Bir anda yüksek bir ses geldi. O an ki korkuyla karışık cesaretle hemen fırladım yatağımdan ve siper aldım. "Neden saklanıyorsun kalk kalk kalk" diye bağırdı. O anda anlamıştım sadece koğuş nöbetçisiydi bu hemen üstümü giyindim ve yatağımın yanında hazır ol pozisyonuna geçtim. Etrafıma bakındığımda diğer askeler hala hazırlanıyordu bir kişi hariç. Hemen yan ranzada yatan genç ti bu. Gözümle bir işaret verdim ve aynını da aldım. Tam o sırada içeri komutan daldı "ne yapıyorsunuz siz hala hazırlanamadınız mı bakın şunlara hemen hazırlanmış" demişti ben ve yanımdakine bakarak. Sonrasında emir verdi "sen ve sen artık ekipsiniz" ben ve o adamı gösteriyordu " sonra tanışırsınız " dedi. Şimdi daha bir heybetli bir şekilde " bundan sonra daha hızlı daha atik olacaksınız terörist en beklemediğiniz anda vurur" demişti. Şimdi de " hemen hepinizi dışarıda bekliyorum" dedi ve çıktı. Hemen ardından dışarı çıktım her yer sis içerisindeydi karakoldan biraz uzaklaşınca silüet halini aldı ve sıraya girdim. Hemen yanıma da yeni arkadaşım gelmişti. "Merhaba ben yavuz" dedim. "Bende kerim memnun oldum" dedi. Şimdi komutan gelmiş bize bakıyordu hemen sustuk ve hazır olda beklemeye başladık. Konuşmaya başladı " evet bu sabah aramıza yeni katılanlar var onlar için açılış eğitimini zorlu yapalım diyorum. Diyarbakırlı yavuz" dedi. "Emredin komutanım" diyerek öne atıldım. Öne atılmam la beraber okkalı bir tokat yedim ama sapa sağlam ayakta kaldım. "Yere yat" diye bağırdı komutan. Hiçbirşey demenden hızlıca yere yattım. "Şınav pozisyonu al" dedi ve hemen yaptım. Ellerime yerdeki çakıl taşları batıyor gerçekten de acıyordu. "1 yarıda kal" dedi bende şınavın tam yarısında yani kollarım sonuna kadar açılmış şekilee beklemeye başladım. Bir anda komutan bacağının birini sırtıma attı ve bastırmaya başladı. Direniyordum son gücümle direniyordum ama daha fazla kaldıramayacaktım düştüm. Komutan "kalk ayağa" diye bağırdı. Hemen ayağa kalktım hazır ola geçtim komutan "tamam yerine geç" dedi. Yerime geçti ve ardından komutan konuşmaya başladı "işte böyle terör aynen böyledir sizin üstünüze bastırır siz kaldırırsınız kaldırırsınız ama yeteri kadar gücünüz yoksa her halukarda ezer sizi işte tam burada bu ülkenin kolları biziz. Güçlü olmak zorundayız şimdi yat yere 50 şınav"dedi. Aynı anda yere yattık şimdi şınav çekiyorduk 1 2 5 10 derken 50 şınav bitti hepimiz ölmüş gibiydik ve ayağa kaldırdı bizi komutan şimdi de karakolun etrafında koşturmaya başlamıştı. Anlımızdan boncuk boncuk ter atıyorduk. Bir anda önümüze birley düştü "el bombası" diye bağırarak ortağımı kavradığım gibi siper aldım benim gibi çoğu kişi hemen siper aldı ama ortada 3 kişi siper alamamış olayın şokuyla ortada kalmışlardı. El bombası patlamamıştı komutan "çık dışarı tatbikat bitti" dedi ve biz dışarı çıkmaya başladık o sırada sisin içinden komutan geldi ve ortada kalan askerlere sağlam birer tokat yapıştırmasıyla 3'ü de kendini yerde buldu "afferim silere dedi 3 askerin tüm techizatını boşa çıkardınız" dedi ve benim bile içimde bir şeyler cız etti. Hava artık kararmıştı komutanın "eğitim bitti dağılabilirsiniz " komutuyla yemekhaneye yöneldik. Bu akşam kurufasulye pilav vardı yanına da biraz cacık koyulmuştu. Çok ta güzel di ama anne yemeğini aratıyor her halükarda. Sonrasında komutan odasına çağırdı işte o an şimşekler çakmıştı başımda komutanın yanına gitmeyi unutmuştum. Hemen gittim odasına kapıyı çaldım "gel" dedi biri hemen ardından içeri girdim komutan "gel oğlum içeri otur şuraya"dedi. Geçtim oturdum. "Komutanım ben" dedim ve o anda sözümü kesti "affın kabul edildi ama birdaha olmasın. Şimdi tilki hakkında bildiklerini anlat tüm olanları" dedi. 5 dakika da tüm bildiklerimi anlattım. Komutan "birdaha tilki seninle iletişim kurarsa sakın birşey söyleme ve beni çağır şimdi koğuşa marş marş" dedi ve odadan dışarıya doğru fırladım. Koğuşa gittim kısa bir muhabbet döndü arada hiç dikkatimi çekmemişti. Uzandım yeni ranzama üst ranzaya geçerken Kerim "şimdi ışıklar sönecek yat haydi " dedi ve "görüşürüz sabaha" dedim. Haklıydı tam o sırada koğuş nöbetçisi girdi içeriye ışıklar sönüyor diye bağırdı. Tam ışıklar söndüğünde birşey dikkatimi çekti dışarda bir ateş vardı. Hemen koştum komutana bildirdim. Alarm verildi herkes hemen giyinip çıktı dışarıya koşar adım gittik hedefe baktık ki ateş ve ateşin başında bir not. "Yakında görüşeceğiz telsizci -T" yazıyordu komutanın "Yavuz" demesiyle yanına gitmem bir oldu. Notu gösterdi. Notu görmemle anlamıştım saldıracaklardı. Hemen komutana anlattım geri dönüş emrini verdi hızlı tempo ile geri döndük. Ve hemen yattık. Ama bu sefer hiç o uykunun verdiği güzel hazzı alamadan direk dalmıştım uykuya bu ilkti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Vazife
Tiểu Thuyết ChungHayatı zor sanan ve odtü den yeni mezun olan yavuzun askere çağrılarak hayatı tanıması