(Bir hafta sonra...)
Saat 6.45 olmuştu yine saat kulesinin önünde Ulaş'ı bekliyordum . Her zamanki gibi yine geç kalmıştı .Ulaş dakikliğe tepki olarak doğmuştu sanırım . Her ne kadar beni durmadan bekletse de o çok iyi bir arkadaş benim için. Bir hafta içinde aynı ofiste çok iyi bir arkadaşlık kurduk . Tabii ki bu arkadaşlık ilişkisinin içerisinde Emre de dahil. Zaten bir şeye de karışmasa şaşacağım . Ofiste öğle aralarını dahi birlikte geçiriyoruz . Lisede arkadaşlarımızla oluşturduğumuz gruplara döndük iyice . Onlara göre ben sinir bozucu gıcık tip , onlarsa yakışıklı ve havalı genç delikanlılar. Her ikisi de çocuk gibi. Onlarla uğraşmak ne kadar zor olsa da bir o kadar eğlenceli.
-Günaydın Ayça! Tamam tamam. Şimdi diyeceksin ki: "Her zamanki gibi yine geç kaldın Ulaş. Seni bu işe nasıl aldılar gerçekten inanamıyorum . Yetişkin bir insan bu kadar da sorumsuz olmaz ki canım ."
-Aferin dersine iyi çalışmışsın Ulaş!
-Gerçekten özür dilerim , gece bir film izledim , geç yattım o yüzden.Ama aşırı romantikti. Ağlamaktan bir hal oldum.
-Ağladın mı bir de? Ne kadar boş işlerle uğraşıyorsun ya!
-Duygusuzsun kızım sen.
-Film izlerken vergi levhalarının kopyasını da hazırlamışsındır umarım.
-Ne kopyası?
-Nasıl ne kopyası! Müdüre sunulacak olan dosyayı ben hazırladım .Bizde kalacak olan kopyayı da senin hazırlamanı söylemiştim dün.Sakın unuttum deme!
-Unuttum.
-Of Ulaş , lütfen bir gün de bir işi tam yap.
-Ben onu aralarda hazırlarım.
Ofise vardığımızda Emre aceleyle merdivenlerden iniyordu.Ulaş , Emre'nin omzuna dokunarak:
-Günaydın Emre Bey , ne bu acele?
-Günaydın günaydın da bugün mali müşavirler gelecekmiş. Tüm dosyaları kontrol etmeye iniyorum.
-Eyvah Ayça ! Ben hemen gidip şu kopyayı hazırlayayım yoksa ayvayı yiyeceğim.
Ofisi bir telaş kaplamıştı .Benim içim öyle rahattı ki tüm dosyalarımı hazırlamıştım .Öğle arasına doğru Ulaş dosyayı hazırlamayı başardı .Sadece fotokopisini çekmesi gerekiyordu .Masadan kalktığı gibi asistan bizim büroya girip Ulaş'ı müdürün çağırdığını söyledi. Kısa eteğiyle bir asistandan başka her şeye benzeyen Aslı , bizim Ulaş'ın gözlerini kamaştırmıştı:
-Ayça , meslektaşların en güzeli , lütfen şunların fotokopisini çekiver . Bak beni müdür çağırıyor.
-Biraz önce içine düştüğün Aslı çeksin fotokopilerini.
-Hadi ama Ayça , lütfen.
-Getir şunları , hadi.
-Sen bir tanesin be!
Homurdanarak masamdan kalkıp büro dışındaki fotokopi makinesine yöneldim. Kimsenin olmayışı işime gelmişti. Kağıtları yerleştirdikten sonra yazdırma işlemine başladım ama makine birden hata verdi. Kağıt sıkışmış olmalıydı ve ne yaptıysam sorunu çözemedim . Tam sinirden makineyi tekmelerken Emre yanıma geldi:
-Dur , dur sakin !
-Emre yardım eder misin ? Bir şey oldu buna.
-Bekle bakayım.
-Sende bir soğukluk mu var ? Kırgın mısın bana?
-Hayır.
-Emre seni az da olsa tanıyorum .
-En yakın arkadaşın Ulaş'a sor o sana anlatsın .Ne de olsa artık onunla vakit geçiriyorsun.
-Yaptığın çocukluk Emre. Kıskançlığın alemi yok.
-Bu kıskançlık değil. Seni en iyi tanıyan , dert ortağını bırakıp.Daha bir haftadır tanıdığın oğlanla geziyorsun .Yalan değil mi?
-Biraz sessiz olsana sen ! Yanlış anlaşılacak. Ayrıca her ikinizin de beni iyi tanıdığı falan yok.
Bu sert çıkışımdan sonra Emre makineyle uğraşırken bir şeyler söylemeye başladı .Hayatımda duyduğum en etkileyici şeylerdi bunlar .Bir yandan kağıtları teker teker çıkarıyor bir yandan da yüzüme bakmadan konuşuyordu:
-En sevdiğin renk , mavi . Kahvaltından çok akşam yemeklerini seviyorsun . En sevdiğin yemek de fırında tavuk. Onu da acılı sosu olmadan yemiyorsun .Polene alerjin var .Bu yüzden bahar ayları dışarı çıkmaktan çok korkuyorsun .Çalışırken her zaman kahve fincanını sol tarafa koyuyorsun . Çantanın sol cebindeki yeşil kalemin sana uğur getirdiğine inanıyordun ta ki KPSS'de düşük not alana kadar. Daha sonra o kalemi kırdın .Çalıştıktan sonra "Heer" adındaki müziği dinliyorsun .Bu müziği dinlerken gözlerini kapatıyorsun , çünkü bu sana huzur veriyor .En sevdiğin film "Inception". Toplum içerisinde bir yazı okurken sağ elinin işaret parmağını yatay konuma getirip burnuna dokunduruyorsun . Çünkü ilkokul birinci sınıftaki çocukluk aşkın hep öyle yapıyordu . Ha bir de unutmadan en sevdiğin dizeler ...
Başını kaldırdı ve gözlerimin içine baktı . Dolan gözlerimi kırpsam ağlamaya başlayacaktım. Dizeleri okumasıyla göz yaşlarım dökülmeye başladı.
Güneşin ışığı söndü, Ay parlamaya başladı
Gökyüzü neden kayboldu?
Ben olduğum yerde dururken dünya etrafımda dönüyor .
Kalbim atarken, nefesim kesiliyor.
İlk aşk dedikleri bu mu?
Sevgilim, bu benim ilk aşkım mı?
Bir an duraksadım .Hakkımdaki her şeyi biliyordu . Kalbimin atışını bedenimin her noktasında hissediyordum . Sözleriyle kendime geldim.
-Şimdi karar ver , hangimiz seni daha iyi tanıyoruz?
Sonra kağıtları elime verip uzaklaştı . Bir elimle kağıtları tutuyordum bir elimle de göz yaşlarımı siliyordum . İki kalbi birden taşımak bana ağır gelmişti sanırım .Büroya girdiğim gibi sırıtarak oturan Ulaş'a kağıtları uzattım . Ulaş sevinçten ölecekti. Ama şimdi hiçbir şey umurumda değildi. O müdürle arasında geçen konuşmayı anlatmaya başladı . Kulaklarım tıkanmıştı , gözlerim kör...
Çıkış saatine kadar birkaç mail okumaktan başka hiçbir şey yapamadım . Saat geldiğinde eşyalarımı toplayıp çıkışa yöneldim .Ulaş , ben ve Emre evlerimiz yakın olduğu için çıkışta hep birlikte giderdik .Ulaş ile birlikte Emre'yi çıkışta beklemeye başladık . Kapının önünde beklediğimizi gören münasebetsiz Aslı:
-Emre Bey'i bekliyorsanız , o çıktı , dedi. İlk defa bir işe yaramıştı şu kız. Ulaş şaşkın bir biçimde:
-Nereye gitti ki ?
-Bilmiyorum . Beklemeyelim , belki de yoldadır.
Yürümeye başlamıştık. Ulaş her zamanki gibi bana uzun uzun bakıp bir şeyler anlatıyordu . Bense gözümü etraftan ayırmıyordum .Birden Ulaş kolumu dürttü ve bana çardakta bir kadınla oturan Emre'yi gösterdi . Nedensizce şaşırmıştım .Hararetli bir biçimde konuşuyorlardı . Ulaş yanlarına gitmekte ısrarcı olsa da ben oradan uzaklaşmak istemiştim .Kimdi şimdi bu kadın? Ne işi vardı Emre'nin yanında? İçimdeki bu huzursuzluğa anlam verememekle birlikte iyice ikileme düşmüştüm...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımı Değiştiren Adam
RomanceHer aşk kalpte yaşanır , kalp atmayı bırakınca son bulur mu? (Hikaye "Kal Ho Naa Ho" filminden alıntıdır.)