Yeni Umutlar

24 2 4
                                    

Bugün güzel bir gün. Hava güzel , tatil ,ev sessiz, yeni kitap aldım. Kahvaltımı yaptıktan sonra kitabımı alıp odama çekildim . Huzur dolu bir gün sonunda beni bekliyordu. "Eski Hastalık" Reşat Nuri'den. Ne güzel bir başlangıç bir kitap için. Kulaklıklarımdan da lisedeki en yakın arkadaşım Merve'nin en sevdiği şarkı "Mat Ja Re" ... O sırada illa bir şey olacak benim günüm  berbat edilecek ya ; Zeynep odaya bir sinirle girip bebeğini almaya yeltense de kolundan tutup durdurdum.

-Hayırdır ablacım . Bu ne sinir?

-Bırak kolumu ,  ben seninle konuşmuyorum.

-Ben bu evden gitsem herkes kurtulacak. Ne yaptım yine?

-Sana anlatmıştım . Onun yanından hiç ayrılmıyorsun. 

-Kimden bahsediyorsun ?

-O benim ilk aşkım . Ben evleneceğim onunla .

-Sen iyi misin ya! Emre benim arkadaşım . Hem onun sevgilisi var . Yani sanırım .

-Ne!! Ama ben onu çok sevmiştim, deyip ağlamaya başladı .Psikopatı zor durdurdum .Annem duymadan kesti ağlamayı. Sonra iki üç şebeklik yapıp yolladım aşağıya. Ben de çok sevmiştim onu. Ama o benim iki yüzüme gülüp başka kızlarla geziyor. Aman bana ne ki zaten! Ben kimim ki onun için?

Her neyse başta Zeynep ve dışarıdan gelen zurna sesi sebebiyle kitap okumaya ve kısa süreli mutluluğuma veda ettim. Camdan baktığımda halay başının Emre olduğu bir düğün alayı geçiyordu. Konvoyun önündeki arabada Sevim ve Osman isimlerini görünce yan bloktaki kızın evlendiğini anladım . Odama gelen annemin cimciklerine maruz kalmıştım.

-Off anne ne yapıyorsun?

-Allah aşkın şu çirkin Gülşah'ın kızı çarpık bacak Sevim bile evlendi.Sen de bir evlensen , seni de gelinlikle bir görebilsem .

-Anne ben kariyer yapacağım.

-Başlarım senin kariyerine ben torun istiyorum. 

-Hoppa ! Daha evlenmedik bir de torun istiyorsun anne!

-Hadi hazırlan aşağı iniyoruz. Kız alayı taşınacak yardım edeceğiz. Birkaç eşyayı bize bırakacaklarmış düğün salonuna biz götüreceğiz.

-Çirkin Gülşah'a ne oldu ? Niye biz yardım ediyoruz ya!

-Komşuyuz yavrum biz!

Homurdanarak dışarı çıktım .Zeynep ve diğer kardeşim de yanımdaydı. Kayserili Emre halayı görünce duramamıştı tabii ki. Zeynep ve beni görünce yanımıza geldi.

-Küçük hanımefendi bu dansı bana lütfeder misiniz?

-Hayır.

Zeynep'in cevabı ikimizi de şaşırtmıştı. 

-Neden ama ben sizden daha güzelini göremiyorum burada.

-O zaman sevgilini getir onunla dans et! dedi ve koşarak uzaklaştı .Emre'de bana dönüp:

-Ne oldu şimdi ben anlamadım.

-Sen anlamazsın ince işler bunlar. 

-Allah Allah hanımefendiye bak sen! Sanki her hafta sevgili değiştiriyor. Yaş otuza dayandı Ayça Hanım böyle giderse evde kalırsın.Evlendiğimde şahidim olursun artık.

-Senin bile evlenebildiğin şu dünyada benim evde kalma gibi bir ihtimalim yok.

-Ablalı kardeşli trip atılmaz ama bana da yazık!

-Yürü hadi daha bizim eve çeyiz taşınacak.

Kapıya doğru itiş kakış ilerledik. Kapıyı açıp içeri girdiğimde kolonun arkasından evin içinde göz gezdiriyordum ki annem ve Emre'nin babasını gördüm .Konuşmaları buradan duyuluyordu.Emre de şaşkın gözlerle onlara bakıyordu.

-Estağfirullah Kemal Bey , teveccühünüz.

-Ne demek efendim . Malum yaşlarımız belli her ikimiz de bekarız . Ben ki zaten ilk gün gözlerinize vurulmuştum.

-Aman Kemal Bey biri duyacak şimdi. 

-Ben kendimi o eski yıllardaki gibi , on sekiz yaşımda hissediyorum şimdi. Öyle canlı , öyle sevdalı...

Şaşkınlıktan gözlerim yuvalarından çıkacaktı. Kendime gelip olaya el koymam gerektiğini düşündüm .Tam kolonun arkasından çıkacakken Emre:

-Bir şeyi de berbat etme ya! Ne güzel iki dul insan birbirlerini beğenmişler , bırak onların da mutlu olmaya hakkı var.

-Ama..

-Ayça ! 

Eşyaları yavaşça bırakıp çıkmaya karar verdik ki  Emre'nin gömleği kapının tepesindeki askıya takıldı ve  müthiş bir yırtılma sesi ortaya çıktı. Annem ve Kemal Amca aniden irkilip ikimize baktılar. Biz ise sadece pişkin pişkin gülümsemekle kalabildik.Annem utanmıştı . Hemen elimdeki çeyizleri alıp odaya çıkardı bense Kemal Bey'e kızgın bir bakış attım . Yazık Emre ise kurbanlık koyun gibi can çekişiyordu orada. Gömleğinin kumaşını askından çıkardıktan sonra üzerine ince bir yelek alarak düğün alayının arasından sıyrılarak evine varıp üzerini değiştirdi. Ben de  Kemal Bey'e yaklaşarak:

-Ah , teveccühünüz Kemal Bey diyerek iğneleyici bakışlarla yanından geçtim . Annem de Kemal Bey de yerin dibine girmişlerdi .Aslında Emre'nin de dediği gibi aşk her ne zaman her ne durumda yaşanırsa yaşansın en kuvvetli duygudur. Emre'ye göre aşk bedenin en küçük noktasına sarhoş olmasıdır. Aman kendisi de ne felsefiktir ...

Düğün yerine vardığımızda  iki karşı komşu aynı masaya oturmuştuk .Annem çocuklarla ilgileniyor , ben ise telefonumu kurcalıyordum .O sırada Emre masaya oturdu ve telefonunu eline aldı.

(Mesajlaşma)

-Ayça bak şimdi , bugün gördüklerimizi taklit edeceğiz.

-Emre ikisi de zaten çok mahcup oldu daha fazla üstelemesek mi?

-Hadi Ayça bak çok eğleneceğiz.

Kabul ettim ve sandalyeleri birbirimize çevirdik .

-Ah Emre Bey beni utandırıyorsunuz.

-Ne demek Ayça Hanım asıl ben sizin o ahu gözlerinize bakarken utanıyorum .

-Teveccühünüz efendim .

-Biliyor musunuz ? Sizi ilk gördüğümde sanki on sekizlik delikanlıymışım gibi kalbim çarptı.

-Aman efendim demeyin şöyle biri duyacak.

Sonra ikimiz kahkahalarla gülmeye başladık .Bu olay dördümüz arasında sır olduğu için ne çocuklar ne de babaannem bir şey anlamadan bize güldüler. Diğer ikisinden bahsetmiyorum bile.

-Ayça onların evlenmesine izin veremeyiz ,dedi Emre kulağıma eğilip.

-Hani aşk her yaşta oluyordu! Neden evlenmeyeceklermiş?

-Çünkü o zaman biz üvey kardeş oluruz. 

Bu hiç aklıma gelmemişti.

-Aman sakın ben bir ömür boyu seninle aynı yerde yaşayamam.

-Ben sana çok meraklıydım sanki(!)

Sonra burada olan bir adetmiş. Geline düğün kınası yakıldı . Beni de zar zor kınaya iteklediler. Erkek tarafının adetine göre kızlar gözlerini kapatıp avuçlarını açarak uzatırlar ve erkekler de ellerini kınayla boyarlar. Ben de sıranın sonuna geçtim ve tüm ritüellere uydum .Elime dokunanın Emre olduğunu düşündüm . Sanki bir şeyler yazıyor gibi parmağını elimde gezdiriyordu . Gözlerimi açtım sağ elimde A harfi , sol elimde ise U harfi yazıyordu . Etrafıma bakındım , Emre ortalarda görünmüyordu. O sırada ise annemle sohbet eden masadaki Ulaş'ı gördüm . Şaşkınlığa uğradım , yoksa elimdeki yazıyı Ulaş mı yazmıştı? 



Hayatımı Değiştiren AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin