11.Bölüm/ Yılbaşı
KENAN AKAN;
"Bugün evine gittim." dediğimde, yüzündeki ifadeyi dikkatlice izledim.
Odaya girdiğimden beri gözlerini yatak örtüsünün üzerinden ayırmamıştı. O önemsiz kumaş parçasını alıp, parçalamamak için zor tutuyordum kendimi.
Eğer tahammül sınırlarımı zorlayan bir şey varsa, o da gözlerini benden sürekli kaçırmasıydı. Yıllardır üzerine yapışan şu tedirginliği söküp atmak istiyordum.
Söylediklerim sonunda ilgisini çekmiş olacak ki, bir an duraksadı ve hemen ardından o ifadesiz ve aynı zamanda ürkek bakışlarını üzerime dikti.
Muhtemelen evine gidecek kadar önemli olan şeyin ne olduğunu düşünüyordu. Yerinde huysuzca kıpırdanmaya başladığında, derin bir nefes aldı ve bu bütün dikkatimi dağıtmaya yetmişti.
Ciğerlerine dolan her nefeste, yavaşça inip kalkan göğüs kafesi kafamdaki düşünceleri darmaduman etti. Bilincsizce yaptığı en ufak bir hareketiyle bile beni kolayca raydan çıkartabiliyordu.
Kızgındım.
Fakat bu kızgınlığım sadece kendimeydi. Soluduğumuz aynı hava dahi yetiyordu, çelikten yapılma irademi zorlamasına.
Işte tam da bu yüzden, bedenimde can bulan öfkeme sığınırdım. Içimde taşıdığım bu güç, bütün zayıflıklarımın önüne geçebiliyordu.
Yaren, sessizliğini korumaya devam ederken onu sadece bir şekilde konuştura bileceğimi biliyordum. Her ne kadar onu ürkütmek istemesem de, bunun sadece bir yolu vardı; Sınırlarını biraz olsun zorlamam gerekecekti.
Bir saniye daha düşünmeden ayağa kalktım ve oturduğu yatağa doğru ilerledim. Attığım her adımla beraber, biraz daha siniyordu olduğu yere.
Tam karşısına dikildiğimde, istemeyerek de olsa kafasını doğrultmak zorunda kaldı. Gözleri gözlerime değdiği an, bedenime yayılan o tanıdık esintiyi yok saymaya çalıştım. Irislerinin altında yatan öfke kıvılcımlarını görebiliyordum.
Kapıldığı duygu selinde değişmeyen tek şey, hafifçe aralanan dudaklarıydı ve ne kadar davetkâr olduğundan bir haberdi. Ona olan yemini tutmaya çalıştıkca, bedenim buna şiddetle karşı çıkıyordu.
"Ayağa kalk." dedim, sert bir tonla. Yaren lafımı ikiletmekten yana olsa da her zaman, bu kez hızla toparlandı ve ayağa kalktı. Bunu yapmasıyla aşina olduğum kokusu burnuma doldu ve tenimin altındaki kaslar elektrik akımına uğramış gibi gerildi.
Yakınlığımdan rahatsız olduğunu bilsem de, alanını biraz daha kısıtladım. Onu kışkırtmak istiyordum, ne kadar acımasız bir adam olabileceğimi hatırlatmak.
Çisem'le olan tartışmasını kelimesi kelimesine duymuştum ve bu sefer onlara unutamayacakları bir ders verecektim.
Bana neden 'Kara' diye seslendiklerini beyinlerine kazıyacaktım. Bundan sonra duymak istemediğim tek bir kelime dahi çıkmayacaktı ağızlarından.
"Gözlerime bak!" diye tısladım onu biraz daha köşeye sıkıştırarak, istediğimi alana kadar durmayacaktım.
Öne doğru bir adım daha attığımda, gerildi. Kahverengi gözleri her hareketimle beraber biraz daha kısılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK (Askıda)
Mystery / ThrillerNefeslerimiz birbirine karışırken tuttuğu bileklerimi kaldırıp duvara yasladı ve kaçmamı tamamen engelledi. Ne kadar debelensem de, bir faydası yoktu. Benden daha güclüydü ve o da bunun farkındaydı. Gözlerini gözlerime dikmiş, dikkatlice beni izliyo...