"Ya gel, kek yapalım, kitap okuyalım, şarap içip sevişelim. Ya da git şiir ol."
-Cengiz Aydın
***
"Hazır mıyız?"
"Hem de fazlasıyla."
Heves ve heyecan arası bir duyguya kapılarak iki küçük el çantasıyla birlikte gecenin bir vakti odadan çıktılar. Güvenlik kamerasını geçen geceden hallettikleri için rahatlardı. Koridorun sonuna geldiklerinde Efsun çantasını Miray'a verdi.
"Sen al çantaları, şuradaki masanın altına saklan. Ben yangın alarmını çalıştırıp yanına geleceğim."
Efsun kısık sesle bunları söyledikten sonra parmak uçlarına basarak yangın alarmının bulunduğu duvara yaklaştı. Yangın alarmının üzerindeki ufak çekici aldı ve alarmın camını kırdı. Cam kırıldığında duyan olup olmadığını kontrol etme amaçlı etrafına bakındı. Kimsenin duymadığına emin olduktan sonra düğmeye bastı ve koşarak Miray'in saklandığı masanın altına girdi.
Etrafta koşuşmaya başlayan insanlar çoğalmaya başladığında Efsun ve Miray işin sonuna geldiklerini anlamışlardı. Güvenlik görevlisi adam koşarak geldi ve ortada bağırarak sağa sola koşan insanları bir tarafta topladı. Herkes bir yerde durup farklı bir yere bakmaya başladıklarında Efsun doğru zamanın geldiğini düşündü ve çantasını kapıp Miray'ın kolundan çekiştirerek önce bina kapısından sonra da bahçe kapısından kaçıp karanlık sokakta izlerini kimsenin bulamamasını ümit ettiler.
***
"Merhaba Uraz."
Miray ve Efsun yaklaşık 00.30 sularında kaçmışlardı. Ve şuan saat 00.45 civarıydı.
Efsun burada kendini tuhaf hissetmeye başlamıştı. İki senedir ilk kez dışarıda nefes alıyordu. Bu tuhaf mıydı?
***
Miray Uraz'ın numarasını almış ve aralarında şöyle bir konuşma geçmişti;
"Bana yarın kalacak bir yer lazım."
"Neden ne oldu?"
"Efsun yarın hastaneden çıkıyor. Benim de ailemle aramda sorunlar var. Onu eve götürecektim ama görünüşe göre bu olmayacak."
"Annem babam ne der bilmiyorum ama bizde kalabilirsiniz."
"Kızmazlar mı?"
"Bilmem, verecekleri tepkiyi kestiremiyorum ama şimdilik gizli gizli gelebilirsiniz."
"O zaman yarın gece gelelim biz, yakalanmayız."
Bu konuşma Efsun ve Miray'a kalacak yer ayarlamıştı. Saat 01.00'a gelirken Uraz'ı sokağın başında onları beklerken gördüler.
"Merhaba." Mahçup bir ifade takınarak selam verdi Miray.
"Merhaba, geçmiş olsun Efsun, kurtulmuşsun oradan,"
"Öyle oldu." diye kısa kesti. Bir an önce derin bir uyku çekmek istiyordu.
"Eh, haydi gidelim." Uraz Miray'ın elindeki çantaları almaya yeltendi.
Miray Uraz'a bu kadar kısa sürede nasıl bu kadar güvendiğini merak ediyordu. Yıllarca onu düşlemiş olması, aralarında gerçekten bir şey olup olmayacağının garantisi miydi? Olumsuz düşünmek istemiyordu ama kendini frenleyemiyordu. Aklında hep bir düşünce vardı; "Ya beni sevmezse?"
Eve kapıdan girmediler. Uraz, anne ve babasının vereceği tepkiden emin olamadığı için arka bahçe kapısından girmişlerdi. Neticede eve iki kızla geliyordu. Hangi anne baba çocuğunun gecenin bir vakti iki kızı kalması için evine getirmesini olumlu karşılardı ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Deli Değilim
Novela JuvenilEfsun uzandığı yerde gözlerini kapatarak Egemen'in saçlarıyla oynamasına müsaade etti. Egemen Efsun'un duyabileceği şekilde fısıldadı. "Kendini iyi hissetmen için elimden gelen her şeyi yapabilirim." Efsun bunu duyduğunda içinde büyük bir heyec...