zorundayım?"

"Bu ilaçları içip ne kadar çabuk iyileşirsen buradan o kadar çabuk çıkabilirsin."

"İyileşmekten kastın ne?"

"O hayali adam -artık o her kimse- onu görmekten kurtulduğun zaman iyileşmiş olacaksın."

Duydukları karşısında Efsun dehşete düşmüştü. Onlar bu ilaçları Egemen'i bir daha görmemesi için veriyorlardı.

"Ama ben gördüğüm hayalimle çok mutluyum." dedi ağlamaklı çıkan sesiyle.

"Ama onu görmen, onunla konuşman, sana sadece zarar veriyor."

"Hayır," diye bağırdı güçlükle. Boğazında oluşan düğüm ses tonunu değiştiriyordu. "O beni kimsenin mutlu edemediği kadar çok mutlu ediyor."

"Bu seni gün geçtikçe yıpratacak. Ömrünün sonuna kadar burada kalmak istemezsin."

Aslında bir bakıma haklı olduğunu düşündü. Ama hayalinden nasıl vazgeçecekti? İçinden çıkamadığı bir ikilemin ortasında bulmuştu kendini. Ya hayalini seçip ömrünün sonuna kadar tımarhane köşelerinde tabldotla yemek yiyecekti ya da ilaçlarını düzenli bu şekilde kullanıp gerçek bir yaşama sahip olacaktı.

Ama ya hayalindeki adam gerçek yaşamında karşısına çıkmazsa? Ya herşey daha kötü olursa? Ya yeniden gerçek yaşamındaki insanlar tarafından sevilmezse? Sevgisizlik onun kapısını tekrar çaldığında hayalindeki adamla sevgisizliğe meydan okuyamazsa? O zaman ne olacaktı?

***

ÇOK KISA OLDU FARKINDAYIM AMA BÖYLE OLMASI GEREKİYORDU.

Ben Deli DeğilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin