Derler ki , gözler birbirine dokunduğunda kalpler kül olup savrulurmuş. Birkaç parça gözyaşı teninle buluştuğunda yüreğin kavrulurmuş. Sayfalarda ilerledikçe kalbimin külleri yüzüne çarpacak.Her kelimeyi okuduğunda senin de yüreğin ateşle buluşacak...
Son 30 gün , yalnızca bir ayım kaldı geleceğimi belirlemem için. Kitaplar , konular , dersler bir yığın gibi tepemde. Bakmayın böyle söylediğime öğrenmeye aşığım ben , ya da mecburum.Klasiktir ; her sabah uyandığımızda babaannem ve annem kavga ederler. Kaynana beğenmez ya gelinini işte o hesap bizimkisi de , 27 yıl olmuş olmasına rağmen annem bir türlü kabul ettiremedi kendisini babaanneme . Babam denizci benim , ayda yılda bir gelir eve ; geldiğinde de çoğu kez evdeki kavgadan kaçar.Bense hiçbirini , hiçbir zaman umursamam . Böylesi daha huzurlu. Kardeşten yana ise Allah'a şükür çok şanslıyım. Sakin , güzeller güzeli , kendi kendine oyununu oynayan bir kız kardeşim var. Ne bana ne de anneme asla sorun çıkarmaz. Monoton hayatım her gün böyle devam ediyor. Bazen yatağımdan hiç çıkmamak ve saatlerce hayal kurmak istiyorum.Hayatımı ,yalnız yaşayacağım günleri ve nefret ettiğim insanların çevremde olmadığı zamanları düşünmek huzur veriyor.O kadar nefret ediyorum ki insanlardan ; bazen hepsini bir evde toplayıp yok etmek istiyorum. Tamam tamam bu çok canice oldu.Her neyse dershanenin yolunu tutma vaktim geldi. Yan komşumuzun tombul ve hovarda kızı Sude her zamanki sinir bozuculuğu ile kapımızda dikiliyor .Ah ne hoş(!) ben de annemin yüksek ricaları sebebiyle onu dershanesine kadar bırakıyorum.
-Günaydın , Ayça
-Hı hı canım sana da günaydın.
-Çok harika haberlerim var sana.
-Yine internetten tanıştığın oğlanlardan bahsedeceksen , lütfen sus.
-Ama bu diğerleri gibi değil , baksana şuna içi gitmiyor mu insanın ?
Telefonunu açıp binlerce erkeğin fotoğrafından , kara kaş kara göz bir delikanlıyı gösterdi. Tamam çekici olabilirdi ama bu hesapların hepsi sahte. Bu kadar yakışıklı bir erkeğin Sude'nin yamacında ne işi olur?Zaten Sude de onları Barbara Palvin'in fotoğraflarını göndererek kandırıyor . Allah'ım çevrem ahmaklarla çevrili.
-Evet canım , yakışıklıymış çocuk.
-Tabi kızım , benim gibi birine kim bakmaz.Bugün buluşma isteği gönderdim o da İstanbul 'da yaşıyor.Dershane çıkışında çay bahçesinde buluşmaya karar verdik.
-Ne güzel , size iyi eğlenceler.
-Saçmalama istersen Ayça , en mutlu günümde yanımda olmayacak mısın?
-Bilmem farkında mısın ama evlenmiyorsun Sude.
-Tamam işte seni müstakbel damadım ile tanıştıracağım.Hem belki kardeşi falan vardır sana da onu ayarlarız.
-Benim işim olmaz böyle şeylerle !Hadi geldik dershaneye sus artık.
İki buçuk saat işlediğimiz geometriden sonra ders bitmişti. Sude her teneffüs bir kızın yanına giderek , şu oğlanın fotoğrafını gösteriyordu. Hepsinin de ağzının suları akıyordu. Ben görürüm ama , çay bahçesine kekonun biri gelecek. Aslında vaktimi kaybetmek istemesem de Sude 'nin hayal kırıklığını görmek için gideceğim o buluşmaya.
...
-Of daha ne kadar yürüyeceğiz böyle?
-Tamam ya sakin , işte burada çay bahçesi.Benimki gelir birazdan .
Sonra bir masaya oturup beklemeye başladık.Havadan sudan konuşurken Sude'nin gözleri yerinden fırlayacakmış gibi büyüdü. Ben arkamı dönük olduğum için hiçbir şey göremiyordum. Haha kesin çocuk bir ergen ve bu kıza buna şaşırıyor dedim ve arkamı döndüm. Gerçekten de fotoğraftaki çocuk !
Yok artık , takmış güneş gözlüklerini afilli afilli yürüyor. Sude'nin el hareketiyle masamıza geldi.
-Siz beni biriyle karıştırdınız sanırım.Ben Sude Hanım'ı arıyorum.
-Ben Sude , çılgın_aşık125 hani.
-Gerçekten inanamıyorum , bana gönderdiğin fotoğraflarınla hiçbir alakan yok .
-Olur canım öyle şeyler , hem önemli olan iç güzelliği değil mi?
-İnsanları kandıran birinin içi güzel değildir.
O sinirle gözlüklerini hızlıca çıkardı. Dedim ya göz göze dokunmuştu bir kere.Simsiyah bakan gözleri dikkatimi öyle çekmişti ki. Ama kesinlikle bozuntuya vermedim. Kafamı çevirip başka yerlere bakıyorken :
-Bir de arkadaşını mı getirdin. Rezilliğini göstermek için. Belkide ikiniz ortaklaşa kandırıyorsunuzdur insanları.
-Bir dakika bir dakika benim olayla hiçbir alakam yok. Ön yargılı davranıp yargısız infaz yapıyorsunuz.Arkadaşımı kesinlikle savunmuyorum. Ama konuşmalarınıza dikkat edin .Hem ben zaten kalkıyordum , siz tartışmanıza devam edin.
-HOP HOP! Dur bakalım , ne malum beni kandırıp paramı almayacağınız?
-Yahu sen manyak mısın? Aç cüzdanını bak , bir de hırsız damgası yedik ya!
-İkinizin de peşini bırakmayacağım, haberiniz olsun!İnsanları kandırmak neymiş göreceksiniz.
Dedi ve hızlı hızlı çıktı bahçeden.Çattık ya! Sude de oturmuş ağlıyordu.
-Neye ağlıyorsun şimdi , ha ? Ne sanıyordun ki sana sarılıp kucaklamasını mı ? Gerçi o biraz zor da!
-Of Ayça bir de sen üzerime gelme .
-Herkes de bana patlıyor.Ben gidiyorum ya buraya gelerek hata ettim. Seni dinleyende kabahat , geri zekalı.
Oradan bir dolmuşa binip hemen eve gittim. Evin kapısına geldiğimde yine tartışma seslerini duydum .Bir de bu iki deliyi çekemeyeceğim için çantamı da alıp mahallenin aşağısındaki kayalıklara gittim.Babam ilk deniz yolculuğuna çıktığında da buraya gelmiştim. En dik kayalığa çıktım. Rüzgar çok naif esiyordu yüzüme doğru .Dersler , annem ve şimdi de bu kara gözlü baş belası çıktı karşıma...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımı Değiştiren Adam
RomanceHer aşk kalpte yaşanır , kalp atmayı bırakınca son bulur mu? (Hikaye "Kal Ho Naa Ho" filminden alıntıdır.)