Gözlerimi kapattım ve uzun soluklu düşündüm . Arkadaşça yapılmış bir şey olabilirdi belki bu , ama ne bileyim işte beni rahatsız etti. Gözlerimi açıp yanımdaki mendille kınayı sildim .Allah'tan çok kurumamıştı.Ellerimi sildikten sonra masaya oturdum.
-Sen de mi buradaydın Ulaş?
-Erkek tarafındanım ben .Osman benim askerlik arkadaşım. Allah mesut etsin .
O sırada Emre geldi. Ulaş onun sandalyesine kurulduğu için yan masadan sandalye rica edip oturdu . Ulaş'ın bu aralar yaptığı her hareket o kadar sinir bozucu geliyordu ki bana anlatamam. Yine çenesini tutmadı:
-Senin ne işin var burada Emre.
-Ulaş ,ben de aynı mahallede oturuyorum . Davet edildim ve icaben geldim.
-Peki o zaman , ben yine Ayça'nın korumalığını yapıyorsun sanmıştım.
Araya girdim:
-Ulaş lütfen kullandığın cümlelere dikkat et.
-Peki peki sustum.
Düğün öyle de böyle de geçti. Gece geç saat olduğu için mahalleye otobüs göndereceklerdi . Emre babaannemi koltuğuna götürdükten sonra anneme ve uyuyakalmış Zeynep'e yer buldu.
-Sen gelmiyor musun Emre?
-Ah Ayça'cım biliyorsun ki benim müthiş bir kariyerim ve çok da güzel şahsi bir arabam var.
-Aman hava at zaten hemen . Bir gün o koltuğunu ben kapacağım . Ha , bu arada Ulaş'ı evine bırakayım falan deme!
-Nedenmiş o?
-Birkaç gündür davranışları çok garip , özellikle de sana karşı . Zarar versin istemiyorum , belki yolda yalnızken biraz düşünür. Artık onunla görüşmek bile içimden gelmiyor . Kalbim istemiyor işte.
-Sana her kim kötülük yaparsa yapsın onu sevmeyi bilmen gerekiyor Ayça. Kendi kötü kalbinle sevemiyorsan sana emanet ettiğim kalbimle sev .Biliyor musun bu hayatta olmamızın tek sebebi sevgi.
-Tamam tamam anladım.
Sonra gülen gözleriyle gülümsedi. Bir insanın yalnızca gözlerine aşık olunabilirdi. Ne söylediği sözler ne hareketleri ne aldığı hediyeler... Hiçbiri gözlerin anlattığını anlatabilecek kadar yetenekli değiller. Eğer birini can-ı gönülden sevdiysen , onun mutlaka gözlerine tutulmuşsundur. Bazılarının öyle güzel gözleri var ki saatlerce bir kelime dahi etmeden bakasın gelir. Gözlere bakınca , kalbe dokunursun çünkü ; yüreğin huzur verici sesini dinlersin .Aşk böyle bir şeymiş , ben aşkla senin sayende tanıştım.
Otobüs uzaklaşana kadar arkamızdan baktı Emre , sonra da gözden kayboldu.
(Emre'nin ağzından)
Yorucu bir günün ardından garajdaki arabama yöneldim .Salondan son çıkan kişi ise Ulaş'tı. Nezaketen yanına yaklaşıp dostça:
-Her ne olduysa oldu dostum , gel benimle hem yolda biraz kafa dağıtırız.
-Emre biliyor musun acıyorum sana! Bak etrafta ne Ayça ne de annesi var o yüzden artık iyi çocuk rolleri yapmayı bırak!
-Ulaş artık abartıyorsun . Senin gözlerini nasıl bir nefret kapladı böyle.
-Neler yapmaya çalıştığının farkındayım. Emre Ayça bana kaç gündür ters davranıyor. Bunun tek sebebi sensin .Ayça'yı sevdiğimi öğrendiğinden beri onu dolduruşa getiriyorsun .
-Sen bir adisin Ulaş! Ne seninle muhattap olup kendimi yoracağım ne de seni kıracağım . Madem öyle sen yoluna ben yoluma.
-Dur bakalım öyle hemen kaçamazsın.
Dedi ve arkamdan koşarak omzumu tutup beni çevirdi. Sarsılmıştım ama bu iğrenç hareketi hiç hoşuma gitmedi .Daha fazla dayanamadım , ben bu kadar mutlu olmaları için uğraşırken onun bu halleri haksızlıktı .Dayanamadım ve bir yumruk geçirdim suratına. Önce bir duruldu sonra gözlerindeki o nefret ateşi birden harlandı ve o da bana bir tokat attı . Bahçenin ortasında oradan oraya savruluyorduk . Boynunu elimle bastırıp çelme taktım , o an yere düştü . İkimiz de nefes nefeseydik.
-Yeter artık Ulaş ! YETER.Yarın ikimizin yolda gelirken birkaç haytayla kavga ettiğimizi söyleyeceğiz Ayça'ya.Onun bu olaydan haberi olmayacak.
Arkamı döndüm ve hızla arabayı alıp önünden geçtim .Zar zor ayağa kalkıyordu . Eve geldiğimde babamın şaşkın bakışlarıyla karşılaştım .Her şeyi sordu sorguladı tabii.Ona da gerçekleri anlatmadım . Onu üzemezdim daha fazla. Babamın pansumanlarıyla kendime geldim biraz olsun . Sabah saat sekizde uyanabildim ancak. İşe geç kalmıştım . Arabaya atlayıp ofise geldim. Büroya girdiğimde Ayça , Ulaş'ın kaşına pansuman yapıyordu .Yüzündeki endişeyi gördüm , onunla karşılaşmamak için hızlıca yerime gidiyordum ki arkamdan seslenişini duyup ona döndüm.
-Ne bu haliniz sizin?Ne oldu dün akşam? Yoksa birbirinizle mi kavga ettiniz?
-Dur Ayça dur sakin ol! Dün yolda giderken gece yarısı birkaç hayta arabaya gelip tartışma çıkardılar. İçmişler tabii bir de .Biz de Ulaş ile karşılık verdik , hepsi bu.
Ulaş ise :
-Hatta bazıları öyle korktular ki erkenden kaçtılar yanımızdan , diyerek imalı laflar söylüyordu . Ayça bir an olsun rahatladı. Benim pansumana ihtiyacım olup olmadığını sordu ve sonra bürolarımıza geri döndük .
Bugün işler gerçekten yoğundu . Onlarca dosya inceleyip onayladım . Müdür Bey ise asistanı aracılığıyla hepimizi binanın merkezine topladı. Herkesin burada olduğundan emin olduktan sonra konuşmasına başladı:
-Evet , öncelikle sizleri işlerinizden alıkoydum fakat bu konuşma bir başarının açıklanmasıyla alakalı. 2015-2016 , şirket verilerine baktığımızda tam tamına %60 oranında hem ekonomik hem de camiada büyüme yaşadığımız ortada. Öncelikle bu büyük başarıyı hep birlikte elde edindiğimizi söylemek istiyor ve çaycısından tutun da CEO'suna kadar herkese çok teşekkür ediyorum . Ve bu güzel başarıyı bir de her sene yaptığımız gibi "En Etkin Eleman" ödülleriyle pekiştirmek istiyorum . İki gün sonra şirketimizin ayarlamış olduğu partiye hepiniz davetlisiniz. Mutlaka gelin , belki de en etkin eleman sizsinizdir.
Bu konuşmadan sonra Ayça'nın yüzüne baktım . Yüzünde öyle büyük bir umut vardı ki anlatamam. Kafasını çevirip yanıma geldi.
-Öncelikle Emre'cim yenilgiye kendini alıştırman gerekiyor. Ve bu yenilgini seyretmen için de sana benimle partiye katılmanı teklif ediyorum.
-Bu nasıl bir teklif ? Hep beni yeriyorsun. Hem ağzına geleni söyle hem de partiye davet et oldu canım . Hem ben şuradaki asistanı görüyor musun? Hah , işte onunla katılmayı düşünüyorum partiye.
-Emre beni daha fazla sinir etmesen iyi edersin .Geliyorsun işte konu kapanmıştır.
-Ama ben...
-Hayır geliyorsun benimle , sonra ikimiz kol kola girip öğle arası için indik . Bir aksiliğin çıkmasından korkuyordum . Belki de bu sadece onun kaybedeceğim korkusudur...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımı Değiştiren Adam
RomanceHer aşk kalpte yaşanır , kalp atmayı bırakınca son bulur mu? (Hikaye "Kal Ho Naa Ho" filminden alıntıdır.)