Tüm gece uyuyamadım. İçim içimi kemiriyor , aklımdaki sorulara bir türlü yanıt bulamıyordum. Ulaş ile Emre'nin arasındaki bu soğukluğun nedeni , Emre arkadaşı olduğunu ısrarla iddia etse de o kızın aslında kim olduğu beni sanki diken üzerinde oturuyormuşum gibi hissettiriyordu.Sabahın ışıklarıyla birlikte salona indim . Acı bir kahve yapıp kendime gelmeye çalıştım . Tıkırtıları duymuş olacak ki annem de aşağı indi. Korkak bir yüzle etrafa bakındı; sonra beni görünce rahatladı . Hala bana dargındı.
-Şey anne ben kahve hazırlıyordum da.
-Niye yoksa yine mi kör kütük sarhoş oldun?
-Annecim , tamam haklısın . Çok büyük bir hata yaptım . Ama sana söz bir daha asla böyle bir şey yapmayacağım . Sen de küs kalırsan başımı yaslayacak hiçbir omzum kalmaz. Affet beni ne olur!
-Sen benim güvenimi sarstın Ayça . Daha sana gitmeden önce söylemiştim dikkat et. Kendine hakim ol diye . Sen benim güvenimi sarstın Ayça!
Her şey yine üst üste gelmişti. Hani benim iki kalbim vardı . Emre'yi yaraladığı gibi beni de yaralıyor şimdi.Annem arkasını dönüp merdivenlerden çıkarken :
-Bu zamana kadar hiçbir dediğine karşı çıkmadım . Hayatım kitapların başında sürekli bir şeyler ezberlemekle geçti. Hiç arkadaşım olmadı , derdimi anlatabileceğim hiç kimse olmadı . Babam bu evden def olup gittiğinde sen hamileydin ve ben o çocuk yaşımda sorumluluk almaya başladım . Çünkü babaannem şimdi de olduğu gibi bizden nefret ediyordu .Bu evden kaç defa taşındığımızı hatırlasana , kirayı ödeyemediğimiz için oradan oraya sürüklenmedik mi? Zor bela en sonunda evi üzerimize alabildik .Kaç gün sabahladım anne lise sınavını kazanabilmek için. Ben artık bıktım . Bu zamana kadar bir sürü başarı belgesi aldım . Bir işe yaradı mı ? HAYIR. Şimdi herkesin çalışabileceği bir şirkette daha eleman bile değilim . Anne sıkıldım artık sürekli aynı kişilikte olmaktan . Bırak lütfen biraz da ben hayatımı yaşayayım. Biliyorum bu benim içki içmemi gerektirmez ama ...
-Tamam Ayça sus artık , sonra annemin gözlerinden iki damla yaş döküldü . Her ne kadar birbirimize kızsak da tüm dertleri beraber aştık. O benim tek yoldaşım . Şimdi olduğu gibi sıkıca sarılabildiğim tek varlık.
-Senin zarar görmeni istemiyorum. Ne kadar zor biliyor musun bir insanın yanında eşi olmadan tek başına çocuk büyütmesi. Seni de Zeynep'i de korumak için sanki hiç açmamış gül fidanları gibi sakladım . Ama haklısın artık belki de dünya ile tanışmanın vakti gelmiştir senin için . Senden tek istediğim yolundan şaşma kızım.Sen elinden geleni yaptın , artık biraz da eğlen . Ama asla seni her an izleyen , duyan bir Rabb'inin olduğunu unutma . Çünkü sen benim kızımsın .
Daha gün başlangıcında neler yaşamıştım . En azından içimdeki suçluluk duygusundan kurtulmuştum . Her zamanki gibi işe gitmek için yola koyuldum ve meydanın orada Ulaş'ı beklemeye başladım . Yine geçikmişti ve geldiği gibi yalvar yakar özür diledi. Ofise girip büroya çıktığımızda Emre'yi ortalarda görmemiştim .Belki de müdürle görüşüyordur diye endişelenmedim ve odama girdim .Birkaç elemanın çıkış belgelerini hazırladıktan sonra aklımdaki sorunun cevabını bulmaya kara verdim ve Ulaş'a dönüp:
-Ulaş sana bir şey soracağım.
-Dinliyorum .
-Emre ile aranda ne geçti de birbirinize bu kadar soğuk davranıyorsunuz?
-Nereden çıkardın şimdi bunu?
-İkinizi de tanıyorum ben . Kulübe gittiğimiz günden beri sanki birbirine kan davası olan iki düşman gibisiniz. Neler oluyor hemen anlat!
-Bir şey olduğu yok aslında. Yalnızca ben Emre'nin sana karşı olan tutumunu beğenmiyorum. O korkak biri . Sürekli bir sahiplenmeye çalışmalar falan yapmacık geliyor bana.
-Sen Emre'yi yanlış tanımışsın Ulaş. Tamam , inatçıdır , gıcıktır , sorumsuzdur ama korkak ya da yapmacık değildir o. Aksine Emre hayata çok bağlı biri.
-Onu uzun süredir mi tanıyorsun da bu kadar eminsin?
-Hayır uzun süredir tanımıyorum ama bazı insanları daha ilk görüşte anlarsın . İyisi mi sorununuz her neyse en kısa sürede çözün zira bu kasıntı tavırlarınız hoşuma gitmiyor .
Ulaş'ın bu saçma sözleri sinirlerimi çok bozmuştu . Daha iki gün önce sarmaş dolaş gezen iki insan artık iki yabancı gibiydi ; üstelik Ulaş gelmiş bir de bana Emre'yi kötülüyordu .Emre demişken onu iyice merak etmeye başladım . Ulaş'a:
-Emre bugün hiç ortalarda yok . Ben hem şu dosyayı asistana bırakayım hem de danışmaya bir Emre'yi sorayım.Biri gelirse söylersin.
-Allah aşkına Ayça ; hayatımızın sonuna kadar yapışık üçüz gibi mi gezeceğiz. Gelmediyse gelmemiştir işte.
-Lütfen bugün çeneni kapa Ulaş!
Kapından bir hiddet çıktım . Dosyayı asistana bıraktıktan sonra danışmaya inip Emre'yi sordum . Bugün izin alarak gelmemiş. Öğle arasında aradığımda da cevap vermedi. İyice telaşlanmıştım.
-Emre'nin ağzından-
-Geldim işte Selin . İşten zar zor izin aldım . Hadi ne yapılacaksa yap.
-Emre durum sandığımızdan da vahim .Hemen üzerindekileri çıkar da magnetleri yapıştırayım.
-Selin'cim biliyorum şu dipdiri bedenimi görmek için beni buraya çağırdığını .
-Adama durumun kötü diyorum hala gelmiş espri yapıyor.
-Hayat çok kısa be doktorum .Yarına çıkabileceğimizi kim bilir?
Kalp ritim ölçümleri bir yarım saat sürdü . Kardiyolog olan Selin eline aldığı ritim göstergesine çaresizce bakıyordu .Bense Selin'e acırcasına gülüyordum.Ölüm öyle korkulacak bir şey değil .Bu dünyada neredeyse çoğu ülkeyi gezdim. Mesleğimi elime aldım , uzun süre de çalıştım . Sevdim , çok sevdim . Kendi canımdan dahi çok sevdim. Belki ulaşamadım , dokunamadım ama kalbimi , şimdi bir türlü doğru çalışmayan kalbimi ona emanet ettim. Bedenim onda kalmasa ne olur ki!
-Emre , bak haplarını aksatıyorsun , çok stres yapıyorsun . Bunlar iyi şeyler değil.Kalp ritmin bozuldukça kapakçık kan kaçırıyor. Sana daha kuvvetli birkaç hap yazıyorum .Sıkıntı yapma son raddede değil. Ama artık içkiden , ayrılamadığın sigarandan kurtulman lazım. Lütfen Emre lütfen.
-Tamam doktor , tamam. Anlaştık.
Reçeteyi alıp dışarıya çıktım .Her ne kadar üzülmemiş gibi yapsam da sevdiklerimden ayrılacak olmak çok kötüydü .Derin bir nefes aldım ve birden dengemi kaybettim .Yanımdaki ağaca dayanıp sakinlemeye çalıştım .Ayça'yı ilk deniz kenarına götürdüğümde yanımda ağlamıştı ; işte o zaman olan şey yine oldu . O an dünyada yapmadığım tek şeyi gerçekleştirmeye karar verdim . Ayça'ya aşık olmayı öğretecektim .Sadece mutluluğu için onu göz göre göre Ulaş'a teslim edecektim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımı Değiştiren Adam
Lãng mạnHer aşk kalpte yaşanır , kalp atmayı bırakınca son bulur mu? (Hikaye "Kal Ho Naa Ho" filminden alıntıdır.)