5. Bölüm - Çatıdan Dökülen Hayal

1K 114 19
                                    


"Tek kişilik miydi bu şehir, sen gidince bomboş kaldı..."

***

"Güller nerede?" diye telaşla ve kısık sesle sordu Efsun.

"Buradalar." Egemen Efsun'a karşın daha sakindi ve o da sessiz konuşuyordu.

Yüksek bir binaya kaçak girdiler. Sessiz olmaya çalışıyorlardı. Buranın bir işyeri olduğunu girdikten sonra anladılar. Parmak uçlarına basa basa asansöre doğru yol aldılar.

"Ştt, sessiz olsana biraz." Egemen'in ayak sesleri fazla çıktığı için Efsun uyarıda bulundu. Egemen zaten elindeki kutuyla zor yürüyordu bir de sessiz olması gerekiyordu.

Sonunda asansörün önüne geldiler. Egemen kutuyu dizine yaslayarak düğmeye bastı. Asansörden kimsenin inmemesini umut ediyorlardı. Ve umut ettikleri gibi asansörden kimse inmedi. Hapishaneden kaçan mahkum edasıyla asansöre bindiler. Kapı kapandığında ikisinde derin bir "oh" çekti. Egemen en üst katın tuşuna bastı. Vay canına, 25 kat biraz fazla mıydı?

"Yakalanmadık."

"Ama ben seni yakaladım."

Efsun'un yüzünde anlamamış bir ifade oluştu. İfadesini değiştirmeye zaman bırakmadan Egemen elini asansörün duvarına koyarak Efsun'la yüz yüze geldi. Yüzleri birbirine o kadar yakındı ki aradan okjinen molekülü bile geçmekte zorlanırdı.

"Gözlerin gözlerime iyi baksın. Gözlerimde bir şeyler görmesi kaçınılmaz."

"Gözlerim gözlerinde bir şeyler görüyor."

"Cevabını tahmin etsem de soracağım. Nedir?"

"Çapak." diyerek yıllardır atamadığı kahkahayı patlattı.

"Yemin ediyorum romantizmden anlamıyorsun." deyip kenara çekildi ve asansörün köşesine çöktü. Dirseklerini dizlerine yaslanıp yüzünü ellerinin arasına aldı.

Efsun kendini kötü hissetmişti. Yanına yaklaşıp yaklaşmamak arasında kararsız kaldı. İç sesinin de gazıyla Egemen'in yanına oturdu. Asansörün yavaş çıkıyor olmasına şans denebilir miydi?

"Özür dilerim."

"Boşver," diye yüzünü sıvazladı.

"Gerçekten amacım seni kırmak değildi."

"Kırılmadım."

"Emin misin?"

"Evet, eminim."

Ama hala yüzüne bile bakmıyordu. Gözlerini yerden başka bir yere çevirmedi. Efsun Egemen'in bu durumuna hiç alışamamıştı. Ayrıca içindeki pişmanlık duygusu bütün vücuduna yayılıyordu. Efsun Egemen'in çenesinden tutarak yüzünü yüzüne çevirdi. Gözlerini birbirine kenetledi. Ne Egemen ne de Efsun gözlerini ayırıp başka bir noktaya bakamıyordu. Efsun zaten az önce özür dilediğini hatırlayıp bu sefer sözü kelimelere bırakmamayı yeğledi. Bakışları dudaklarına doğru kaydı. Yavaşça yaklaşarak dudaklarını birleştirdi. Efsun'un yumuşak öpücüğü Egemen'in kalbini de yumuşatmıştı.

"Bana bu şekilde tavır alman beni öyle kötü hissettiriyor ki..." Alın alına geldiklerinde Efsun bunları fısıldamıştı.

"Dua et ki şuan senin rüyandayız. Gerçekte bunu yaşamış olsaydık kendimi tutamayabilirdim."

"Sana engel olan ne? Kendini tutmanı kim söylüyor?"

"Gururum matmazel. Gururum..."

Sonunda açılan asansör kapısı ortamı bozmuştu. İkisi de ayaklandı. Egemen tek koluyla kutuyu alırken diğer koluyla Efsun'u sarıp sarmalamıştı.

Ben Deli DeğilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin