22. Bölüm - Karakol

657 64 12
                                    

"Ciğeri kül ettikten sonra gelip üflemeye çalışmayın. Adama sorarlar yanarken neredeydin diye."

***

Multimedya: Egemen

Multimedya: Oğuzhan Koç - Bulutlara Esir Olduk

***

Efsun çantasını altüst etmişti ama cüzdanı da parayı da bulamıyordu. Telaşlanmaya başladı. Çantayı ters çevirip sandalyeye döktü ama cüzdanı yoktu.

"Allah kahretsin! Cüzdanım çalındı!" diyerek yolda kendisine aniden sarılan kadını hatırladı. O, onu birine benzetmemiş, cüzdanını çalmıştı. Sandalyeye pat diye oturdu ve kendisini izleyen telefonucuya aldırmadan ağlamaya başladı.

"Parayı çaldırdım. Ben Miray'a ne diyeceğim? Üç kuruş paraya sahip çıkamadım."

Kalkıp çıktı telefoncudan ne yapacağını bilemez bir halde. Ciddi anlamda ne yapacağını, Miray'a nasıl izah edeceğini bilmiyordu. Gitti, yine aynı sahil kenarındaki taşa oturdu. Çantasını sağa doğru fırlattı, ayaklarını uzatarak oturdu ve kafasını gökyüzüne çevirerek yüzünü sıvazladı. "Allah'ım," diye bağırdı.

"Hayırdır, isyanlarda mısın?" Gelen sese baktığında bir çift koyu kahve gözlerle karşılaştı. Egemen'i gördüğüne sevinmiş olması gerekirken dolu dolu gözlerle ufuk çizgisine doğru çevirdi kafasını.

"Bir şey mi oldu?" Sesine gergin bir ses tonu hakim olmuştu.

"Paramı çaldırdım. Miray'la biriktirdiğimiz parayı çaldırdım. Çok aptalım ben! Ben ne diyeceğim Miray'a ya?" Gözyaşlarına engel olamadı Efsun ve elleriyle yüzünü kapattı.

"Tamam tamam ağlama... Hallederiz!" dedi Egemen ve kendinden izinsiz uzanan koluna engel olamadan Efsun'a sarıldı ve kendine doğru çekti.

"Ne demek hallederiz ya, nasıl hallediyoruz, neyi hallediyoruz? Halledemeyiz, çalındı gitti."

"Polise gidelim mi?"

"Çoktan harcanmıştır, çok bir miktar değildi zaten."

"Olsun. Kalk polise gidiyoruz."

"İşin yok mu senin? Denize açılman gerekmiyor mu?"

"Yo hayır, daha yeni geldim zaten balıktan. Bugün bereketliymiş, akşama kadar yeter. Haydi gidelim."

Efsun hızla gözyaşlarını sildi ve ayaklandı. Az önce sağa doğru fırlattığı çantasını yerden aldı ve Egemen'in peşinden tın tın gitti.

Karakola suç duyurusunda bulunmuş, hırsız kadının robot resmini çizdirmişti. Ve aklından geçenler aynen şuydu Efsun'un; "Allah'ım ben şu an ne yaşıyorum? Nasıl bir imtihandan geçiyorum ben?"

***

Uzun zamandır size Uraz'dan bahsetmiyordum değil mi? Bir de Uraz'a bakalım...

Oturduğu sıraya kollarını koymuş, başını da kollarına yaslanmış. Son derste artık ders işlemekten sıkılmış, derste uyukluyordu.

"Uraz! Uyuma!" Öğretmeninin uyarısıyla başını hızla sıradan kaldırdı. Gözleri yeni uyandığı halinden farksızdı. Saçları dağılmış, ağzından salya bile akmıştı. Toparlanarak doğru düzgün oturdu sırasında. Ağzından akan salyaya rağmen sınıfta ona hayran hayran kızlar vardı.

Çok geçmeden zil çaldı ve çantasını kaptığı gibi okuldan koşar adımlarla çıktı. Nereye gidiyor dersin? Dur ben söyleyeyim. Miray'ın çıkış saatine yetişip Miray'ı işten almak ve yarım saatlik yolu minibüse bilmemeye ikna edip sonbahar yağmurunda romantik bir yürüyüş yapmak için. Bir şeyler yaşanacak mı dersin?

Ben Deli DeğilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin