Kavuşma

10 2 6
                                    

Duygular her ne kadar birbirlerine benzer gibi dursalar da her birinin parmak izi farklıdır . Kimi güller açtırırken yürekte kimi gözünün yaşına bakmadan ateşe verir o bin bir hevesle ortaya koyduğun gül bahçesini. Hepsinin bir ömrü vardır , kızgınlık çabuk geçer , mutluluk da öyle ... Biri var ki aralarında işte o yıllar boyunca çıkamıyor içinden ; sen koştukça geliyor peşinden , senin nefesin kesiliyor daha yolun yarısında ama o yorulmak nedir bilmiyor . Kimisi için bahşedilmiş en güzel nimet kimisi için ise evlerden ırak bir bela. AŞK...

4 Ay Sonra

Günaydın , bugün bir milat benim için . Şu son yıl onca şey yaşadım ki ; aklım dimahım almıyor olanaları .Bu dört aya içinde neler oldu? Emre'nin kapısından biçare halde nasıl çıktığım daha dün gibi aklımda.Şimdi ise evleniyorum ; son zamanlarda arama duvarlar örmek istediğim adamla  , Ulaş'la, dört ay içinde nasıl oldu bilmiyorum ama evlenme kararı aldım . Bilmiyorum belki de bu bir kaçış benim için , Emre'nin gözlerimin önünde eriyip yok olmasına tahammül edebilecek kadar güçlü değilim . Bugü bir karartı var gözlerimde ; anlam veremediğim . Bundan sonra beni neyin beklediğini bilmiyorum , umarım her şey yoluna girer. Aşağıda büyük bir telaş davar ; eve tepsiler ve bir sürü sandık gelip gidiyor . Annemin yıllarca bin bir umutsuzlukla hazırladığı çeyizler teker teker çıkıyor kapıdan ; işçiler homurdanarak çuval çuval taşıyorlar onca kitabı . Onları atmayacağım , Emre'den ayrılıp Ulaş'ın olduğumda hiç dostum kalmayacak en azından kitaplarım yoldaş olsun istiyorum bana .Her neyse ; tam bu sırada cama hızlıca bir şey çarptı . İrkildim önce ve cama yöneldim :

-N'oluyor ? 

-Günaydın gelin hanım , şu haline bak hala hazır değilsin. Daha düğün gününden damadı kaçıracaksın .

-Hala şu huyundan vazgeçemeyeceksin Emre .  

-Hadi gel aşağıya , Ulaş da geldi . Seni kuaföre götüreceğiz . Çabuk ol ama yoksa Ulaş heyecandan ölecek . 

Sonra tatlı tatlı güldü , ömrüm boyunca yalnızca bu gülüşü izleyerek bile yaşayabileceğimi fark ettim .Bi' anlık kendime gelip yanlarına indim ve hızlıca kuaföre gittik  . Önce yanımda gelen kızların hazırlıkları yapıldı .O sırada Emre ve Ulaş'ı izledim biraz , daha aylar önce kedi köpek gibi didişen bu iki adam şimdi birbirleriyle dertleşiyorlardı . Ulaş heyecanından ve stresinden yerinde duramıyordu , Emre de onu sakinleştirmeye uğraşıyordu . Sıra bana geldi , sade bir şey olsun istedim her ne kadar kuaför o koca simli gelin topuzunda ısrarlı olsa da içime sindi saçım . Saat de yaklaşmıştı , Gelinliği binbir zorlukla da giydikten sonra Ulaş'ın karşısında çıktım . Gözleri fal taşı gibi açıldı  , onu mutlu görmek hoşuma gitti . Kızlar "nikahtan önce  gelini görmek uğursuzluk getirir" mantığına dayanarak onu uzaklaştırıp arabaya zorla bindirdiler . İçerde birkaç eşyamı unuttuğumu fark edince  eşyalarımı toplamak için içeri girdim . Tam tekrar dışarı çıkarken Emre ile karşı karşıya geldik . Hafifçe gülümsedim . Ağlamak üzereydim , buruk bir sesle 

-Nasıl olmuşum?

-Hayallerimdekinden bile güzelsin , çok hoş görünüyorsun .

Sesindeki acizliği anlayabiliyorum , çünkü o ne hissediyorsa ben de aynısını hissediyorum . Bir bedende iki kalp taşımak bu dünyada yüklenilebilecek en zor yük. Kolumdan nazikçe tutmasıyla arabaya bindik .Düğün salonuna yaklaştık. Herkes , her şey hazırdı ; annem bir uçtan uca koşturup her şeyi hallediyordu . Kızlar benim eteğimin tülüyle , babaannem çocuklarla , Emre ve Ulaş da teknik işlerle meşguldü. Misafirlerin yavaş yavaş gelmesiyle içimde bir ürperti oluşmaya başladı . Ve sonuna merasim başladı , Ulaş ile ben sahneye davet edildik ve romantik bir şarkıda dans ettik . Ardından tüm çiftler ayaktaydı . Babaannem ise Emre ile dans ediyordu .Bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama o an babaannemin yerinde olabilmek için canımı bile verebilirdim .Hareketli şarkılarla devam etti düğün ve ardından bir sessizlik oldu  , ışıklar falan kapanınca elektrikler kesildi zannettik .Bu koskaca sessizliğin ardından Emre çıktı ; sevdiğim bir Hint şarksını açıp her yeri şenlendirdi hatta kendisi bazı geleneksel figürler bile sergiledi. Tüm uzuvlarının , hele ki Ulaş'ın yanında beni gören gözlerinin kor alev gibi yandığını bilmeme rağmen bunu kimseye çaktırmadı hep gülümsedi. Eğlence devam ediyordu , bir an o karmaşanın içinde ben de kayboldum . Emre'nin gözden kaybolduğunu bile fark edemedim . Ardından bir çığlık koptu , Zeynep yerde boylu boyunca yatan Emre'yi görünce  deliye dönmüştü. O an iliklerimden tüm kanım çekildi işte . Yanına gitmek istedim , Ulaş eliyle beni engellemeye çalıştı , korktu. O an gözüm ondan başka kimseyi görmedi ki göremezdi de. Apar topar hastaneye gittik , geçen her saniye boğazımda bir düğüm misali düğümlendi.  Doktorlar acil müdahale ettiler , saatlerce o kapının önünde bekledim , ellerini yeniden tutmak için . Ulaş ise sürekli bana eve gitmem gerektiğini söyledi. O an aklıma ne gelirse söyledim:

-Ne saçmalıyorsun sen be ! Napacağım eve gidip hiçbir şey olmamış gibi oturacak mıyım? Benim ruhum çekiliyor anlamıyor musun  , nefesim daralıyor . Kulağımda senin sesini değil ; onun sesini duymak istiyorum . 

Bağırıp çağırdığım sırada doktor çıktı ve onu odaya alacaklarını durumunun kritik olduğunu döyledi. Yarım saat sonra odasına girebildik .Hemşire bunu bize söylerken o kadar umudu kesmişti ki Emre'den , gözlerinin feri gitmişti bir kere.Önce babası girdi içeri uzunca konuştu onunla , sonra da ben girdim .Gülümseyerek karşıladı beni. Şu durumda bile gülümseyebiliyordu o.

-Beni hiç affetmeyeceksin değil mi?

-Neden?

-(Zorla nefes aldı) Düğününü berbat ettim .

-Hiçbir şey senden önemli değil. Sen benim kahramınımsın , dualarımda dilediğim çözümsün .Sana belki bunları hiçbir zaman söyleyemedim ama sen bana verilen en güzel nimetsin .Seni bi' inat uğruna harcadığıma inanmıyorum .

-Hayır ,öyle deme . (Gözlerinden yaşlar dökülerek) Sende en sevdiğim şey ne biliyor musun? Güldüğünde yanağının kenarında çıkan gamzen . Annemde de aynısı vardı , gülüşü aynı sen hele bakışın tıpkı annem .Ben sende yeniden doğdum Ayça ; sana ölümden sonra sevmeyi de vaad ediyorum . Belki de artık bu kalbi sana devrediyorum .Şimdi hiçbir şey söyleme , sadece sar kollarınla beni , kokunu içime çekeceğim. Ben senin kollarında ölmek istiyorum. 

Hayatımın en zor dakiklarını geçirdim o an .Gözyaşlarım saçlarının arasından kayıp gitti .Yavaş yavaş gögsüme vuran nefesinin sıcaklığı kayboldu .Onunla beraber öldüm ben her saniyesine şahit oldum , sanki uyuyor gibiydi kollarımda  saçlarını okşadım son kez içime çektim kokusunu. Feryad etmek istedim , bağırmak istedim .Ama yapamadım , boğazıma düğümlenen nefesleri bir türlü çözemedim .Bembeyaz yüzüne baktım tekrar .Daha sıkı sarmaladım onu , kollarımın arasından kayıp gitmez belki , belki beni bırakmaz diye daha sıkı sardım bedenini. Zor ayırdılar bizi , babası harap olmuştu . Mahalleye neşe saçan güneş işte bugün battı. Günler geçti , herkesin hayatı normale döndü , bi' babası atlatmadı bunu bir de ben .Antalya'ya taşındı Mehmet Amca , bana da evin anahtarını verdi. Her gün sanki içeride o varmış gibi giriyorum içeri , sesleniyorum "Emre" diye sonra fırına gitmiştir diyorum, saatler geçiyor fark ediyorum gelmediğini . Bu seferde limanda gazete okuyordur deyip kandırıyorum kendimi. Her gün bir başka bahane buluyorum  onunla kavuşmak için .Ve ben bundan sonra yalnızca ecelimi bekliyorum tekrardan o yumuşacık ellerini tutmak için...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 05, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Hayatımı Değiştiren AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin